Multi de Lee...
Dilruba Jin'i düşünmekten dolayı derse bir türlü odaklanamıyordu. Geçmek bilmeyen şu saat boyunca elindeki kalemi çevirip durdu. Onu bahçede merdivenlerde otururken görmek, yüreğinde umut çiçeklerinin açmasına sebep olmuştu. Belki de temelli geri dönmüştü.
Ama ya tekrardan giderse?
Bunun bir garantisi yoktu tabiki. Peki Dilruba ona yakın olup, onun olamamanın acısıyla nasıl yüzleşecekti?
Onu ne kadar da çok özlemişim...
"Dilruba benim etkinlik dersine gitmem gerekiyor. Sen ne yapacaksın?"
"Bilmem. Biraz dolaşır sonra da eve giderim herhalde."
"Tamam ama aradığım zaman o telefonu mutlaka açacaksın anlaştık mı?"
"Açarım anne. Senin bu günlerde neyin var? Bir Tuhaf davranıyorsun nedenini anlamış değilim doğrusu."
"Sana öyle gelmiştir. Neyse hadi ben kaçtım."
Kardelen Dilruba'nın yanından ayrılıp sanat bölümüne gitti. Bugün insan figürü çizeceklerdi. Resim yeteneğini günden güne geliştiriyordu.
Etkinlik sınıfına girdiğinde sandalyelerin yarım hilal şeklinde dizildiklerini gördü. Odaklarında siyah renkte bir Josephine koltuk yerleştirilmişti. Dolabına gidip gerekli malzemelerini çıkartıp mankeni tam karşıdan görecek şekilde oturdu.
Kardelen 4B kalemini almadığını farkedip tekrardan ayağa kalktı ve dolabına yöneldi.
"Evet arkadaşlar yerlerimize geçelim. Siz de yerinizi alın lütfen."
Öğretmen sınıfa girmişti. Kalemini alan Kardelen de önce öğretmene baktı. Ardından koltuğa sadece altındaki kot pantalonuyla uzanmış Lee'ye.
"Nasıl ya şaka mı bu?"
Elindeki kalem şaşkınlıktan yere düşerken, tiz bir şekilde dudaklarından dökülen sözcükler etraftaki gözlerin kendisine dönmesine sebep olmuştu. Hemen uzanıp yerdeki kalemi geri aldı ve başını tekrardan Lee'den tarafa çevirdi.
Birincisi; onun burada ne işi vardı?
İkincisi; bu derece seksi olmak zorunda mıydı?
"Evet çizmeye başlamadan evvel bugün bir değişiklik yapacağız. Sizlerden biri de manken olarak konuğumuza katılacak. Kimi istersiniz bay Hwan?"
"Sanırım kimi seçeceğimi biliyorum. Kardelen neden bana katılmıyorsun?"
Lee ona yandan bir gülüş sergileyip göz kırptığında sınıftaki bakışlar yeniden Kardelen'e döndü. Şuan gerçekten Lee'nin üstüne atlayıp boğazını sıkmak istiyordu.
"Demek tanışıyorsunuz. Pekala öyleyse. Kardelen neden buraya gelip bize yardımcı olmuyorsun?"
"Geliyorum efendim."
Hala Lee'ye öldürecekmiş gibi bakıyordu. Ama el mahkum onun yanına ilerledi. Öğretmen de ikisine bakıp düşünmeye başladı. Nasıl bir figür oluşturacağına karar vermeye çalışıyordu. Sonunda bulmuş olacaktı ki ikilinin yanına ilerledi.
"Lee sen koltuğa uzan. Sırtın koltuğa dayanacak biçimde yan durmanı istiyorum. Kardelen sende karnının olduğu tarafa doğru otur."
Öğretmen anlatmaya devam ederken bir yandan da onun direktiflerini uyguluyorlardı.
"Şimdi de sağ elini onun yüzüne doğru koymanı ve biraz eğilmeni istiyorum. Bugün ki temamız aşk. Siz ikiniz duygularınızı dokunuşlarınızla ifade edeceksiniz."