Yağmur: Ne yapacağımı bilmiyorum.
Yağmur: İlk defa bir çıkmaza girdiğimi hissediyorum.
Yağmur: Öfkem sana değil, Deniz.
Yağmur: Tüm öfkem kendime
Yağmur: Bunu nasıl anlamadım?
Yağmur: Bunu nasıl göremedim?
Yağmur: Ne yapmalıyım?
Yağmur: Onu ölüme terkedemem.
Yağmur: O ölürse, ben de ölürüm Deniz.
Deniz yazıyor...
Deniz çevrimiçi
Deniz yazıyor...
Deniz: Ölmene izin vermem.
Deniz: Ölmesine izin vermem.
Yağmur yazıyor...Yağmur çevrimiçi
Yağmur yazıyor...
Yağmur: Onu gözlerinde gördüm.
Yağmur: Ölüm boşluğunu gözlerinde gördüm.
Yağmur: Gözlerinin tüm ışığını söndürmüş
Yağmur: Ölüme sığınıyordu.
Yağmur: Onu kucaklıyordu, Deniz.
Yağmur: O gün anlamalıydım.
Yağmur: O gün, yaşamdan uzaklaşıp ölümle anlaşma yaptığını anlamalıydım.
Yağmur: O kadar aptalım ki
Yağmur: O kadar körüm ki
Yağmur: Ne yapacağım ben?
Deniz yazıyor...
Deniz çevrimiçi
Deniz yazıyor...
Deniz: Beni götürdüğün küçük göleti hatırlıyor musun?
Deniz: Seni orada bekliyorum.
Deniz: Saat tam 12'de
Deniz: Hiçbir şeyi kendi başına omuzlamayacaksın.
Deniz: Buna izin vermeyeceğim.
●Görüldü.------
Yağmur, toprakla bütünleştiğinde ortaya hoş bir koku çıkardı. Bazı insanlar bu kokuyu sevmezdi. Bazıları ise bu kokuyu her saniye duymak istediklerini dile getirirdi. Yağmurdan sonra burnuma dolan toprak kokusunu içime çektim. O toprak bendim ve Yağmur'da benim üzerime yağmıştı. Başta hayatıma bir sağanak hızıyla girmişti. Şimdi ise kalbime çiliyordu.
Günlerdir süren savaşımız yerini barışa bırakmıştı. Benden nefret ettiğini düşündüğüm geceler benim için en acı verici olanlarıydı. Fakat yine de, her şeye rağmen ona gerçekleri söyleyemeyeceğimi biliyordum. Onun düşmesi demek, benim de düşmem demekti. Zaten düşmüş bir insan, nasıl tekrar düşebilirdi?
Arabadan uzaklaştığımda gözlerim onun saçlarına takıldı. Yüzü göle bakıyordu. Günlerdir görüşmüyorduk. Günlerdir onun gözlerini görmüyordum, sesini duymuyordum, gülüşünü izleyemiyordum. Ona bakmaya ihtiyacım vardı. Kırılmış kalbimi onunla iyileştirmeye ihtiyacım vardı. Söylediği tüm sözlerin izlerini silmeye ihtiyacım vardı.
Yanına ilerledim. Kalbim, her adımda biraz daha hızlanıyordu. Eskiden kalp atışlarımı duymaması için içimden yalvarıyordum ama artık bunun bir önemi kalmamıştı. Şimdi tek isteğim, kalp atışlarımı duymasıydı. Bencilce ve her şeye rağmen...
"Burası bana yalan söylediğin bir yerdi."
Sesi, kalbime sarıldı, sonra tırnaklarını batırdı.
"Josephle kavga ettiğini öğrendiğim de beni üzen şey sadece yalan söylemendi," dedi. Yüzüme bakmıyordu. Yüzüne bakmıyordum. Savaş alanına tekrar girdiğimizi ve yayını temizlediğini düşündüm. Biraz sonra ilk zehirli oku kalbimin tam üstüne atacaktı.
"Bu yalanların çoğalacağını bilemezdim."
Yüzünü bana çevirdi. Gözleri yanağımda geziniyordu. Hissediyordum ama bakmıyordum. Bakamıyordum.
"Kalbimdeki ağırlığı neden almıyorsun?"
Sesi, çaresizlikle kulaklarıma ulaştı. Bakışlarımı ona çevirdim. O bir deniz olsaydı, sularına dalan herkesi acımadan öldürürdü. O, beni öldürürdü. Fakat sonra, beni bir anne şefkatiyle sarar, iyileştirirdi.
"Kalbine o ağırlığı koymamak için verdim ben o savaşları. Yenildim, Yağmur. Tüm mücadeleme rağmen, yenildim ama hâlâ savaşıyorum. Senin için..."
Gözleri gözlerime değdiğinde yavaşça gülümsedi. Bu eskiye göre daha sıcak ve minnet dolu bir gülümsemeydi. Bu gülüşü çok özlemiştim. Onu, çok özlemiştim.
"Şimdi de, onun için savaşır mısın? Benimle beraber, onun için savaşır mısın?"
-----
Ozan Deniz: Sence ben, tüm savaşlarda yenik düşmüşken
(Mesajınız gönderilemedi.)
Ozan Deniz: Bu savaşı kazanabilir miyim?
(Mesajınız gönderilemedi.)
Ozan Deniz: Bunu duysan yüzüme gülerdin sanırım
(Mesajınız gönderilemedi.)
Ozan Deniz: Kazanmak istiyorum, Yosun.
(Mesajınız gönderilemedi.)
Ozan Deniz: Artık kazanmak istiyorum.
(Mesajınız gönderilemedi.)
Ozan Deniz: Galibiyeti almak ve o tacı takmak...
(Mesajınız gönderilemedi.)
Ozan Deniz: Bana o tacı kendi ellerinle takmanı isterdim.
(Mesajınız gönderilemedi.)
Ozan Deniz: Bunu görmeni isterdim.
(Mesajınız gönderilemedi.)
Ozan Deniz: Savaştan zaferle çıktığımı görmeni isterdim.
(Mesajınız gönderilemedi.)
YN/ Belki kazanırız, belki de yine yara alırız. Belki bu sefer ölürüz ama yine de bir iz bırakırız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ |Texting
Short StoryOzan Deniz: Ne kadar aptalım değil mi? (Mesajınız gönderilemedi.) Ozan Deniz: Hâlâ sana tutunmak için bahaneler arıyorum. (Mesajınız gönderilemedi.) YOSUN |Texting adlı hikayenin devamıdır. Konuyu tam olarak anlamanız için ilk önce onu okumanızı ta...