Jessica: Bugün büyük gün, ha?
Jessica: Normal şartlarda olsak, gitmemen için elimden geleni yapardım
Jessica: Biliyorsun, kuzenlerimle beni yalnız bırakmamalısın. Bir tercümana ihtiyacım var
Jessica: Ama kızım, konu Deniz olunca iki elin kanda olsa bile o çocuğun yolundan gitmelisin
Yağmur yazıyor...
Yağmur çevrimiçi
Yağmur yazıyor...
Yağmur: Jess, lütfen böyle yapma.
Yağmur: O benim arkadaşım
Yağmur: Aynı senin gibi
Jessica yazıyor...
Jessica çevrimiçi
Jessica yazıyor...
Jessica: Beni her gördüğün de elin ayağın bir yaprak gibi titremiyor ama?
Jessica: Ve o bakışların
Yağmur yazıyor...
Jessica: Sakın inkar etme.
Jessica: Seni gördüm, Yağmur.
Jessica: Ona bir tanrı gibi bakıyorsun
Jessica: Ah, ama seni anlıyorum :)
Jessica: Yunan mitolojisinde o kesinlikle bir tanrı
Jessica: Her neyse,
Jessica: O da sana karşı boş değil
Jessica: Aranızdaki elektriği göremiyorsan
Jessica: Gözlerini kontrol ettirmelisin, kızım.
Jessica: Çünkü şehrin elektrikleri kesilse
Jessica: Siz ışık saçmaya devam edeceksiniz
Yağmur yazıyor...
Yağmur çevrimiçi
Yağmur yazıyor...
Yağmur: Kes artık, Jess
Yağmur: Biz sadece arkadaşız.
Yağmur: SADECE ARKADAŞ...
Yağmur: Ve ben ona öyle bakmıyorum.
Yağmur: Sadece ona değer veriyorum, anladın mı?
Yağmur: Sana verdiğim gibi
Yağmur: Ve diğer tüm arkadaşlarıma
Yağmur: O yüzden, lütfen aklımı karıştırma...
Jessica yazıyor...
Jessica çevrimiçi
Jessica yazıyor...
Jessica: Ben bir şey yapmadım ki
Jessica: Senin aklın tamamen Denizle dolmuş zaten, bebeğim :)
Jessica: İyi şanslar...
●Görüldü.-----
"Neler oluyor? Telefonu parçalamak mı istiyorsun?"
Gözlerimi kısa süreliğine yoldan ayırıp yanımda, kaşlarını çatmış oturan kıza çevirdim. İmkanı olsa telefonu, açık camdan yola fırlatacaktı. Fakat, uzun bir süre telefonsuz kalmayı göze alamadığı için sadece arka koltuğa fırlattı.
"Sorun yok. Sadece, aptal Jess işte... Kuzenleriyle nasıl başa çıkacağını bilmiyor."
Başımı hafifçe aşağı yukarı salladım ve gözlerimi tekrar yola kilitledim. Yolculuğumuzun yavaş yavaş sonuna geliyorduk. Tüm gece neler yapabileceğimizi düşünmekten doğru düzgün uyuyamasam da sanki içimde bir enerji vardı ve dışarı çıkmak istiyordu. Uzun zamandan beri ilk defa bu kadar rahat ve heyecanlı hissediyordum kendimi. Düşüncelerimizden uzaklaşmak - ki bu sadece gün doğumundan batımına kadar bile olsa- güzel bir fikirdi. En azından yaşanılan hayal kırıklıklarından sonra, buna ihtiyacımız vardı. Yağmur'un, biraz olsun kalbinin tamir edilmesine ihtiyacı vardı.
Bu kararı onunla kütüphanedeki konuşmalarımız üzerine almıştım. Fakat, çekindiğim noktalar vardı. Benimle tekrar bir seyahate çıkmayı kabul etmeyebilirdi. Bunu, onun için nasıl suçlayabilirdim ki? O saçma gün, onun kalbini kırdığım ilk gündü belki de... Fakat, beni yanıltmıştı. Teklifimi kabul ettiğin de vücudumda oluşan istemsiz sevince yenik düşmüştüm ve anın heyecanıyla ayak parmağımı sandalyenin kenarına vurmuştum. Bana neler oluyordu böyle?
Uzun zamandır ilk defa bu kadar mutlu olduğumu hissediyordum. Yosun'dan sonra, bir daha asla bu hisle karşılaşmayacağımı düşünüyordum. Çünkü biliyordum ki, duygusuzca topladığı valizine benim duygularımı tıkamıştı. Lakin, Yağmur'un yanında sanki yeniden o duyguları ele geçiriyordum. Bana ait olan duygular, koparıldıkları yerden yeniden doğuyordu. Bunun sebebi yanımda huzurla gözlerini kapatıp, müzik dinleyen kız mıydı?
Sorular hep vardı. Beynimde dönüp duran, birbirleriyle dans edip etrafı işgal eden sorular... Cevaplarını henüz bulamamıştım. Fakat, bugün bunun için uğraşmayacaktım. Bugün düşünceler yoktu, cevapsız sorular, geçmişte yaşananlar, gelecekte yaşanacaklar...
Bugün sadece biz vardık. Ben ve Yağmur. Ve bu arabadan inip, Londra'dan kilometrelerce uzak Brighton'a ayak bastığımız da tüm yaşananları geride bırakması için ona güzel bir gün hediye edecektim. En azından bunun için çabalayacaktım. Tüm çabalayamadıklarımın acısını çıkartırcasına...
YN/ Peki Deniz, sen bütün yaşananları nasıl geride bırakacaksın?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ |Texting
Short StoryOzan Deniz: Ne kadar aptalım değil mi? (Mesajınız gönderilemedi.) Ozan Deniz: Hâlâ sana tutunmak için bahaneler arıyorum. (Mesajınız gönderilemedi.) YOSUN |Texting adlı hikayenin devamıdır. Konuyu tam olarak anlamanız için ilk önce onu okumanızı ta...