ÇÖZÜLME

2.5K 246 31
                                    

Jin Dilruba'nın dinlenmesi ve yaralarının tam olarak iyileşmesi için ona odasını vermiş ve kendisi de geceyi salonda geçirmişti.

Gün ağarmaya başladığında Dilruba bütün gece Jin'in kokusuna sarılıp uzandığı yataktan kalktı ve doğruca pencereye yöneldi. Burada ki atmosfer muhteşem, önünde serili yeşil alan olabildiğince güzellikte kır çiçekleriyle bezeliydi. Temiz havayı içine çekip gülümsedi. Her gün burada güne başlıyor olmak muhteşem olmalıydı.

Belki de apartman fikrinden acilen vazgeçip, kendisine de böyle bir ev almalıydı.

Odadan çıkıp koridor da ilerledi. Salona doğru döndüğünde karşılaştığı manzara boğazının susuzlukla yanmasına sebep olmuştu. Jin kapı girişindeki metal bir çubuğa tutunmuş, sırt kaslarının her bir hareketi olabildiğince gözler önüne serili bir vaziyette barfiks çekiyordu.

"İyi dinlenebildin mi Gönülçelen?"

Dilruba bakışlarını muhattabından ayırıp başka tarafa baktı ve kendisine yöneltilen suale cevap verdi.

"Ga...gayet iyi dinlendim."

"Güzel. Acıkmışsındır. Sana içecek birşeyler hazırlayayım."

"Kesinlikle mükemmel olur."

Jin gülümseyip omzuna havlusunu attı ve mutfağa doğru yöneldi. Dilruba da tam arkasından ilerledi.

Soğutucudan kırmızı renkli sıvıyı çıkartıp bir bardağa boşalttı ve Dilruba'ya uzattı. Dilruba uzatılan bardağı aldığında keyifle dudaklarına götürdü.

"Hmm gerçekten de acıkmışım."

"Öyle görünüyor. Bir tane daha ister misin?"

"Buna hayır diyemem işte."

Jin soğutucudan bir adet daha alıp bardağa boşalttı.

"Yaranın durumu nasıl?"

"Artık acımıyor."

Bu cevap pek tatmin edici gelmemişti ki Jin elindeki bardağı tezgaha bırakıp Dilruba'ya doğru yanaştı. Elleri Dilruba'nın tişörtünün eteklerini tutarken yavaşça yukarı kaldırdı. Hafifçe eğilerek yaranın olduğu bölgeyi kontrol etti. Ardından yeniden doğrularak Dilruba'yla göz göze geldi.

"Bu harika çünkü izi bile kalmamış. Mükemmel bir iyileşme kabiliyetin var."

"Sa...sanırım."

"Utandın mı bakayım sen?"

"Ne...neden utanacakmışım ki?"

Jin Dilruba'nın tişörtünü düzelttikten sonra bakışlarını aşağıda tuttu ve bir eliyle Dilruba'nın eline uzandı. Ardından diğer elini hafif dokunuşlar eşliğinde kolundan beline, oradan da bacağına doğru ilerletip aniden dizden bükerek kıvırdı. Bu hareketle Dilruba ile iyice bütünleştirirken usulca fısıldadı.

"Güzel...çünkü sana yapmak istediğim şeyler yüzünden benden çekinmeni istemem."

"Ya...yapmak istediğin şe...şeyler mi?

"Hı-hı. Aynen öyle."

"Be...ben neyden bahsettiğini bilmiyorum Jin."

"Kısacası benim azgın torunum üzerine atlamak istediğini söylemeye çalışıyor canım."

Violet mutfak kapısına yaslanmış, birbirlerine fazla yakın duran ikiliye bakmaktaydı.

Dilruba duyduğu sesle Jin'i aniden ittirirken bu tepkiyi beklemeyen Jin masaya çarptı.

Karanlığın Prensleri  3 - "Şeytanın Melezi"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin