MELEZ PRENS

2.4K 217 69
                                    

Dilruba büyük malikaneden içeriye girdiğinde her ne kadar burada olmaktan nefret ediyor olsa da yinede içten içe şaşırmadan edemedi. Kampüsten alıkonulduğu zaman kendisini izbe ve gözlerden uzak bir yere götüreceklerini düşünmüştü. Oysa burası beklediğiyle yakından uzaktan alakası olmayan bambaşka bir yerdi.

Etrafta hizmetçiler günlük işleriyle meşgulken sırtında hissettiği elle gerildi. Kötü bakışlarını yanındaki henüz ismini bile bilmediği sarışın vampire yönlendirirken, adam oldukça rahat ve bir o kadar da ifadesizdi.

"Yürü."

"Anladık itekleme."

Dilruba merdivenlere doğru yöneldi. Ya da daha doğrusu yönlendirildi.

"Kardeşim nerede? Seninle bir anlaşma yapmıştık."

"Uslu bir kız olup sessizce beklersen öğreneceksin."

"Zaten inan bana şuan yeterince sakin davranıyorum. Şimdi söyle bana kardeşim nerede?"

Yukarıdaki hole ulaştıkların da sarışın vampir Dilruba'nın sorusunu yanıtsız bırakırken yanlarına doğru gelen kadına doğru yürüdü. Kadın önce adama ardından küçümseyici bir ifadeyle Dilruba'ya baktı.

"Kız bu mu?"

"Siz başkasını mı aramıştınız cicim? Bakın yeter artık sıkıldım bu durumdan. Kabil'in yerini hemen söyleyeceksiniz bana!"

"Kimse sana medeni bir ortam da nasıl davranman gerektiğini öğretmedi mi?"

"Dalga mı geçiyorsun benimle? Durumu idrak edemiyorsun sanırım. Kardeşimi kaçırıp onu kullanarak beni zorla buraya getirttiniz. Bana kalkmış medeniyetten mi bahsediyorsun bir de utanmadan?"

Kadın karşısında bu kız ne söyleniyor gibilerinden bakıyordu. Bakışları aşağılayıcı ve kibir doluydu. Dilruba bu kadından gerçekten rahatsız olmuştu. Sanki kendisini öldürmek ister gibiydi.

"Beni takip edin."

Sarışın vampir yeniden Dilruba'yı iteklemek istediğinde Dilruba dirseğiyle ona engel olup kadının peşinden ilerledi.

"Bekleyin burada."

Genç kadın başka bir söz etmeden önlerinde durdukları kapıdan içeriye girdi. Yaklaşık iki üç dakika sonra yeniden kapıda belirmişti.

"Deniz sen gidebilirsin. Sen de içeri gir beyefendi seni bekliyor."

Demek sarışın vampirin adı Deniz'di. Dilruba bu önemsiz ayrıntıyı hemen kafasından sildi. Ama Jin ve kendisine yapılan ve neredeyse ölmelerine sebep olacak saldırıdan sorumlu bu adamı asla unutamazdı. Giden adamın arkasından anlık olarak baktıktan sonra kapıdan içeriye girdi.

Burası büyük bir çalışma odasıydı. Bu oda da ki mobilyalar da evin diğer bölümleri gibi yine oldukça gösterişli olarak döşenmişti. Duvarlar boyunca uzanan kitaplar gözden kaçırılabilecek gibi de değildi üstelik.

Çevresini incelerken arkasından gelen tok ve kendinden emin bir ses dikkatini kitaplardan çekmesine sebep olmuştu.

"Beğendin mi? İstediğin zaman uğrayıp okuyabilirsin."

Dilruba arkasını döner dönmez otuzlu yaşlarda oldukça şık görünüme sahip olan adamla göz göze geldi.

Uzun boylu ve hoş bir fiziği vardı. Yüz hatları çizilmiş gibi biçimli ve dolgun dudakları hoş bir gülümsemeyle kıvrılmıştı. Nereden bakarsan bak inanılmaz yakışıklı bir adamdı.

Sıralamak istediği tüm sözler bir anda aklından uçup gitmiş adamın melekleri kıskandıracak kadar güzeliği kendisini büyülemişti resmen. Lakin hemen sonra kendisini toparlayıp burada neden bulunduğunu hatırladı ve kaşlarını çatarak bu şaşkınlığına bir son verdi

Karanlığın Prensleri  3 - "Şeytanın Melezi"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin