"Bayan Kahraman?
...
"Bayan Kahraman kendinizde misiniz?""Hey Dilruba kendine gel. Öğretmen sana sesleniyor."
Dilruba'nın bakışları donukluğunu kaybederken Melike'yle buluştu.
"Ne oldu Melike?"
"Dakikalardır sabitlenmiş bir şekilde elindeki boş kağıda bakıyorsun. Öğretmen sana sesleniyor. Neyin var senin bugün böyle?"
"Ben gayet iyiyim. Bir şeyim yok."
Dilruba kendisine bakan öğretmene dönüp sorusunu cevapladı.
Ders bitiminde kızlarla birlikte kantine giderlerken koridor da Kardelen'i gördü.
"Melike sizinle kantine buluşuruz. Ben hemen geleceğim."
"Tamam canım."
Melike ve diğer kızlar kantine giderlerken Dilruba Kardelen'e doğru yöneldi.
"Kardelen!"
Kardelen adının seslenildiği tarafa dönerken kendisine doğru gelen Dilruba'yı gördü. Gülümsemesi yüzüne yerleşirken elini salladı.
"Ne haber kuzen? Bende şimdi etkinlik sınıfına gidecektim."
"Dün geceden sonra gayet iyiyim. Sebebini sende biliyorsun tabi."
Kardelen gülümsemesini sonlandırıp dikkatle Dilruba'nın yüzüne baktı. Neyi kasdettiğini anlamamıştı çünkü.
"Sebebi mi? Dün seninle hiç görüşmedik ki cancağızım."
"Nasıl görüşmedik? Hafızanı mı kaybettin yoksa? Dün bizdeydin ya."
"Hayır yanılıyorsun ben dün kendi evimdeydim."
Hatta aptal, Lee denen sapık kurtlaydım...
"Hadi ama Kardelen bırak şimdi şakayı. Dün gece bize geldiğinde onu sende gördün. Jin... Jin barışmak için bana gelmişti. Ne çabuk unuttun?"
Kardelen ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu. Dün gece Lee ile birlikte olduğuna adı gibi emindi. Hatta aptal kurt, pantalonunu havuzun yanında bırakıp altında onun havlusuyla ortadan kaybolmuştu.
"Canım iyi misin sen? Bir şeyin yok ya?"
"Sen neyden bahsediyorsun Kardelen? Bak bu şaka hiç hoş olmamaya başladı. Bir an evvel son versen daha iyi olacak."
"Dilruba bu bir şaka değil ve gerçekten biz dün hiç görüşmedik. Hatta başka bir arkadaşımla olduğuma dair seni temin edebilirim."
Kardelen'in ifadesi oldukça gerçekçiydi. Bu kadar iyi rol yapabiliyor muydu daha önceden?
"Be..benim bir şeyi kontrol etmem gerekiyor. Seni daha sonra ararım."
Dilruba son hız binadan ayrılırken Kardelen hüzünlü bakışlarla izledi onu. Kuzeni artık gerçek ve hayalleri birbirine mi karıştırmaya başlamıştı yoksa?
Dilruba üniversiteden çıkıp taksi durağına gitti ve bir taksi kiralayıp Jin'in adresini verdi. Yaklaşık yarım saat sonra tepeye vardığında ücreti ödeyip indi arabadan. Taksi kendi yoluna devam ederken Dilruba kararlı bakışlarla tepedeki eve baktı. Etrafta kimsenin olmamasından faydalanarak koştu. Elini hiç duraksamadan zile dokundurdu. Kapı saniyeler içinde açılırken Violet şaşırmış bir şekilde Dilruba'ya baktı.
"Dilruba?"
"Violet merhaba. Sana birşey sormam gerekiyor. Jin geri döndü değil mi? Onu gördüm. Dün benim yanımdaydı. Evde mi şuan? Kendisiyle konuşbilmem mümkün mü?"