Dersten çıktığımda kendimi daha iyi hissediyordum. Gece yine uyuyamamış ve düşüncelerimin gürültüsünü dinlemiştim. Çok ses çıkartıyorlardı. Uyumam imkansızdı. En son ne zaman uyuyabildiğimi bile bilmiyordum. Sanırım en iyi uykumu, Yosunla son gecemde yaşamıştım.
Dün, arabada saatlerce oturduktan sonra eve girebilmiştim. Yağmur'u aramak veya mesaj atmak istemiştim. Fakat, utanıyordum. Ona kötü davranmak istememiştim. Kızı, oraya götürüp hiçbir şey söylemeden tekrar buraya sürükleyen bendim. Fakat bir pislik gibi davranan da bendim. Aynı eski sevgilisi gibi...
Kampüsün bahçesine çıktığımda bir ağacın altında oturmak istedim. Eve gitmek istemiyordum. Çünkü o evde ölecek gibi hissediyordum. Düşüncelerim şuan bile beni rahat bırakmıyordu. Onlardan kurtulmanın bir yolunu bulamıyordum. Nasıl onları durdurabilirdim? Nasıl onun işkencesinden kurtulabilirdim?
Fazla dolu olmayan kampüste boş bir alan aramak için gözlerimle etrafı taradım. Boş bir alan bulmak yerine görüş açıma, bir bankta oturmuş ders çalışan Yağmur girdi. Yanına gidip özür dilemeliydim. Ya affetmezse? Affedilmemeye alışmıştım. Eminim seni anlayacaktır. Sadece küçük bir özür... Bu kadar zor olmamalı. Zordu. Çünkü hatalıydım ve beni anlayacak kadar onunla yakın değildim. Yine de denemek istedim.
Yavaşça yanına adımlamaya başladığımda ne diyeceğimi düşündüm. Ne diyebilirdim ki? Özür dilerim. Düşüncelerim beni öldürmek istiyor. Onun acısını senden çıkarttım. Çok saçma. Çok saçma.
"Seni görüyorum."
Sesin nereden geldiğine başta emin olamadım. Daha sonra ise onun karşısında durduğumu farkettim. Sanırım, düşüncelerimle boğuşurken yanına çoktan geldiğimi anlayamamıştım.
"Dün, sana karşı sergilediğim tavır yüzünden, özür dilerim. Ben... Ben iyi değildim. Kendimi kötü hissettim bir an."
Bedenim terlemeye başladığında, kelimeleri sıralayıp cümleye dökmek zorlaştı. Bakışları hâlâ önünde duran kağıt parçalarındaydı. Kısa bir süre gözleri gözlerime değdi ve omuz silkti.
"Özür dilemene gerek yok. Ben biraz haddimi aştım. Birbirimizi tanımıyoruz ve ben senin özel alanını her seferinde işgal ediyorum. Önemli değil. Bu benim hatam."
Sözleri samimiyetten uzaktı. Onu tanıdığım kısa süre boyunca tüm kelimelerinde açık samimiyet ve gerçeklik vardı. Fakat şuan karşımda ki kız farklı biriydi. Bana eski samimiyetiyle bakmıyordu. Bana hiç bakmıyordu. Bu kalbimin teklemesine neden oldu. Omuzlarımı düşürdüm. Rahatsız olmuştum. Eminim o da rahatsız olmuştu.
"Ben-" dedim fakat cümlem tamamlanamadan atmosferde kayboldu.
"Yağmur!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ |Texting
ContoOzan Deniz: Ne kadar aptalım değil mi? (Mesajınız gönderilemedi.) Ozan Deniz: Hâlâ sana tutunmak için bahaneler arıyorum. (Mesajınız gönderilemedi.) YOSUN |Texting adlı hikayenin devamıdır. Konuyu tam olarak anlamanız için ilk önce onu okumanızı ta...