Eve Dönüş

2.2K 113 82
                                    

"Bunu yapmak istediğine emin misin?"

Yağmur elini elimin üzerine koydu. Bakışlarımı ona çevirdim ve güven vermek istercesine gülümsedim. Dudaklarımı araladığımda, pilotun sesi kulaklarıma doldu. Uçak, İstanbul seferi için kalkışa hazırdı.

Yağmur'un kemerini bağladığından emin olmak için gözlerimi onun güzel ama tedirgin gözlerinden ayırdım. Benim için endişelendiğini biliyordum. Son zamanlarda ben de benim için endişeleniyordum. Yağmur'a kısa bir süre önce ani bir evlilik teklifinde bulunmuştum. Bunun için erken olduğunu ve beni bu yüzden reddedeceğini biliyordum. Ne kadar yanılmak istesemde yanılmamıştım. Yağmur beni reddetmişti. Onu istemeden korkutmuştum. Lakin o bunu kabul etmek yerine, ani teklifimin nedenlerini kurcalıyordu.

Ona ikinci bir teklifle geldiğimde beni reddetmeyeceğini biliyordum. Eskiden evim olan o yere yalnız bir şekilde adımlamama izin vermeyecekti. Öyle de olmuştu. Şimdi yanımda, bana aşık ve benim için son derece endişeli bir şekilde oturuyordu. Onu bu ruh haline soktuğum için kendimden nefret ediyordum. Fakat kalbim artık özlem duymaya başladığında ailemle bir telefonun yetmeyeceğini çok iyi anlamıştım. Onlara gitmeye gücüm yoktu ama özlemin yakıcılığına da artık katlanamıyordum.

Gözlerimi tekrar gözlerine çıkarttım ve elimin üzerinde duran elini tutup yavaşça dudaklarıma götürdüm.

"Bunu sen olmasan yapamazdım, Yağmur. Bana güç veren sensin," dedim. Bana tutunma gücü veren sensin, sevgilim.

Yağmur bakışlarını benden ayırıp küçük camdan, bulutları izlemeye başladı. Bende düşüncelerimin derin bataklığına bir adım daha attım. Sonunu düşünmeden hareket etmeye başlamıştım. Birkaç gecedir uyuyamıyor, sonunda kavuştuğum uykuların birer birer ölüşünü izliyordum. Uykularımın geri gelmesi için hep ertelediğim o şeyle yüzleşmek mi zorundaydım? Bana derin acılarımda şahit olan o duvarlara yeniden kavuşmak...

Eve yeniden dönmek...

-------

Demir'i, bizi karşılamaya gelmemesi için defalarca uyarmıştım. Lakin o beni dinlemek yerine kendi bildiğini okumuş, saatlerdir havaalanını meşgul etmişti. Arabaya bindiğimizde benim kötü bakışlarımı es geçerek Yağmur'la laflamaya başlamıştı. Yağmur ve Demir ilk tanıştıkları andan itibaren çok iyi anlaşıyorlardı. Demir'in ona bu kadar çabuk ısınmasını hiç beklememiştim. O genelde her zaman en uzakta durmayı tercih ederdi. Ama söz konusu Yağmur olduğunda bir buzu erittiğine bile şahit olmuştum. Yağmur'un yaydığı atmosfer hepimizi huzura kavuşturuyordu. En çokta beni...

İstanbul trafiğine fazla yakalanmadık ama Demir, yolu Yağmur için uzatmak istemişti. Ona çeşitli yerleri gösteriyor, tam bir rehber gibi davranıyordu. Eve yaklaştığımızı hissettiğimde midemde bir hareketlilikle karşılaştım. Stres karşısında en büyük düşmanım midemdi. Bulantısı beni yıkmak için yemin etmişken bunu tek başına yapmayacağını titreyen ellerimi gördüğümde anladım. Bakışlarımı akan yolu izlemek için cama uzattım. Bir işe yaramadı. O eve girmeye hazır değildim.

"Aslında, hava çok güzel. Biraz sahilde yürüyüş yapalım mı?"

Ortaya attığım soru, bakışların bana dönmesine neden olmuştu. Yağmur ön koltukta biraz toparlanıp arkaya dönmüş, sorgulayan bakışlarını bakışlarıma değdirmişti. Ona sorun yok anlamında gülümsedim.

"Üzgünüm, kardeşim. Annem sizi alır almaz eve getirmemi söyledi. Kadın sabahtan beri hazırlık yapıyor. Ayrıca daha buradasınız, akşam çıkabiliriz."

Hayal kırıklığıyla yutkundum. Sadece biraz zaman kazanmak istiyordum. Yüzleşmek için, kısa bir zaman ve güven... Biraz güçlenmek istiyordum. O evin duvarlarına çarpan acıların üzerime bir yırtıcı gibi atlayacağını biliyordum. Yağmur ve ben birbirimize bakmaya devam ettiğimizde dudaklarını yana kıvırışını izledim. Güven veren bir gülüş...

DENİZ |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin