DÜNYA (AŞKIN PEŞİNDE SERİSİ I) TAMAMLANDI

•Dünya Altmış Sekizinci Bölüm•

Aşağıyı okumadan çıkmayınız 🤍
Bölüm şarkısı: Sertap Erener Ben yaşarım
Yıldıza basmayı unutmayın
Keyifli okumalar

**

DÜNYA 68. BÖLÜM

İnce bir zeminin üzerinde pür dikkat yürümeye çalışıyordu. Hafifçe sağa ya da sola yönelmesi onu ince zeminde ters çevirecekti. Aldığı kararlar onu ters çevirecekti bu bir gerçekti. Ya ters çevrilecek ya da her şey eskiye dönecekti. Huzur kokan karısının gözleri artık acıya bulanmıştı. Kalkmak için direniyordu. Her denemesinde ayağı takılıyordu.

Tek başına dimdik kalmak istiyordu. Dünya'yı ezbere biliyordu. Eskiden olsa acılarını görmezden gelirdi. Gözünü kapatırdı. Kalbine kulak verirdi. Yaşanan kötü olayları düşünmezdi. Şimdi bu almak istediği psikolojik destek, birçok şeyi anlatıyordu. Dünya bu sefer bütün yaralarından kurtulmak istiyordu. Çünkü bu kez hepsi bir olup üstüne kapanmıştı.

Ayaz ellerini Ali'nin döktüğü suyla yıkadı. El kemiklerinin üzerine yeni yaralar eklenmişti. Sabah erkenden depoya gelmişti. Şahin'in adamları haftalardır buradaydı. Buraya en son günler önce gelmişti. Dünya, dün gece psikolojik destekten bahsedince soluğu burada almıştı. Dünya'yı kaybedeceğini düşündükçe hırslanıyordu. Dünya'nın susmasının sebebi olan herkesi kül edecekti. Ruhunda bitmeyen yaralar açılıyordu. Bu yaraları kapacak tek biri vardı.

Aylar önce Dünya'yla ayrı oldukları zamanlar, aynı şimdi olduğu gibi hırslıydı. Özlemi onu hırslandırıyordu. Ne zaman ne yapacağı belli olmuyordu. Akşam evde saatlerce Dünya'nın fotoğraflarının karşısında oturuyordu.

Son zamanlarda ise karısını uzaktan izlemeyi tercih ediyordu. Haftalar öncesine nazaran artık konuşmaya başlamıştı. Daha büyük cümleler kuruyordu. Özellikle Hayal'in doğum gününde yaptıkları, verdiği tepkilere sevinmişti. Adı gibi biliyordu ki Hayal'i yanına annesi göndermişti. Sonrasında açık yüreklilikle, ailelerine kızdan rahatsız olduğunu söylemişti.

Kalbinde taşıdığı ateş günden güne nefes almasını zorlaştırıyordu. Bu ateş artık herkesi yakacaktı. Kapının önüne indiğinde bir sigara yaktı. "Depoyu öğrendik ne yapacağız?"

"Bunları bu kadar tuttuktan sonra, salıp yanlarına gönderemeyiz." Volta atmaya başladı. Elleriyle şakaklarını ovaladı. Sigarasından bir nefes çekti. Gökyüzüne baktı. "Depoyu patlatana kadar bizimle kalacaklar. Sonra salarız." Ali, yaslandığı yerden doğruldu. Ayaz, aşağı yukarı yürürken onu takip edemiyordu. Başı dönüyordu artık. Zaten sabahın köründe buraya gelmişlerdi.

"Depoyu sadece ikimiz patlatamayız. Onlar, çok kalabalıktır. O kadar malı bir iki adama bırakmazlar."

"Bizde kalabalık gideriz." Ayaz, ayakları altında sigara izmaritini ezdi. Arabasını açarak bindi. Saati kontrol etti. Bir saat içinde evde olması lazımdı. Dünya, birazdan evden çıkacak olmalıydı. Ayaz'ın planı hazırdı. Sadece şimdi eve gitmesi gerekiyordu.

Sabah çıktığında ikiside uyuyordu. Onları uyandırmadan çıkmıştı. Nursel Hanım'ı ayakta görünce ona çıktığını söylemişti. Dünya, zaten aramamıştı. Yarım saatin sonunda eve geldi. Ortalıkta kimseyi görememişti. Bahçeden kızının sesini duyunca çıktı. Dünya, yanında oturan kızının yanında bir sürü oyuncak koymuştu. Havada uçurduğu kaşıkla kızını yedirmeye çalışıyordu. "Hayal haydi kızım. Sabahta pek bir şey yemedin." Ayaz, gördüğü manzaradan memnundu. Anne kızın her türlü haline bayılıyordu. Elleri ceplerindeyken yanlarına ilerledi.

"Yemez boşuna uğraşma." Dünya, irkilerek başını kaldırdı. Sabahtan beri evde yoktu. Günler sonra ilk defa uyandığında Ayaz'ı evde bulamamıştı. Yanında olmasına alışmıştı. Yine de bu konu hakkında bir şey demedi. "Neden yemez?" Ayaz, gidip kızını kucağına aldı. "Sürekli tombul olduğunu söylüyorsun. Alınıyor sana." Dünya hızlıca ayağa kalktı. Kızına baktı. "Ayaz, sen ciddi misin?" Ayaz, bu kadar ciddiye alacağını tahmin etmemişti. Sadece ona takılmak istemişti. "Yavrum şaka yaptım."