ŞEYTANIN MELEZİ

2.5K 224 55
                                    

Gece sabaha yaklaşırken herkes odasına çekilmişti. Belki uyuyan kimse yoktu ama etrafta derin bir sessizlik hakimdi.

Dilruba Jin'in göğsüne uzanmış, saçını okşayan nazik dokunuşların keyfini sürmekteydi. Şimdi burası onun için cennetten farksızdı.

"Seni seviyorum Jin."

Bu sözü söylediğinde yine duydu o kalp atışını. O kadar harika bir duyguydu ki tarifi imkânsızdı. Dilruba memnuniyetle gülümsedi.

"Sanırım cevabını aldın."

"Evet. Aldım. Hemde en güzel şekilde."

"Sen yaramaz bir kızsın Gönülçelen."

Dilruba tekrardan gülümserken iyice sokuldu uzandığı yere.

"Ben duş alsam iyi olacak. Sen uslu bir kız olup beni burada bekle tamam mı?"

"Sen buradayken ben nereye gidebilirim ki?"

"Aferin akıllı kız."

Jin yattığı yerden kalkıp barakadan dışarıya çıktı. Erkeklerin duş alanı biraz ilerideydi. Lakin Jin tam tersi yönünde hareket etti. Ormana doğru son hız koşarken karşısına ne çıkacağını kestiremiyordu. Bu çok belirsiz bir histi. Ama sanki birşeyler orada olması gerektiğini söylüyordu. Kamp alanından uzaklaştıkça bu his daha da güçlenmişti. Koşmaya devam etti. Sonra birinin hızlı solumalarını işitti. Sanki birisi acı çekiyordu.

"Daha fazla yaklaşma."

Jin tedbiri elden bırakmadan yavaş adımlarla yaklaşmaya devam etti.

"Sana yaklaşma dedim!"

Karşısında yerde iki büklüm yatan genç bakışlarını kendisine çevirdiğinde Jin bu bakışları tanımıştı. Çünkü kendisi de aynı bakışlara sahipti. Kaşlarını çatıp yerdeki gence doğru konuştu.

"Sende kimsin?"

Genç sanki sakinleşiyor gibiydi. Ona biraz zaman tanıdı. Buradan artık hiç bir güç onu ayıramazdı. Çünkü sorması gereken fazlaca soru vardı kafasında asırlardır biriken.

Jin biraz daha bekledi. Genç nefes alısverişlerini nihayet düzene sokabildiğinde doğrulup ayağa kalkmayı başarabilmişti.

"Bana burada neler olduğunu söyleyecek misin artık?"

"Neden böyle birşey yapma gereği duyayım?"

Genç arkasını dönüp ilerlemeye başladığında ardından kızgınlıkla bağırdı.

"Çünkü benimde cevaplara ihtiyacım var!"

"Cevaplar mı?"

"Sana olan şey bana da oluyor. Tamam belki sana olduğu kadar acı verici değil ama değişen göz rengi ve öfke yükselmesi bende de var. Asırlardır bunun cevaplarını arıyorum. Seni bulmuş olmanın benim için neler ifade ettiğini asla bilemezsin."

Genç bir süre olduğu yerde durdu. Sonra Jin'e dönüp düşünceli bir vaziyette baktı.

"Senin için çok zor olmuş olmalı. Kendini bildin bileli iki ırk arasında sıkışıp kalmış durumdasın. Ne onlardansın ne de bizden biri."

"Bana olanları biliyormuş gibi konuşuyorsun. İki ırktan kastın ne?"

"Haklısın benim hatam. Önce kendimi tanıtmama izin ver. Adım Lee Hwan. Ve ben bir alfayım. Benim yerimi hissetmiş olmanın sebebi de bu."

"Alfa mı? Neyden bahsettiğini anlayamıyorum?!"

"Varlığımızı gizli tuttuğumuz için şimdiye kadar bizi duymamış olman çok normal. Biz şekil değiştirenleriz. İnsan gibi görünsekte içimizde her an ortaya çıkmayı bekleyen bir kurt var."

Karanlığın Prensleri  3 - "Şeytanın Melezi"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin