"-Baek.. Baekhyun pes ediyorum çık hadi her neredeysen."
Sehun uzun koridor da ilerlerken söyleniyordu. Chanyeol'ün söylediğine göre Baekhyun ikinci kattaki odalardan korkuyordu pembe kedinin yatak odasında olduğuna emindi.
"-Miyaav~"
Baekhyun heyecanla kısık sesle miyavladığında küçük ellerini ağzına kapadı.
Yatağın altında, 'küçük ayakları dışarıda olsa bile' çok iyi saklandığını düşünüyordu."-Sadece salona saklanacaktık ama böyle anlaşmıştık Baek."
Sehun yatak odasının kapısını açtığında hemen gözüne çarpan küçük ayaklarla az daha kahkaha atacaktı.Odaya girip yatağın etrafında dolanırken kısık sesli mırlamaları duyabiliyordu.
Baekhyun sanki gittikçe daha da yaklaşan ayak sesleriyle güzel ellerini ağzına daha fazla bastırıyordu.
Heyecanla küçük ayaklarını hızlı hızlı yere vurmaya başladı.
Sehun onu bulursa oyunu kaybedecekti.Uzun beden yere dizleri üzerinde eğilip pembe süslü ayakkabıların daha sevimli gösterdiği küçük ayakları inceledi.
Gerçekten görünmediğini falan mı sanıyordu?"-Buldum seni!"
Büyük elleriyle ince ayak bileklerini kavrayıp hafif bedeni kendine çekti."-Miyaavv!!"
Baekhyun yüksek sesli bir çığlık ve miyavlamanın ardından ileri doğru kaçmaya çalıştığında Sehun kendine göre oldukça küçük bedeni bir çırpıda kucağına çekip ayağa kalktı."-Hile yapıyorsun ama buldum seni neden kaçıyorsun?"
Söyledikten sonra yumuşak kulakları ısırdığında havada duran küçük ayakların hızlıca hareket edip bacaklarına vurduğunu fark etmişti."-Mrrhhh~"
Kısık mırıltılar da kulağına ulaştığında uzun beden kıkırdadı.
"-Demek şu küçük pembe çıkıntıları ısırmam hoşuna gidiyor?"Baekhyun'un hemen huzurlu yüzü asılmış başını çevirip çatık kaşlarıyla kendini kucağında taşıyan adama bakmaya çalışmıştı.
"-Onlar çıkıntı değil! Baekhyun'un birsürü yumuşak pembe kulaklarına çıkıntı deme! Mrrhhh! Kötü Sehun!""-Hey.. özür dilerim. Çıkıntı değil onlar çok güzel hemde yumuşacık çok şirinler Baek."
"-Sehun'un burnu kocaman, çirkin Sehun! Ama saçları pembe. Birsürü güzel Sehun Miyaav~"
Sehun gözlerini devirdi.
"-Sende sürekli burnuma hakaret ediyorsun ama ben birsey söyleyince hemen sinirleniyorsun kötü pisi!"Baekhyun kulaklarını geriye yatırıp düşündü.
"-Baekhyun bilmiyor Mrhh~""-İşine gelmeyeni bilemezsin saten."
Sehun sızlanarak söyledi."-Mrrhhh~"
Baekhyun küçük bedeninin yarısı Sehun'un kucağında yarısı rahat koltukta uzanmış kuyruğunu taratırken oldukça keyifliydi.
Yumuşak yanaklarına yerleştirdiği küçük elleri ve koltuğa dayadığı dirseklerinden destek alıyordu.
"-Chanyeol ne zaman gelecek Sehun? Baekhyun Chanyeol'ün koskocaman yuvarlak gözlerini özledi Mrrh~"Sehun kolundaki saate baktı.
"-Yarım saate gelir uyusana sen 45 dakikadır kuyruğunu tarıyorum neredeyse."Baekhyun sürekli yaptığı gibi kulaklarını geriye yatırıp düşündü.
"-Yarım saat az mı çok mu Miyaav?"Sehun komik soruya kısık sesle güldü.
"-Sanırım az."Sehun ve Baekhyun'un sohbeti devam ederken kapı çaldığında sevimli olane hızla diğerinin kucağından kalkıp kapıya koştu.
Sehun kapıya ulaşamadan Chanyeol yedek anaktarıyla çoktan kapıyı açmıştı.
Üzerine hızlıca atlayan hafif beden ile neredeyse yere düşecekti.
Büyük ellerini ince belde sıkıca sabitleyip güldü.
"-Beni çok mu özledin Baek?"
Söyledikten sonra yumuşak saçları okşadı.Baekhyun düğme burnunu yapılı göğüslere sürtüp birkaç mırıltı bıraktı.
"-Miyaav~"Ardından aklına gelen şey ile kaşlarını çatıp yüzünü sert göğüsten ayırdı.
"-Hayır! Baekhyun Chanyeol'ü hiç özlemedi Mrrhh!"
Narin ellerini diğerinin çenesine koyup itti.