KIRK BİRİNCİ BÖLÜM
Ayaz, dik duruşuyla adamın karşısında duruyordu. Kara gözlerini adamın kahve gözlerinden bir an olsun ayırmadı. Onun, en büyük korkusu ailesiydi. Kendi canının gözünde bir kıymeti yoktu. Eğer ailesine bir şey olursa asıl o zaman yaşayamazdı. Bu, anlamsız savaş onun ölümüyle ailesinin rahata kavuşmasına neden olacaksa şuan ölmeyi yeğlerdi.
Ancak bu adam tam bir pislikti. Sadece onun, ölümüyle yetinmeyecekti. Ve karısına, el uzatmaya çalışacaktı.
Buna izin vermeyecekti. O yüzden, ölemezdi. Bu gece ölemezdi. Karısını, yalnız bırakamazdı. Onu, bu kalbi kararmış insanların eline bırakamazdı.
"Emin misin? Bende oğlunu zevkle öldürebilirim o zaman." Ayaz'ın bakışları aşinası olduğu sese döndü.
Hissettiği tek şey vardı. Şaşkınlık. Ama dışarıya renk vermiyordu. Gözlerinde hâlâ aynı kararlılık süregeliyordu.
Acar oradaydı. Önünde ise başına silah dayadığı genç bir adam vardı. Aniden silahın ağzına mermiyi dayadığını gösteren ses boş depoda yankılandı. Ayaz, bu adamın kim olduğunu bilmiyordu. Fakat Yıldırım Şanlı'nın suratına baktığında onun için önemli biri olduğunu anlamak çok güç değildi.
"Şahin Şanlı." Dedi aniden Ayaz. Bu adam, oydu. Karısıyla evlenmeye teşebbüs eden adi.
"Baba, öldür onu. Umrumda değil. Dünya, ile evli kalamaz." Adamın, o aşağılık sesi boş depoda yankılanınca Ayaz, sinirlerine hakim olamadı. Yıldırım Şanlı'ya doğru hareket edeceği sırada yanında ki adamlardan biri silahının namlusunu Yıldırım Şanlı'ya doğrulttu. "Baban da mı umrunda değil şerefsiz?"
Ayaz, yanında ki adama baktı. Bu oydu. Acar'ın içeriye soktuğu adam. İki metreye yakın boyu vardı. Kahve gözlerinden geçen kıvılcımları görebiliyordu. Delikanlı belli ki gözü kara biriydi. Acar ile göz göze geldiğinde onu onaylamıştı. Bu oydu içeride ki adamları.
"Şimdi ya bütün silahlar inecek biz buradan çıkacağız ya da sizi öldüreceğiz biz yine buradan çıkacağız. Senin şeref anlayışına uygun bir anlaşma değil mi?"
Acar, çok korkutucu görünüyordu. Aslan'nın dediği gibi adeta rüya ekipti. Ayaz'ın tek başına buraya gelmesine göz yumamazdı. Bunun için ne arkadaşına hesap verebilirdi ne de kendi vicdanına. Ayaz'ı kendi oğlu gibi görüyordu. Onu hiçbir koşulda yalnız bırakmazdı.
"Oğlumu bırak. Hemen." Yıldırım'ın aşağı düşmüş sesi teslim olduğunun göstergesiydi. Ancak oğlu onun gibi düşünmüyordu. "Sakın baba sakın." Diyerek uyardı onu. Acar, elindeki silahla adamın kafasına hafifçe vurdu. "Sen sus. Kararı baban verecek."
"Oğlumu bırakın buradan çıkın. İndirin silahları." Dediği anda elliye aşkın adamı aynı anda silahları indirip beline geri koydu. Acar, önünde duran Şahin'in bacağına vurarak "Yürü." Dedi.
"Çıkana kadar oğlun bizimle."
Yıldırım Şanlı'nın karşı koyacak gücü yoktu. Acar'ın elinde tek kıymetlisi vardı. Ve oğluna zarar gelsin istemiyordu.
"Hadi Ayaz."
Yanında duran çocuk Yıldırım'a silahı doğrultmaya devam ediyordu. Acar'ın göz hareketiyle oda arkası dönük bir vaziyette onlarla yürümeye başladı. Depodan dışarı adım attıkları sırada Şahin'in çenesi düşmüştü.
"Sen, Dünya'yı hak etmeyecek kadar korkak bir adamsın."
Ayaz, aniden geriye dönüp Şahin'e bir kafa attı. O yere düşmüş burnunu tutup acılar içinde kıvranırken aniden Acar'ın elinde ki silahı aldı. Şahin'in bacağına bir kurşun sıktı. Adam'ın acı içinde ki bağrışları yükselirken Ayaz'ın gözünde en siyahından bir perde mevcuttu.
![](https://img.wattpad.com/cover/156653218-288-k5115.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYA (AŞKIN PEŞİNDE SERİSİ I) TAMAMLANDI
Romance"Sen, Dünya'yı hak etmeyecek kadar korkak bir adamsın." Ayaz, aniden geriye dönüp Şahin'e bir kafa attı. O yere düşmüş burnunu tutup acılar içinde kıvranırken aniden Acar'ın elinde ki silahı aldı. Şahin'in bacağına bir kurşun sıktı. Adam'ın acı için...