"-Şimdi sen bu sevimli şeyi geçen gün evine girdiğin yaşlı bunaktan çaldın öyle mi?"
"-Evet Sehun telefon da söyledim ya zaten." Kucağında oturan sıkı sıkı t-shirt'üne sarılmış kedinin belini okşarken cevap verdi.
"-Peki ne yapacaksın onu satacak mısın?" Sehun arkadaşının göğsüne yanağını yasladığı için büzülen dudakları ve tombullaşan yanakları ile aşırı sevimli duran küçüğe bakarken sordu.
"-Çocuğu olmayan bir aile bulabiliriz. Bir çocuk olmasada onlar kadar sevimli ve biraz küçük bence alırlar."
"-Chanyeol çok birsürü güzel, uslu Baekhyun'u satmaz mrrrhhh!" Yumuşak yanaklarını yapılı göğüslerden ayırıp kaşlarını çatarak Sehun'a doğru kızgın olduğu belli olan sesiyle mırladı.
Başını kaldırıp dolan gözlerini Chanyeol'ün büyük gözlerine dikti. Güzel kirpiklerini birkaçkez kırpıştırıp konuştu. "-Chanyeol'ün arkadaşı bozuk! Sat onu kötü o Chanyeol! Gelmesin buraya gitsin!"
Ardından yumuşak yanaklarını tekrar yapılı göğüslere dayayıp ağlak sesle miyavladı. "-M-miyaav~"
Sehun az önce duyduğu şeylere karnını tutarak seslice gülerken Baekhyun'un kulaklarının titremeye başlığını fark etti Chanyeol. Şimdi ağlamaya başlardı.
"-Hey ağlama Baekhyun! Sehun sadece şaka yaptı elbette seni satmayacağız."
Saatine baktığında derse geç kaldığını fark etti. "'Benim gitmem lazım. Eğer onu ağlatırsan seni gebertirim Sehun! Herseyi yiyor o konuda sorun yaşamazsın. Çok hırçınlaşırsa kollarını ve kuyruğunu tutup 2. kattaki misafir odasına götür ordan çıkamaz."
Chanyeol kalkıp Baekhyun'u yere indirmeye çalıştı. Kendine daha çok yapıştığını fark ettiğinde derin bir nefes aldı. "-Gitmeme izin verirsen gelirken sana süslü tarak alırım."
"-M-miyaav~ Baekhyun elbette buna hayır demezdi. Chanyeol'den ayrılıp koltuğun yaslanma yerine yüzü denk gelecek şekilde oturdu. "-Git ama çabuk gel. Baekhyun Chanyeol'ün bozuk arkadaşından korkuyor miyaav~"
~~~~~~
Chanyeol gideli yaklaşık 20 dakika olmuştu. Sehun kotukta Baekhyun'a en uzak yere oturup televizyon izlemeye başlamıştı. Pembe garip varlığın yanaklarını ısırmak istiyordu ama ağlarsa ne yapacağını bilmediği için yaklaşmamıştı bile.
"-Miyaav~" O sırada Baekhyun uzun adamın pembe saçlarına bakmakla meşguldü. Minik elleri ve dizleri üzerinde emekleyip Sehun'un yanına diz çöktü.
"-Saçların pembe mi?"
Sehun olumlu anlamda başını salladı. "-Evet seninkilerde pembe."
"-Baekhyun onlara dokunabilir mi?" Küçük beden sorduğunda Sehun diğerinin güzel ellerini kavrayıp saçına koydu. "-Dokunabilirsin tabi, sevdin mi?"
Baekhyun kıkırdadı ve yumuşak saçları çekiştirdi. "-Evet miyaav~ Chanyeol'ün arkadaşının saçları çok birsürü güzel."
"-Chanyeol'ün pembe saçları yok çirkin siyah diye Baekhyun'u kıskanıyor. Sonra birde kuyruğunuda kıskanıyor." Kuyruğunu Sehun'a uzatıp kıkırdadı.
"-Bak bak çok güzel değil mi? Hemde birsürü yumuşak. Chanyeol'ün yok. Sonra onun pipiside yok. Chanyeol Baekhyun'u çok kıskanıyor Mrrhh~"
Sehun sesli bir kahkaha attı. Küçük bedenin ürktüğünü fark ettiğinde sakinleşip yumuşak görünen yanakları sıktı. Çok sevimliydi.
"-Bunu nerden biliyorsun?"
Baekhyun güzel ellerini çenesinde gezdirip düşündü. "-Baekhyun biliyor Miyaav~"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
