DÖN GEL YETER

2.8K 274 11
                                    

Rüzgar elinde tuttuğu bir buket kırmızı gülle kapıda dikilirken, Neşe'nin kapıyı açtığında ki yüz ifadesini düşünüp iyice keyiflenmişti. İstese anahtarıyla girebilirdi. Ama bu anı kaçırmak istemiyordu. Zile basıp beklemeye başladı. Yalnız ne kadar basarsa bassın açan olmuyordu. El mahkum cebinde ki anahtarıyla eve girdi. Evde Neşe'nin varlığını hissedemiyordu. Telefonunu çıkartıp numarasını tuşladı. Açan olmayınca iyice meraklanmıştı. Normalde Neşe kendisine haber vermeden hiçbir yere gitmezdi.

Önce Dilruba'yı aradı. Ardından Kardelen ve Kabil'i. Lakin hiç birinin Neşe'den haberi yoktu. Son çare dışarı çıkıp gidebileceği yerlere bakmaktı.

Yaklaşık dört saatin ardından bakılmadık yer bırakmamıştı. Yoktu. Defalarca aramış, sesli mesajlar bırakmıştı. Neden bu kadar paniklediğini kendisi de bilmiyordu. Lakin bu hiç de Neşe'lik bir hareket değildi. Eve geri dönerken onu orada bulmayı ne kadar çok istediğini kalbi dile gelse de anlatabilseydi.

Eve döndüğünde ışıkların yanık olduğunu görünce tarifsiz mutlulukla eve doğru koştu.

"Neşe?!"

Salona heyecan içerisinde giriş yaptığında karşısında kuzenlerini görmeyi beklemiyordu.

"Neşe'ye ulaşabildin mi?"

Rüzgar hayal kırıklığının verdiği hüzünle olduğu yerde öylece kaldı.

"Bilmiyorum. Bakmadığım yer kalmadı. Onu bulamıyorum. Ne aramalarıma ne de mesajlarıma yanıt vermiyor. Daha önceden hiç böyle yaptığı olmamıştı. Onun için çok endişeliyim."

Dilruba Rüzgar'ın yanına gidip telkin vermek istercesine ona sarıldı.

"Nereye gidebilir ki? Dönecektir merak etme canım. Belki evde biraz bunalmış ve gezmek istemiştir olamaz mı? Dönecektir. Sen gönlünü ferah tut yeter ki."

Gece boyunca beraber beklediler Neşe'yi. Ama ne yazık ki gelmemişti. Rüzgar salonu arşınlamaktan hal olmuş, kızlar ve Kabil ise onu sakin tutmak adına ellerinden geleni yapmışlardı.

"Belki ailesini özlemiştir Rüzgar? Onlara ulaşmayı denemiş miydin?"

"Onları arayıp Neşe'yi soramazdım ki. Öylesine aradım demekte saçma olurdu. Neşe'yle konuşmak isteseler verecek bir cevap bile bulamazdım. Ve onlar zaten o soruyu sormuş olsalar ben...ben...bilmiyorum ne hale gelirdim. Yarın sabah erkenden yola çıkıp bizzat kendim bakacaktım. Ama sanırım daha fazla burada böylece durup bekleyemenin mantığı yok. Ben gidiyorum. Gidip orada mı değil mi kontrol edeceğim."

"Tamam ama mutlaka bize de haber ver kuzen. Merakta bırakmayın."

"Veririm Kabil. Siz de bir haber alacak olursanız mutlaka beni arayın."

"Sen merak etme Rüzgar. Haberdar ederiz elbet. Eğer yengemi bulursan bizi de bilgilendir. Aramanızı bekliyor olacağız unutma."

"Ara bizi Rüzgar. Ve umarım Neşe oradadır."

"Teşekkür ederim çocuklar. Yanımda olmasaydınız endişeden kafayı yiyebilirdim."

Kabil elini Rüzgar'ın omzuna atarak karşılık verdi.

"Biz bir aileyiz. Elbette birbirimize her koşulda destek olacağız."

Rüzgar hafif bir tebessüm gösterip araba anahtarlarını aldı ve aceleyle evden dışarıya çıktı. Tek isteği onu orada, ailesinin yanında bulabilmekti. O zaman işte bütün çektiği sıkıntıları unutabilirdi.

Dilruba, Kabil ve Kardelen henüz evden ayrılmamışlardı. Belki gelir ihtimaline karşı beklemişlerdi.

Neşe ve Rüzgar ayrılmaz ikili olarak dolaştıklarından, Neşe'nin arkadaş çevresiyle pek takılma durumu da olmuyordu. Bu sebeple gideceği yerler oldukça kısıtlıydı.

Karanlığın Prensleri  3 - "Şeytanın Melezi"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin