Jin arabayı gidecekleri yere sürerken aklında ve kalbinde Dilruba'ya verdiği sözü tutmak için yemin biçiyordu. O kızı üzmeye yeltenecek herkes bunun bedelini er ya da geç ödeyecekti.
Arabayı fark edilmemek için bir kaç km ötedeki çiftliğin uzağına park etti.
"Plan ne Melez?"
"Çiftliğe yaklaşınca yapmanız gerekeni söyleyeceğim."
Melez, Gökhan ve Serap çiftliğe yaklaşıp belirli bir mesafede durdular. Çiftlik tenha bir bölgedeydi. Etrafı sık ağaçlarla kaplı oldukça büyük bir yapıydı.
Melez saklandıkları yerden direktifleri vermeye başladı.
"Serap sen bu mesafede kalıp Gökhan ve benim varlığımın gizleyeceksin. Gerekmediği müddetçe fazla yakına gelme. Senin farkedilmen Rüzgar ve Neşe'nin hayatının riske girmesi demek olur. Ve tabi seni de riske atmak istemiyorum."
"Ben kendimi koruyabilirim Melez. Ama yinede beni düşünmen şaşırtıcı. Sandığım kadar soğuk nevale değilmişsin."
"Her neyse Serap umarım dediğimi anlamışsındır."
"Of tamam. Ama sınırlarını zorlayacağımdan emin olabilirsin."
"Size güvenim sonsuz zaten."
"Peki benim rolüm ne?"
"Sen benim beraberimde ilerleyeceksin Gökhan. Rüzgar ve Neşe'nin yerini tespit ettiğimiz de senden istediğim tek şey onları oradan sağ sağlim çıkarman. Ben sizin güvenliğinizi sağlayacağım. Ve Serap, eğer olurda Gökhan'la aramıza mesafe girerse ona, Neşe'ye ve Rüzgar'a odaklanmalısın."
"Ne yapmak amacındasın Melez?"
"Sizden istediklerim sadece bunlar. Gerisi onlar ve benim aramda. Rüzgar ve Neşe'yi oradan çıkartır çıkarmaz hemen yola koyulacaksınız. Ben size yolu açacağım. Doğrudan saat üç yönünde arabaya doğru ilerlemenizi istiyorum. Serap onlar oradan çıkar çıkmaz direk arabaya koşacaksın sende. Eğer ben bir dakika içinde yanınıza gelmezsem basıp gideceksiniz anlaşıldı mı?"
Serap Melez'in kastettiği şeyle kaşlarını çatarken, hissettiklerini dile getirmeden duramadı.
"Ne yani seni geride bırakmamızı mı istiyorsun bizden?"
"Evet Serap. Aynen bunu istiyorum."
"Sen ne dediğini bilmiyorsun! Üstelik ograda kaç kişiler ve kimler var hiçbir fikrimiz yok. Ve sen, seni ardımızda bırakmamızı söylüyorsun. Seni asla bırakıp gitmeyeceğim Melez. Bunu aklına sok."
"Kararlarımın sorgulanmasından hoşlanan biri değilim Serap. Şimdi küçük bir kız gibi davranmaya bırak ve sana dediğimi yap. Lütfen."
"Ama...."
Gökhan Serap'ı kolundan tutup susması için sözsüz bir şekilde uyardı. Melez'i Serap'tan daha iyi tanıyordu. Ve şuan onun sinirlenmesi hiç hayra alamet olmazdı.
"Hadi Melez bir an evvel başlayalım. Bir an önce buradan çıkıp gitmek istiyorum."
"Dediklerimi unutmayın tamam mı? Gidelim Gökhan."
Jin ve Gökhan Serap'ın yanından ayrılırken, Serap aklını Jin'in söyledikleriyke doldurmuştu. Bu geceden hep beraber sağ sağlim çıkarlarsa kendisine bir erkek arkadaş bulacaktı. Hemde en yakışıklısından.
Gökhan ve Jin sakince ve saklanarak ilerliyorlardı. Çok gerekmedikçe her hangi bir hamlede bulunmamaları gerekiyordu. Amaç farkedilmeden önce Rüzgar ve Neşe'nin tutuldukları odayı tespit etmekti. Sonrasında zaten Jin gereken neyse onu yapacaktı.