MÜZİĞİN RİTMİ

•18

Bölüm Şarkısı: Burak Şenluk - Melek
———

Evin içinden sesler gelmeye başladığında oturduğum koltuktan kalkıp banyoya girdim.

Orkun'un dediklerini duyduktan sonra gözüme uyku girmemişti. Bütün gece odamdaki koltukta oturup olayı bilmeden gemileri yakmamaya çalışmıştım.

Arayan Orkun'un eski sevgilisiymiş. Adı Buse'ymiş. Bunları dediği cümleden zaten anlamıştım.

Kızın gecenin köründe araması sinirlerimi zıplatan bir detaydı. Kızın araması zaten sinirlerimi ayrı zıplatıyordu.

"Sakin ol Ahsen." diye mırıldanarak elimi yüzümü yıkadım ve üzerimi değiştirip odadan çıktım. Tam o sırada Serap da odasından çıkıyordu.

"Günaydın." dediğinde bir şey demeden onu odama çektim.

"Ne oluyor be?" deyip yatağıma oturunca derin bir nefes alıp ona baktım.

"Dün gece olanları duydun mu?" Kafasını iki yana salladı.

"Duymadım. Ne oldu?" dediğinde bir süre duraksadım.

"Gece Orkun'un telefonu çaldı. Aç falan dedim 'önemli değil açmasam da olur' dedi. Kimin aradığını sordum söylemedi. Ekrana bakmaya çalıştım, göstermedi. Uykun kaçmasın yat sen, dedi. Ben de üstelemedim içeri girdim. Bahçeden sesi geldi sonra. 'Buse niye sürekli arayıp duruyorsun? Bıkmadın mı artık? Biz ayrıldık bırak peşimi.' dedi." deyip sustuğumda Serap şaşkınlıkla suratıma bakıyordu.

"Nasıl? Orkun'un eski sevgilisi de Deniz gibi miymiş?" Omuz silktim.

"Bilmiyorum valla. Eğer öyleyse... Orkun Deniz yüzünden benimle kaç gün konuşmadı ama kendisi aynı durumdaymış." dedim kırgınlıkla.

"Dur bir, öğrenmeden bir şey yapmayalım. Sen de bildiğini belli etme. Bakalım ne olacak?" dediğinde kafamı salladım.

"Zor olacak ama..." deyip ayağa kalktım. "Nasıl öğreneceğim ki?" dediğimde o da kalktı.

"Biraz daha dikkatli ol. Telefonuyla falan oynadığında omzuna yat, okumaya çalış ya da o yanındayken telefonunu almayı dene. Bakalım izin veriyor mu?" diye birkaç teori üretirken yavaş yavaş aşağı indik.

"Neyse, halledeceğim bir şekilde." deyip derin bir nefes aldım ve bahçeye çıktım.

Halam ve Nermin Teyze kızlarla beraber masayı hazırlıyordu, erkekler ise minderlerde oturmuş sohbet ediyorlardı.

"Günaydın." dedi Serap halamların yanına gidip. Ben de peşinden giderken ayakta uyukluyordum.

"Günaydın kuzum. Hadi sofra hazır, geçin."

Yavaş yavaş yerime geçtiğimde herkes yerini almıştı.

"Hala her tarafım ağrıyor." dedi Yiğit omzunu sıkarak. "Biri de 'kalkın odaya gidelim' dememiş."

"Ben size dedim odanıza gidin diye. Birazcık büyük sözü dinleyin." dedi halam otoriter bir sesle.

"Aman Serpil Teyze ya. Buldun ya sen de şimdi vur tabi." diye mırıldandı Yiğit.

Herkes iştahla kahvaltı yaparken ben hem uykusuzluktan hem de uykusuzluğumun nedeninden dolayı tek lokma yiyemiyordum.

"Hepiniz cin gibisiniz de Ahsen ayakta uyuyor valla." dedi Nermin Teyze. "Uyumadın mı sen?" dediğinde herkes bana dönmüştü.

"Gece uyanıp odama çıktım ama daha uyuyamadım." dedim ve önümdeki bardağı alıp biraz su içtim.

"Günaydın." diyen sesle beraber hepimiz hayretle masanın sol yanına baktık.