•30

1.1K 77 3
                                    

Bölüm Şarkısı: Kaan Boşnak - Böyle Güzelsin Hep Böyle Kal
———

"Geldiler."

———

Heyecanla bağırdığımda kızlar da telaşla yanımıza geldiler.

"Bunu sonra konuşacağız." Annem son noktayı koyup beni ittirdi. "Ne duruyorsun kızım? Açsana kapıyı."

Mutfaktan çıkıp kapıya koştuğumda annem, babam ve Ahmet arkama geçtiler. Kızlar da Rüzgar ve Çınar'la birlikte kapının karşısında duruyorlardı. Babaannem ve anneannem de kızların yanında durdular.

Derin bir nefes alıp kapıyı açtığımda önde Aysun Teyze ve Salim Amca duruyordu.

"Hoş geldiniz." dedim içeri geçerlerken.

Aysun Teyze ve Salim Amca'nın elini öptüğümde annemler de sırayla tokalaştılar.

Orkun'un anneannesi ve babaannesinin de elini öptükten sıra sıra Ebru'ya gelmişti.

"Abim en arkada, adet öyleymiş. Biraz bekleyeceksin galiba." dedi Ebru sarılırken. Gülerek ilerlediğinde Doğukan'la ve ardından Yiğit'le sarıldım.

"Demek yuvadan göçeceksin ha." dedi Kerem karşıma geçince.

"Saçmalama ya." dedim ve sarıldım ona. O da gülerek gittiğinde sıra Orkun'a gelebilmişti sonunda.

"Hoş geldin." dediğimde çiçeği ve çikolatayı bana uzattı. Annemler olduğu için onunla sarılamazdım.

"Hoş bulduk." Çiçeği ve çikolatayı aldım.

Herkes içeri geçtiğinde mutfağa girdim.

Annem yanıma sadece birini alabileceğimi söylediği için ben de Serap'ı seçmiştim.

Ben kahveleri hazırlarken o da fincanları ayarladı.

"Ay elim ayağıma dolanıyor. Takım elbiseyle nasıl da karizmatik olmuştu." dedim cezveyi karıştırırken.

"Doğukan'a da gömlek çok yakışmıştı. Hep tişörtle görünce böyle garip geldi."

Kahveyi fincanlara döktüğümde işin biraz içimi acıtan ama aynı zamanda da hoşuma gittiği kısmına gelmiştik.

"Sadece tuz dökeceğim." dedim ve tuzluğu elime alıp kahveye döktüm.

"Kızım başka şeyler de dökseydin yine iyiydi. Tansiyonu fırlayacak çocuğun." Sanırım biraz fazla dökmüş olabilirdim ama olsun.

"Gidiyorum o zaman." dedim ve tepsiyi elime aldım. Serap da diğer tepisiyi aldığında beraber salona girdik.

Benim kahveleri evin temel insanlarına vermem gerekiyordu. Serap da diğerlerine verecekti.

Önce Salim Amca'ya ardından Aysun Teyze'ye kahvelerini verdikten sonra anneme ve babama verdim. Orkun'un babaannesiyle anneannesine de kahvelerini verip babaanneme ve anneanneme de kahvelerini verince sıra Orkun'a gelmişti. Gülerek ona baktım ve tepsiyi tutan baş parmağımla fincanını gösterdim. Korkuyla karışık gülerken fincanını aldığında Ahmet'e ve Ebru'ya da kahvelerini verip, annemle babamın oturduğu koltuğun ve Ahmet'in sandalyesinin yanında duran sandalyeye oturdum.

Herkes kahvesini içerken bir yandan da Orkun'u izliyordu. Orkun önce kahve fincanını yavaşça aldı ve korkulu gözlerle bana baktı. Beklentiyle kafamı sallayınca yine yavaş hareketlerle fincanı ağzına götürdü.

Bu mevzu benim için çok önemli değildi ama adetti işte. Eski zamanlarda bir kızı istemeye geldiklerinde kız damadı beğenmezse kahveye tuz dökermiş ama şimdi damat eğer o kahveyi sonuna kadar içerse kız için her zorluğu karşılayacak demekmiş.

MÜZİĞİN RİTMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin