DENİZ |Texting

38

Joseph: Bebeğim,

Joseph: Beni hâlâ affetmediğini hissediyorum

Yağmur yazıyor...

Yağmur çevrimiçi

Yağmur yazıyor...

Yağmur: Affetmedim.

Joseph: Ama yanımdasın?

Yağmur yazıyor...

Yağmur çevrimiçi

Yağmur yazıyor...

Yağmur: Çünkü benim arkadaşımsın.

Yağmur: Senelerdir, bu böyleydi.

Joseph: Piçin tekiyim ama beni sevmeni isterdim.

Yağmur: Seni seviyorum, Joseph.

Yağmur: Ama sana asla aşık olmadım.

Joseph: Neden yalan söylüyorsun?

Joseph: Bana aşıktın.

Joseph: Hâlâ bana aşıksın.

Joseph: Çünkü yanımdasın.

Yağmur yazıyor...

Yağmur çevrimiçi

Yağmur yazıyor...

Yağmur: Senin yanındayım çünkü seni hâlâ önemsiyorum.

Yağmur: Sana aşık değildim, hiç olmadım.

Joseph: Bunu nasıl anladın?

Joseph: Evet, seni defalarca aldattım

Joseph: İnan bana kimse senin gibi değildi.

Yağmur yazıyor...

Yağmur çevrimiçi

Yağmur yazıyor...

Yağmur: Sen de onun gibi değilsin, Joseph.

Joseph: O?

Yağmur: O...

-------

Hayatımın dönüm noktası, Yosun'un beni terkettiği o gece gerçekleşti. Dünya bir anda tepetaklak oldu. Olayları başta kavrayamadım, kabul etmedim. Onun her zaman bana döneceğine inandım. Çünkü ben nereye gidersem gideyim, yine ona dönecektim.

Fakat, zaman omuzlarıma sert darbeler indirdi. Beni bu gerçekliğe inandırmak için türlü işkenceler denedi. Bugün o işkenceler son buldu. Başka bir kızın kalbi için savaştığım yerde, onun asla bana gelmeyeceği gerçeğini kabul etmek zorunda kaldım.

"Onu nasıl konuşturacağız," dedim gözlerimi yanımdaki kıza çevirerek. Düşüncelerim bir sis gibi beynimi kaplamıştı. Onlardan uzaklaşmak istiyordum.

"İçki onu çarpıyor ve çenesi açılıyor. Sorularımıza kolaylıkla yanıt verecektir."

Ses tonu güçlü ve kendinden emindi. Şüpheye düşmeden, yaptığı planı başarıyla uygulayacağına inanıyordu. Arabadan çıktığımızda duyduğum gök gürültüsüyle kaşlarımı çatamadan duramadım. Ah, tipik İngiltere iklimi!

Bara girdiğimizde buluşacağımız kişiyi tanımadığım için Jessica'nın arkasında duruyordum. Birkaç saniye kapının girişinde gözleriyle etrafı taradıktan sonra bakışları bana döndü. Gözlerinin içinde parlayan sinsi ışıkları görebiliyordum.

Avına gizlice yaklaşmış bir yırtıcı gibi  barın içine doğru adımlamaya başladı. Bir masanın önüne geldiğimizde önünde içkisiyle aşk yaşayan çocuğu gördüm. Siyah saçları önüne dökülmüş, alnını kapatmıştı. Gözleri içkiden dolayı sönükleşmiş, etrafa boş boş bakıyordu. Sabahtan beri içiyor gibiydi. Üstüne sinen sigara ve alkol kokusu burnumun direğinin sızlamasına neden oldu. İğrenç!