17

2.7K 235 98
                                    

"Evime nasıl girdiniz?"

Aslında, tek sormak istediğim soru bu değildi. Beni ne hâlde bulduklarını bilmiyordum. Bu duruma nasıl geldiğimi de bilmiyordum. Onların neden buraya geldikleri de önemli bir konuydu benim için. Fakat o an sadece evime nasıl girdiklerini öğrenmek istedim. Belki de en kolay soru buydu ve cevabı zihnimin karışmasına engel olacaktı. En azından, şimdilik...

Banyo kapısının ardında bekleyen Yağmur'u ve Jessica'yı oturma odasına yolladıktan sonra kendimi odama atmıştım. Ateşimin düştüğünü hissediyordum ama yine de halsiz ve bitkindim. Kaslarım tekrar ağrımaya başlamıştı. Hızlıca eşofman altımı giyip üzerime bir kazak geçirmiş ve kızların yanına gitmiştim. Beni gördüklerinde yanıma gelmek için ayağa kalksalarda onları durdurmuş ve karşılarındaki koltuğa oturmuştum. Sorduğum ani soru karşısında Jessica bakışlarını Yağmur'a çevirdi. Yağmur ise gözlerime bakmak yerine parke zemini inceliyordu.

"Kapı paspasının altına koyduğun yedek anahtarla girdik."

Kapı paspasının altına anahtar mı koymuştum?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kapı paspasının altına anahtar mı koymuştum?

"Ah, peki nasıl... Yani ben nasıl hastalandığımı hatırlamıyorum," dedim kelimeleri toparlamaya çalışarak.

Yağmur, cevap vermek için dudaklarını araladığında ortamı çalınan telefon bozdu. Jessica çantasından telefonunu çıkarttı ve bana üzgün bir bakış attı.

"Gitmem gerekiyor. Yağmur sana her şeyi anlatır. Kendine dikkat et."

Hızlıca ayağa kalkıp yanıma ulaştı ve yanağıma bir öpücük bıraktı. Yağmur'u da uzaktan öptüğünde evden hızlıca ayrıldı. Elimi yanağıma götürdüm ve Yağmur'un gülmemek için dudaklarını dişlediğini gördüm.

"Bu neydi şimdi?"

"Prenses öpücüğü."

İkimiz de kıkırdadığımızda ortamın gerginliği biraz dağılmış oldu. Fakat ben hâlâ cevaplanmayan soruların cevabını duymak istiyordum. Bu yüzden beklentiyle Yağmur'a baktığımda isteğimi anladı ve konuşmaya başladı.

"Aslında, sana attığım ve senin bana attığın mesajlar yüzünden gece uyuyamadım. Evet, sana kızgındım. Ne kadar tersini söylesem ve umursamıyormuş gibi davransam da sana çok kızgındım. Fakat sonra bunun anlamsız olduğunu farkettim."

Sözlerine ara verdi. Bir şey söylemedim. Yosun'dan arda kalan zamanlar ben de aramızda olanları düşünüyordum.

"Aniden evden çıkıp kendimi apartmanının önünde buldum. Fakat, Jessica'ya yakalandım. Üzgünüm, evini ifşa etmek istemezdim ama beni zorladı. Beraber kapının önüne geldik. Defalarca çalmama rağmen kapıyı açmadın. Ben de evde olmadığını düşündüm. Fakat sonra içeriden gürültü duyunca ve paspasın kenarında anahtar gözükünce... Özür dilerim. Yapmamalıydık ama yerde ateşler içinde kıvranıyordun. Bilincin kapalıydı."

Yutkundu. Sonra hafifçe gülümsedi.

"Sonrasını biliyorsun işte."

Kelimeler zihnimde şekillendiğinde bende ona hafifçe gülümsedim. Aramızda her ikisiyle de iyi şeyler geçmemişti ama bana yardım etmişlerdi.

"Teşekkür ederim."

Yağmur ayağa kalktı. Oturduğum koltukta duran yastıkları kabarttı ve bana döndü.

"Henüz iyileşmiş değilsin. Sen uzan ben de sana yaptığım ultra iyileştirici çorbadan getireyim."

Ağzımı açmama fırsat vermeden odadan çıktı. 2 senenin ardından ilk defa kalbimde bir sıcaklık hissettim. Bir şeyler kalbimi şefkatle sarmış ve kırıklarını toplamaya başlamıştı. Düşünmek istemedim. Yosun'un kırdığı bir kalbi başkası toplasın istemiyordum. Fakat bu benim elimde değildi. Kalbim kimi isterse onu seçiyordu. Yosun tarafından parçalanmış ve hasar görmüştü. İlk defa böyle bir ilgiyle karşılaşıyordu. Onu suçlamıyordum. Yosun'u suçlamıyordum.

Yağmur yanıma geldi ve elinde tuttuğu tepsiyi dizlerime bıraktı. Tavuk suyu çorbasından bir kaşık aldığımda, yanımda duran kız hakkında ilk şeyi öğrenmiş oldum. Güzel yemek yapıyordu.

"Deniz, belki şimdi sırası değil ama buraya bunları söylemek için geldim."

Bakışlarımı çorbadan ayırıp karşımda oturan kıza çevirdim. Gözleri gözlerimi buldu. Söylediği kelimeler ilk defa kalp atışlarımı hızlandırdı.

"Senin arkadaşın olmak istiyorum. Yeniden deneyebilir miyiz?"

YN/ Yosun'u okuyanlar bilir, böyle bir sahnenin benzerini...

YN/ Deniz, şefkate muhtaç bir çocuk. Söylemek istedim :)

DENİZ |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin