BU BENİM HAYATIM

3K 270 41
                                    

Jin ve Dilruba arabanın yanına vardılar. Jin Göhkan'ın hali hazırda beklediği sürücü tarafının kapısını açtı. Gökhan ona şaşkınca bakarken dudaklarından tek bir kelime çıktı.

"İn."

"A..ama?"

Gökhan meseleyi anlayamadan Jin onu kolundan tutup arabadan dışarıya çekti. Ardından yan koltukta oturan Serap'a yönlendi.

"Serap sende derhal iniyorsun."

Serap oflayarak dışarı çıkarken Dilruba öylece durmuş olan biteni izliyordu.

"Size gitmenizi söylememe rağmen ne yazık ki buna uymadığınızı görüyorum."

"Teknik olarak gittik ve geri döndük."

"Sana söz hakkı verdiğimi zannetmiyorum Gökhan. Görev esnasında plan dışına çıkılmasının nasıl sonuçlar doğurabileceğini sen çok iyi biliyorsun. Bunu bilerek buraya gelmiş olman...size ne kadar kızgın olduğumu tahmin bile edemezsiniz."

Serap kendisini savunmak adına öne çıktı.

"Seni merak ettiğimiz için geri geldik!"

"Sakın Serap. Ama sakın kendini haklı çıkarmaya kalkma. Ya başına bir iş gelseydi? Bir de tek başına çıkıp gelmişsin. Aklını peynir ekmekle mi yedin sen?"

"Ne yapmamızı bekliyordun ki? Sen olsan birini arkanda bırakır mıydın?"

"Eğer bıraktığım kişinin yapacaklarına inanıyorsam evet bırakırdım."

"Bu gerçekten çok saçma şuan neyi tartıştığımıza bak. Kimseye birşey olmadı. Hepimiz sapan sağlam buradayız. Olayı dramatikleştirmek zorunda mıyız?"

"Sana saçma olan ne söyleyeyim mi? Bana güvenmemiş olman."

"Bunun güvenle ne alakası var Melez? Seni merak etmiş olmamız suç mu?"

"Senin karşında çocuk yok Serap. Ve evet bana birazcık güvenseydin buradan sağ çıkacağımı bilirdin."

"Melez!..."

Gökhan Serap'ın koluna uzanıp hafifçe tuttu. Serap önce kolunun üzerindeki ele sonra da Gökhan'a baktı. Gökhan başını sağa sola sallarken meseleyi uzatmamasını belirtmek istiyordu.

İki tarafta kendince haklıydı. Bu nedenle uzlaşmaları pek mümkün görünmüyordu.

"Gökhan seninle de daha sonra görüşeceğiz."

"Ben ne yaptım ki şimdi? Bu cadıyla başa çıkmak çok kolaydı sanki."

"Sensin cadı."

"Dilruba'nın nasıl burada olduğunu bana uzun uzun anlatabilirsin belki."

"Ups...O mesele..."

Serap belki iki azarla sıyırmıştı ama Gökhan iyi bir kötek yiyeceğini biliyordu.

"Siz ikiniz yayan geri döneceksiniz. İster koşun, ister yürüyün, ister uçun orası size kalmış. Belki de böylece geri dönüş yolunda yaptığınız hatayı biraz düşünmek için vaktiniz olur. Dilruba senden rica etsem arabaya biner misin?"

Dilruba bir Serap'a bir Gökhan'a baktı. Serap kızgın mimiklerini sabit tutarken, Gökhan başıyla arabayı işaret edip binmesini istedi. Dilruba özür diler gibi bir ifadeyle Gökhan'a baktıktan sonra arabaya yöneldi ve ön tarafa oturdu. Jin de araca bindikten sonra ikili yola koyulurlarken, Serap ve Gökhan bu dağ başında yalnız kalmışlardı.

"Mutlu musunuz küçük hanım? Sayenizde iyi bir azar yedik."

"Sana peşimden gelmeni söylediğimi hatırlamıyorum Gökhan BEY(!)"

Karanlığın Prensleri  3 - "Şeytanın Melezi"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin