Ozan Deniz: Ne kadar aptalım değil mi?
(Mesajınız gönderilemedi.)
Ozan Deniz: Hâlâ sana tutunmak için bahaneler arıyorum.
(Mesajınız gönderilemedi.)
YOSUN |Texting adlı hikayenin devamıdır. Konuyu tam olarak anlamanız için ilk önce onu okumanızı ta...
Kütüphanenin içine girdiğimde görüş açıma ilk giren şey, hâlâ ders çalışan öğrencilerdi. Benim de onların arasında olmam gerekiyordu. Fakat ben bir kızın kırılan kalbinin daha da kırılmasını engellemek için savaşıyordum. Belki, bunu Yosun içinde yapmalıydım. Savaşmalıydım, bırakmamalıydım. Yosun'un dağılmış kalbini ellerimle toplamalıydım. O buna izin verseydi, eminim bunu yapardım.
Kitap raflarının arasında sessizce ilerlemeye başladım. Gözlerim sarışın kızı arıyordu. Birkaç hafta önce yanında durmaktan rahatsız olduğum kızla, gizli planlar yapmaya başlamıştım. Bunun en büyük nedeni ikimizin de Yağmur'un iyiliği için yapamayacak bir şeyi olmamasıydı. Fakat tek farkımız, Yağmur ve Jessica yıllardır arkadaşlardı. Ben ve Kenan gibi... Yağmur ve ben ne zamandan beri tanışıyorduk? 1 ay mı? Belki de 2.
Biraz ilerledikten sonra köşe de oturan kız görüş açıma girdi. Karşısında biri oturuyordu ama kim olduğunu tam anlayamamıştım. Yanına ilerlediğimde karşısında oturan kişinin şuan görmek istediğim son kişi olduğunu farkettim.
Ah, harika(!)
Jessica'yla gözlerimiz birbirine değdiğinde bana saf pişmanlıkla baktı. Kaşlarımı çatmadan duramadım. Yağmur'a ne diyecektik?
Masanın önüne geldiğimde kitaplarla ilgilenen Yağmur bakışlarını bana çevirdi ve yüzünde eskisine nazaran geniş bir gülümseme belirdi. Kalbim hızlandığında ben de ona yarım bir gülüş gönderdim. Aramızdaki buzlar sonunda çözülmüştü.
"Seni beklemiyordum."
Binbir yalandan oluşan kelimeler beynimin içinde sözcüğe dönüşmek için bekledi. Fakat ben konuşamadan sözü Jessica devraldı.
"Aslında, Deniz benim için geldi."
Gözlerini hızla benden çeken Yağmur'un bakışları şaşkınlıkla açıldı.
"Senin için mi?"
Jess, omuzlarını silkti ve hiç zorlanmadan yalanlarını sıraladı. Sanırım çok düşünmemiş olmalıydı. Herkes, benim aksime çok kolay yalan söylüyordu.
"London Lions'ın maçı var. Bende Deniz'e nazik bir teklifte bulundum. Beni geri çevirmedi."
Yağmur bakışlarını bana çevirdi. Onaylamak için başımı hafifçe salladım. Bu hareketim gözlerini benden çekmesine neden oldu. Bakışları tekrar Jessica'ya döndü. Hiçbir şey anlamaması için içimden dualar okuyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Sen ne zamandan beri basketbol'u takip etmeye başladın?"
Yine sorgulamaya başlamıştı.
"Seninle bunun hakkında uzunca muhabbet etmek isterdim ama geç kalacağız."
"Ah, özür dilerim. Ben de Josephle buluşacaktım. Ders çalışmaya dalınca bir an aklımdan çıkmış. Siz eğlencenize bakın."
Yağmur gülümsedi ve telaşla kitaplarını toplamaya başladı. Jessica elini koluma yerleştirdi. Yağmur Josephle yine mi buluşacaktı? Kaşlarımın çatılmasına engel olamadım. Bakışlarım Jessica'yı bulduğunda hızla yürümemi işaret etti. Öyle yaptım. Yağmur'a soru sormadan, veda etmeden, öylece kütüphaneden çıktım. Jessica'yla beraber...
----
"Josephle buluşmayacak."
Arabaya oturduğumuzda konuşmamaya yemin ettiğimiz dudaklarımızın mührü çözülmüştü. Kelimeleri birer birer beynime ulaşıyordu. Titreyen ellerimle arabanın anahtarını kontağa yerleştirdim. Emniyet kemerini takarken sesimi sabit tutmaya çalıştım.
"Nasıl emin olabilirsin?"
"Onu tanıyorum. Bizim sözde beraber yaptığımız plana bozuldu. Sinirle ağzından çıkan sözlerdi. Eminim, eve gidip yatakta kıçını dönüp uyuyacak."
Derin bir iç çektiğimde yorum yapmadım. Jessica'ya inanmak istiyordum. Yağmur'u o çocuğun yanından çekip almak istiyordum. Ah, bunu çok istiyordum. Bedenim yeni bir öfke dalgasıyla dolduğunda gaza bastım ve anayola çıktım.
"Nereye gidiyoruz?"
Jessica, arabanın camını sonuna kadar açtı. Rüzgar hızla içeriye doldu ve yüzüme çarpmaya başladı. Bakışlarımı hafifçe ona çevirdim. Bana yarım alaycı bir gülüş gönderdi.
"Karanlık bir mekân. Umarım korkmazsın, tatlı çocuk."
-----
Hırkamın kapşonunu başıma geçirdim ve arabayı kilitleyip adımlarımı ıssız bir köşede duran küçük, ışıklı ve gürültülü mekânın girişine yönlendirdim. Girişteki korumalara kimliğimizi gösterdiğimiz de başlarıyla hafifçe onaylayıp, eliyle bizi içeriye yönlendirdi. Asla gelmeyeceğim yerlere sık ayak basar olmuştum. İçeri de canlı bir ışık beklerken hafif karanlık ortamın beni karşılamasına şaşırmıştım. Yüksek sesle çalan Rock grubu yüzümü buruşturmama neden oldu. Jessica, bana kısa bir bakış attı ve elimden tutarak beni köşede kalan bir loş ışıklardan uzak masaya yönlendirdi. Bakışlarım etrafta geziniyordu. Aradığım kişi belliydi. Burada olmasını diledim. Belki onu yeniden yumruklama şansına erişirdim.
Bir anda omzuma dokulan elle irkildim. Bakışlarım yanımdaki kıza döndü.
"Dikkat çekiyorsun, sıradan davran."
Kulağıma eğilip, fısıldadığı cümleleri onaylamak için başımı hafifçe salladım.
"Bir şeyler alıp etrafa bakacağım."
Yanımdan kalktığında gözlerim onu takip etti. Jessica'yla ilk tanışmamız tamamen rahatsız ediciydi. Fakat şuan onun yanında bulunmaktan çekinmiyordum. Sanki hep hayatımın bir parçası gibiydi. Bana ilgi duyduğu günleri de geride bıraktığı çok belliydi. Buna seviniyordum.
Bar taburesine oturduğunda gözlerimi ondan çektim ve etrafa tekrar değdirdim. Yabancı yüzlerin arasında dolaşıyordum. Bir süre sonra onun tanıdık yüzü bakışlarıma çarptı. Tanıdık ve eğlenen bir yüz... Tanıdık ve umursamaz bir yüz...
Jessica, önüme bir bardak bıraktı. İlgilenmedim. Bakışlarımı takip etti ve avına odaklanmış bir yırtıcı gibi ona bakmaya başladı. Benim gibi, ona bakmaya başladı.
"Orospu çocuğu."
Kısık ama güçlü sesi tüm müziğe rağmen kulaklarıma doldu. Onu, bu söze itekleyen somut kanıt karşımdaydı. Kucağında bir kızla, ve elinde gizlice çekmeye çalıştığı otla beraber...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
YN/ Küfür için çok çok üzgünüm... İçiniz de rahatsız olanınız olabilir ama an'ı anlatabileceğim daha nazik bir kelime seçemedim. Beni anlayacağınızı umuyorum :)