Ozan Deniz: Ne kadar aptalım değil mi?
(Mesajınız gönderilemedi.)
Ozan Deniz: Hâlâ sana tutunmak için bahaneler arıyorum.
(Mesajınız gönderilemedi.)
YOSUN |Texting adlı hikayenin devamıdır. Konuyu tam olarak anlamanız için ilk önce onu okumanızı ta...
Duyduğum kısık sesler zihnimde büyük bir gürültüye neden oldu. Sıyrıldığım derin uykudan gerçekliğe ayılırken, vücudumun üşüdüğünü ama titremek için bir gücümün olmadığını farkettim. Sanki üzerime bir bina yıkılmıştı ve ben onun altında kalmıştım. Kolumu dahi kaldıramıyordum fakat gözlerimi açmayı denemem gerekiyordu. Alnımın üzerindeki bezin soğuk ıslaklığını hissettim.
"Onu banyoya götürmeliyiz. Ateşinin böyle düşmesi çok zor," dedi kısık sesle. Sesini bir süre tanıyamadım ama sonra bunun Yağmur olduğunu anladım.
Neden buradaydı?
"Onu taşıyamayız. Koltuğa bile zor yatırdık."
Gözlerimi tekrar açmayı denediğim de nerede olduğumu anlayamadım. Gözlerim bulanık görüyordu, ancak bir süre sonra netlik kazandı. Salonumdaki koltukta bir enkaz gibi yatıyordum. Koltuk altlarımda ve alnımda soğuk bezler vardı. Yanı başımda Yağmur oturuyordu, tam arkasında ise Jessica...
Buraya nasıl gelmişlerdi?
"Deniz, iyi misin?"
Konuşmak için dudaklarımı oynatmayı denedim ama başaramadım. Bu girişimim sadece bedenimde acı bir dalgaya neden oldu.
"Kendini zorlama. Bak, bize yardım etmelisin, tamam mı? Ateşin saatlerdir düşmüyor. Seni ılık duşa sokmalıyız. Sadece kendini kaldırman gerekiyor."
Gözlerimi, onaylarcasına kırptım. Nasıl kalkacağımi bilmiyordum. Bedenim çok üşüyordu ama gözlerimden çıkan yangını hissedebiliyordum. Bu duruma nasıl gelmiştim? En son hatırladığım şey Yosun'un nefret dolu kelimeleriydi. Gerisi koca bir karanlıktı. Şimdi ise iki kız evime girmiş ve beni iyileştirmeye uğraşıyordu. Nasıl olmuştu? Neden olmuştu?
Jessica ve Yağmur yavaşça sırtımdan tutup beni oturur pozisyona getirmeye çalıştıklarında bedenimin kontrolünü ele alamayacak kadar yorgun olduğumu farkettim. Şuan bir ölüden farkım yoktu. Hiçbir kasımı harekete geçiremiyordum. Geçirecek gücü de kendimde bulamıyordum. Bedenimde oluşan yoğun acı dalgası yüzünden dudaklarımdan kısık bir inleme döküldü. Sesim kulaklarıma sanki bir yabancının sesiymiş gibi doldu.
"Lütfen, biraz toparlanmaya çalış."
Yağmur, çaresizlikle yüzüme baktığında kalbimde bir batma hissettim. Saatlerdir böyle yatarak, onları telaşlandırmış olmalıydım. Bu düşünce ruhumun pişmanlıkla dolmasına neden oldu. Onlara zorluk çıkartmadan, her hareketimde canım yansa da ayağa kalmaya çalıştım. İkisi birden kolumdan tutup beni banyoya götürdüklerinde biraz başım dönse de acı dalgası vücudumu terketmiş gibiydi.
"Gerisini ben hallederim."
Cümlemin duyulduğundan emin değildim. Fakat Yağmur'un çatılmış kaşlarla bana baktığını gördüğümde beni duyduğunu anladım.
"Olmaz. Ayakta zor duruyorsun. Seni yalnız bırakamayız."
İtiraz istemeyen ses tonuna karşı sadece dudaklarımdan sessiz bir lütfen yükseldi. Onunla tartışmak istemiyordum. Buna gücüm yoktu fakat ikisine de yeterince zorluk çıkartmıştım. Kendimi az öncesine göre daha iyi hissediyordum.
Bir süre suyun ısısını ayarlamaya çalıştı. Daha sonra bana döndü ama içinin rahat olmadığı gözlerinden okunuyordu.
"Tamam, ben kapının önündeyim ama en ufak bir seste içeri gireceğim. Haberin olsun."
İkisi birlikte banyodan çıktıklarında küvetin içine oturdum ve titreyen bedenime su tuttum. Ne kadar düşünmek istemesem de bu duruma nasıl geldiğimi bilmiyordum. Şuan ki halimden bahsetmiyordum. Neden Yosun'un hayaletiyle savaş içerisindeydim? Beynim onu gerçek olarak algılamak istiyordu. Bundan korkuyordum. Delirmek istemiyordum ama geldiğim nokta tam olarak buydu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Yosun ne demek? Uyurken sürekli bu kelimeyi sayıklıyordu."
Kapının önünde duyduğum konuşmayı dinlememek için kendimi akan suyun sesine odaklamaya çalıştım. Fakat başaramadım. İçimden geçenleri ise Yağmur kelimelere döktü.
"Öğrenmek istemezsin."
-----
Joseph: Bebeğim
Joseph: Seni özledim.
Joseph: Bu ayrılık ne zaman bitecek?
Joseph: Sana söylemiştim.
Joseph: Artık başka bir kız yok.
Yağmur: Beni özlediğini söylüyorsun.*
Yağmur: Ama benim nasıl hissettiğimi sormadın.*
Yağmur: Hırpalandım.*
Yağmur: Yıkıldım.*
Yağmur: Aklım başımda değil ama iyi olmayı öğreniyorum.*
Yağmur: Ama emin ol
Yağmur: Sensiz daha iyiyim. ●Görüldü.
YN/ Seni incitmek istemiyorum ama sen acı çekmek için yaşıyorsun, Deniz.