Herkes olağan bir sohbete dalmışken girişte Egemen'in arabası görüldü. Dilruba Jin'in yanında oturuyor, Celeste'de kollarını göğsüne kavuşturmuş onların arkasında ayakta dikiliyordu. Duru kızına bakıp sakin olması için gözleriyle uyarıda bulundu.
Sonra siyah araba durdu.
Egemen aşağı inerken Zehir de aynı şekilde arabadan dışarıya çıktı. Hemen arkalarında da Arat ve Talha araçlarıyla belirdiler.
"Kusura bakmayın işim biraz uzun sürdü. Hoşgeldiniz."
"Hoşgeldin hayatım bizde seni bekliyorduk."
Zehir bakışlarını misafirlerde dolandırdıktan sonra Kang Dae de durdu. Jin'i zaten biliyordu. Lakin bir abisi olacağını hiç tahmin etmemişti. Kang Dae ile göz göze geldiklerinde kaşları çatıldı istemsizce. Bu adam da görünenden fazlası olduğunu anlamıştı. Çünkü Zehir yaşadığı süre boyunca her türlü tehlikeli kişiyle karşılaşmıştı. En tehlikeleri de sakin görünenlerdi. Sakin tabiatlılar gizli şerler barındırıyorlardı. Ne yapacakları hiç belli olmazdı. Ve bu adamın bakışlarında rahatsız edici bir şey vardı. Gözünü üzerinden ayırmaması gerekiyordu.
"Hoşgeldin baba!"
Dilruba yerinden kalkarak babasının boynuna sarıldı. Babası kendisine sinirlenmeden evvel hasretini gidermeliydi bol bol.
"Babamı biraz da bana bıraksan ikiz?"
Kabil girişte belirirken babasının yanına ilerleyip birbirlerine sarıldılar. Duru da oğlunun yanına gidip ona sarıldı. Çocuklarını çok özlemişti. Keşke şuan bu buluşma başka şartlar altında yaşansaydı diye geçirdi içinden. Kabil annesinin kollarından ayrıldığında evinde bulunan yeni yüzlere baktı.
"Misafirlerimizin olacağını söylememiştiniz."
Kabil Jin'e ters bakışlar yollarken Jin hiç oralı olmamıştı. Onun bu hareketlerine alışkındı ve zaten umursamıyordu.
"Otursanıza canım. Sizleri tanıştırayım."
Kısa bir tanışma faslının ardından artık beklenen zaman gelmişti. Miyuki tam söze başlayacaktı ki neşeli bir ses ortamdaki ciddiyeti bozdu.
"Herkes selam!"
Dicle uzun sarı saçlarını savurarak motorundan indi. Hira da hemen arkasından onlara doğru geliyordu.
Aile şimdi tam kadro haldeydi.
Dilruba birazdan ölüm fermanının imzalanacağının farkındaydı.
Jin bu evde kaç kişi kalıyor diye etrafına bakındı.
Celeste gözlerini devirdi.
Kang Dae suskunluğunu korudu.
"Sanırım artık buraya asıl gelişimizin sebebini konuşmamızın vakti geldi."
Miyuki arkasına yaslanıp ellerini kucağında kenetledi. Tüm ciddiyeti sesine de yansıyordu.
"Biz buraya Dilruba'nın oğlumla evlenmesi için izin istemeye geldik sizlerden."
Egemen bir gün bunun olacağını biliyordu. Lakin bu kadar erken bir vakit olmasını da beklemiyordu. Bakışları kızına kaydı. Meseleyi bilmeyen herkes şaşırsa da ağızlarından tek bir kelime bile çıkmıyordu. Çünkü buna karar verecek olan Duru ve Egemen'di.
"Evlenmek mi dediniz? Lakin bunun için biraz erken değil mi? Daha doğru düzgün birbirlerini tanımıyorlar bile."
"Haklısınız tabi. Bazı şeyler için o kadar erken ki ama bazen beklenmedik sebepler yüzünden bunlar olabiliyor."