OTUZ ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÇok ses vardı, herkes bir ağızdan bir şeyler konuşuyordu. Ayaz'ın ise hatırladığı iki şey vardı. Babasının kollarına yığılması ve ambulansta kalbinin bir kere durması. Bu iki an da hayatını değiştirecek cinstendi. Baba deyip kabullendiği adamı kaybedecek olması, kalbinde yeni yaraların açılmasına sebep olacaktı. Bu sefer bunun tamiri kolay olmayacaktı.
Aylarca yüzüne bakmadığı babasıyla o yüzleşme yapılmıştı. Ancak şimdi ise onu ameliyathane kapısının önünde bekliyordu.
Babasını kaybetmek istemiyordu. Daha fazla ayrılık olsun istemiyordu. Çöktüğü duvar kenarından kalktı. Koridorun başından kendisine doğru amcasının yanında Oğuz, Mete ve Acar'ı gördü. Acar sözü alarak "Geçmiş olsun Ayaz. Buradayız ancak korkma ekiplerimiz Dünya'nın evinin önünde."
Ayaz, Dünya'ya haber vermemişti. Ancak çözmesi gereken şeyler vardı. "Nasıl oldu? Siz orada değil miydiniz?"
Adamların, üzüntüsü gözlerinden belli oluyordu. İşlerinin ehli olan bu üç adam bu saldırıda kendilerini kötü hissediyordu. Aslan, onları özellikle Dünya ve Ayaz konusunda sıkı sıkıya defalarca uyarmıştı. Bu konuşması Oğuz'un kulaklarından silinmiyordu. "Oğlum, benim bütün günahım. Aynı zamanda hayattaki en büyük ödülüm. Ne büyük tezat değil mi? Oğluma bir şey olmayacak. Gerekirse ben öleceğim ama oğlum yaşayacak. Fakat Dünya, oğlum o olmadan nefes alamaz. Ayaz olmadan Dünya, Dünya olmadan Ayaz yaşayamaz. Evlatlarım iki evladımında güvenliğinden siz sorumlusunuz. Kızımla oğluma asla bir şey olmayacak."
"Hedef sendin. Bak Şahin dışarıda ve gözü Dünya'da artık tek araba bile takip ettirtmiyor. İşi iyice ayyuka çıkardı. Dün gece, evinizin önünde ciddi bir topluluk vardı. Oğuz ve Mete'de geldi. Bir şey yapacaklarını umduk. Ama yapmadılar. Muhtemelen Dünya'yı kaçırmak isteyeceklerdi. Sonra kapıda senin arabanı görmeleriyle geri gittiler."
Ayaz'ın kaşları çatıldı. Karısını duydu onu kaçırmak istediklerini dinledi. Bu gece haddinden fazla her şey üstüne geliyordu. Nitekim onun yıkılmaya niyeti yoktu. Ailesini ayakta tutacaktı. Babası bugün buradan sağlam çıkacaktı, karısına kimse dokunamayacaktı. Dünya'yı kaçırdıklarını düşündü. Katil olurdu.
Bunu düşünürken bile inanılmaz soğuk kanlıydı. Siyah gözleri daha da kararmıştı.
"Beni ortadan kaldırıp karımı alabileceğini mi düşünüyor o şerefsiz?!"
Ayaz'ın yüksek çıkan sesinin ardından dört adamda ona bakıyordu. Ayaz, harcanmıştı. Barut gibi ortada gezerken dün gece olan olaylar artık onu patlatmıştı. Bu andan sonra kimse onu tutamazdı. Önünde kimsenin durabilme imkanı yoktu.
Bir kadın vardı. Uzaktan onu izleyen, donmuş gözlerle sadece bakan. Bir eliyle duvardan destek alarak duruyordu. Gördüğü yüzü tanıyabilmesi çok zor değildi onun için. Yıllardır kaçtığı gerçek, yıllardır ilaçlar alarak yaşanmasına sebep olan varlık karşısındaydı. Sinirine şahit olmuştu. O an dahi anlamıştı. Babasının oğluydu. O kapkara gözleri, boyundan tutta hareketlerine kadar babasının oğluydu. Kalbi sıkıştı. Bir eli boğazına giderken görünmeyen eller de boğazını sıkıyordu.
Oğluydu. Buradaydı. Karşısındaydı.
Karanlık diyarlara yolculuğu başlamıştı. İlaçları neredeydi? Peki ya kocası? Hep yanında olurdu bu anlarda elini sıkı sıkıya tutup gözlerinin içine bakardı. Kulağına sakin yatıştırıcı şeyler söylerdi, sırtını sıvazlar, sarılırdı.
"Aslan, Aslan nerede?" Sesinin duyulmasıyla bütün bakışlar ona dönmüştü. Simsiyah giyinmişti. Siyah uzun bir elbise vardı üzerinde. Omuzlarına aldığı siyah ceketi ve yüksek topuklu çizmeleri vardı. Simsiyah upuzun saçları yeşil gözleri vardı. İri dudakları, kapalı asla ayrılmıyordu. Yeşil gözlerinde bir kesinlik söz konusuydu. Tanıdığı adamlara bakıyordu. Gözleri Ayaz'a bakmayı reddediyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/156653218-288-k5115.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYA (AŞKIN PEŞİNDE SERİSİ I) TAMAMLANDI
Любовные романы"Sen, Dünya'yı hak etmeyecek kadar korkak bir adamsın." Ayaz, aniden geriye dönüp Şahin'e bir kafa attı. O yere düşmüş burnunu tutup acılar içinde kıvranırken aniden Acar'ın elinde ki silahı aldı. Şahin'in bacağına bir kurşun sıktı. Adam'ın acı için...