•54

908 61 0
                                    

Bölüm Şarkısı: Son Feci Bisiklet - Teslim Tesellüm
———

1 Ay Sonra

"Ay bir gelemediler." dedim odada volta atarken. "El öpmekten alnım, sarılmaktan kollarım aşındı."

"Az önce konuştum Doğukan'la. Gelmek üzereyiz, dedi."

Serap'ın cümlesiyle heyecanım daha da artarken ellerimle yüzüme hava yaptım.

Nişan günümüz sonunda gelip çatmıştı.

Sömestr tatiline girer girmez ilk fırsatta hepimiz Ordu'ya gelmiştik. Geleli 3 gün olmuştu ve 3 gün içinde hep birlikte bütün hazırlıkları tamamlamıştık.

Ordu'ya gelmeden önce kıyafetlerimizi aldığımız için alışveriş yapmamıza gerek kalmamıştı.

3 gün içinde dekorasyon şirketi ayarlamış, ikramları hazırlamış ve davetlilere haber vermiştik.

İki ayağımız bir pabuca girdiği için Orkun'la sadece telefonda görüşebilmiştik.

Nişan bizim evde yapılacaktı ve salon oldukça geniş olduğu için davetliler de kolaylıkla sığabilecekti.

"Şaka maka, yavaş yavaş düğüne yaklaşıyoruz."

"Ay dur, deme öyle." dedim heyecanla. "Bayılırım küt diye."

"Yalnız, çok güzel oldun." İrem'e bakıp gülümsedim ve aynaya baktım.

Pudra pembesi ve mor karışık tüllerden oluşan, kalın askılı, V yaka, dizimin bir karış üstünde bir elbise almıştım.

Elbisemin altına giydiğim koyu mor stilettolarımla ve dağınık topuz yapılmış saçlarımla oldukça güzel duruyorum.

Kapının zil sesini duyunca gözlerimi aynadan çekip telaşla kapıya döndüm.

"Geldiler, geldiler!" Rüzgar'la Çınar'ın bağırış seslerinin içerisinde odanın kapısı açıldı ve Ahmet içeri girdi.

"Ahsen, geldiler. Koş kapıya."

Hızla odadan çıkıp hole geçtiğimde annemler ve diğer aile büyükleri de hole çıkmıştı.

Derin bir nefes alıp kapıyı açtığımda Aysun Teyze ve Salim Amca içeri adım attılar.

Onların elini öptükten sonra; Orkun'un anneannesinin, babaannesinin, Aysun Teyze ve Salim Amca'nın kardeşlerinin de ellerini öptüm sırayla. Orkun'un amcasının çocukları olduğunu daha yeni öğrendiğim iki kuzeniyle de sarıldım. Annesinin ve babasının akrabalarıyla da tanıştıktan sonra sıra bizimkilere gelebilmişti.

"Ağlayacağım." dedi Kerem dudaklarını büzüp.

"Sakın!" dedim ve sarıldım ona. "Beni de ağlatırsın."

Hepsiyle küçük diyaloglar kurup sarıldıktan sonra sıra sonunda Orkun'a geldiğinde kocaman gülümsedim.

"Hoş geldin." dediğimde o da gülüşünü büyüttü.

"Hoş bulduk."

Herkes salona geçtiğinde kendi arasında gruplanarak sohbete daldığında halam beni yanına çağırdı, yanında da Nermin Teyze vardı.

"Ay Ahsen." dedi Nermin Teyze bana sarılıp. "Hayırlı olsun."

"Sağ ol Nermin Teyze."

"Ahsen." Nermin Teyze ve halama bir bakış atıp beni çağıran annemin yanına gittim. "Kızım hadi sen kahve yap."

"Yine mi?" dedim kısık sesle. "İsteme yapıldı zaten."

"Yapıldı ama şimdi büyüklerin hepsi buradayken kahve dağıtmamak olmaz. Kahveler içildikten sonra takılar takılacak sonra da biraz sohbet edilir biter zaten."

"Tamam, ben kahveleri yapayım o zaman."

Kızları yanıma alıp mutfağa geçtiğimde Ebru yanında adının Seval olduğunu öğrendiğim kuzenini de getirdi.

"İstemede bile bu kadar heyecanlanmamıştım." dedim kahveyi cezveye koyarken.

"Bu arada..." diyen Seval'e baktım. "Çok yakışıyorsunuz. Orkun çok şanslı, hayırlı olsun."

"Teşekkür ederim, sağ ol."

"Ay bir şey diyeceğim." dedi Serap. "Nermin Teyze bana bir garip bakıyor. Geriliyorum ben."

"Sen yine iyisin." dedi İrem. "Annem Kerem'e bakışlarıyla psikolojik baskı uyguluyor."

"Ahsen." dedi Merve. "Annen beni babaannenle anneannene gelini olarak tanıttı." Duyar duymaz kahkahayı patlattık hepimiz. "Ay gülmeyin ya, çok heyecan yaptım."

Kahveler hazır olduğunda İrem ve ben tepsileri alıp salona girdik. Kızlar da peşimizden geldiler.

Kahveleri dağıtırken Orkun'un amcasına ve onun karısına da kahvelerini verdim.

"Maşallah maşallah." dedi Orkun'un yengesi gülerek. "Pek de güzelsin."

Kahveler içilip uzun uzun sohbet edilirken çocuklar da bir yandan fotoğraflarımızı çekiyorlardı.

Sıra takı takmaya gelince Orkun'la birlikte masanın önüne geçtik.

Babaannem Orkun'un yakasına bir tam altın ve bana da bilezik taktığında ikimiz de onun elini öptük.

Anneannem, Orkun'un anneannesi ve babaannesi de aynı şeyleri taktıktan sonra annem ve babam yanımıza geldiler.

Annem dolu gözlerle gözlerimin içine içine bakarken babam Orkun'un yakasına altınını, benim de bileğime bileziğimi taktı. Orkun ve ben babamın elini öptük.

Annem de Orkun'un bileğine saat taktıktan sonra Orkun annemin elini öptü. Ben de annemin elini öpüp uzun uzun sarıldım.

"Anne ağlarsan kaçarım bak, haberin olsun." dediğimde Orkun da dediğimi duyup kısık sesle güldü.

Sıra Aysun Teyze ve Salim Amca'ya geldiğinde Aysun Teyze, Salim Amca'nın elindeki kutudan gerdanlığı çıkardı.

"Sana da pek yakışacak." Aysun Teyze'ye güldüğümde boynuma altın kolyeyi taktı. Kulağıma küpeleri ve bileğime de altın bilekliği de taktığında Aysun Teyze'nin elini öptüm. "Güle güle kullan kızım."

"Sağ ol Aysun Teyze."

Salim Amca Orkun'un yakasına altınını takıp bana da iki tane bilezik taktı.

"Kızın kolları çıt diye kırılacak birazdan." Yanımda duran Yiğit'e güldüm.

Halam ve Nermin Teyze, Orkun'un amcasıyla yengesi de altınları taktıklar.

İkimizin de dedeleri, Nermin Teyze'nin de halamın da kocası erken yaşta vefat etmişti.

Diğer akrabalar da takılarını takınca takı takma faslı bitmiş oldu.

"Çok güzel olmuşsun." Kulağıma fısıldayan Orkun'a bakıp gülümsedim. "Nişanlım."

MÜZİĞİN RİTMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin