Chanyeol, ağlayıp onu dövmemesi için yalvaran garip, kediye benzeyen çocuğa gözlerini devirdi. O minik sevimli şeyi dövemezdi ki.
"-Evden çıkıp benim arabama geçene kadar ses çıkarmazsan seni dövmem. Anlaştık mı?"
Baekhyun hızlıca küçük ellerini ağzına kapamadan hemen önce cevapladı.
"-T-tamam."Birkaç dakika sonra arabanın yanına varlıklarında Chanyeol, elindeki torbayı bagaja, omzundaki sevimli çocuğuda arka tarafa bıraktı ve kendisi sürücü koltuğuna yerleşti.
"-Arabaya bindik Baekhyun artık konuşabilir mi? Miyaav~"
Chanyeol başını çevirip arka tarafta kuyruğunu sallayarak merakla ona bakan bedeni süzdü.
"-Hayır sen konuşmayacaksın ben sana soru soracağım kedicik. Anlaştık mı?"Baekhyun itaatkar bir şekilde başını salladı. Bu sahibinden bile uzun çok uzun, kocaman elleri olan adamın ona vurmasını istemiyordu.
"-S-sende büsbüyük ellerinle Baekhyun'un güzel kuyruğuna vurma tamam mı? Az önce vurdun, cok acıdı miyaav~"Söyledikten sona alt dudağını sarkıttı ve kuyruğunu kucağına yatırıp küçük elleriyle okşadı.
"-O tuhaf şey mi güzel?"
Pembe kuyruğu okşayan küçük ellere baktığında kendini kötü hissetti."-Canını yaktığım için üzgünüm kedicik. Çokta hızlı vurmamıştım ama neyse."
Chanyeol imalı bir ses tonuyla söyledi."Ne! Baekhyun'un kuyruğu güzel tamam mı!"
Yumuşak pembe tüylerini yanağına sürüp miyavladı."-Hem koskocaman elinle Baekhyun'un yumuşacık, çok birsürü güzel olan kuyruğuna hıphızlı vurdun. Kocaman adam olmuşsun hala kandırık mı yapıyorsun ayıp!"
Söyledikten sonra dudaklarını büzdü.Chanyeol küçük bedenin sevimli tepkisine güldü ve daha fazla uğraşmak istedi.
"-Hayır o garip şey hiçte güzel değil. Yumuşak bile değildi ki.."Baekhyun gözlerini kocaman açıp sinirle kuyruğunu sürücü koltuğundaki adamın başına vurdu.
"-Hayır! Baekhyun'un kuyruğu çok güzel!"
Söyledikten sonra kuyruğunu diğerinin boynunda ve yüzünde gezdirdi.Chanyeol arabayı kullanmakta zorluk çektiği için pembe kuyruğu yakalayıp yüzünden itti.
"-Onu benden uzak tut!"Baekhyun aklına gelen şey ile çekinerek konuştu.
"-Ş-şey sen iyi bir yabancı mısın? Yoksa kötü mü?"Kulaklarını oynattı ve meraklı gözlerini Chanyeol'e dikti.
"-Eger iyi bir yabancıysan senden birşey isteyeceğim."Chanyeol şaşırdı. Bu garip kediye benzeyen şirin çocuk ondan ne isteyebilirdi ki?
"-Ne isteyeceksin?"
"-Sen iyi bir yabancı mısın? Önce onu söyle. Sahip Baekhyun'a yabancılarla konuşma dedi."
Söyledikten sonra koltukta dönüp sırtını Chanyeol'e çevirdi.Chanyeol buna nasıl bir cevap verebilirdi ki?
"-Hmm evet ben iyi bir yabancıyım ne istiyorsun?"Basını çevirip tuhaf çocuğa baktı. Gerçekten şirin ve cok güzeldi ama saftı.
"-Oh tamam miyaav~"
Yeniden koltukta düz oturup kıkırdadı.
"-Ş-şey Baekhyub acıktı ve bugün kuyruğunun yumuşacık tüylerini taramadı. Ona güzel tarak al, pembe olsun."
Neşeyle söyledi.
"-O çirkin şey için tarak almam ama yemek verebilirim evde vardı."Baekhyun'un az önce yüzünde duran kocaman gülümseme silindi.
"-Baekhyun'un G-güzel kuyruğuna hıck! neden çirkin diyorsun? S-sende olmadığı için kıskanıyorsun değil mi!"Yeniden arkasını dönüp başını kucağına aldı. Vücudu oldukça esnekti.
"-H-hıck! Ona tarak almazsan yumuşak olmaz!"Sevimli küçük, birden ağlamaya başladığında Chanyeol kendini tuhaf hissetti.
"-T-tamam tamam ağlama.. Hey ağlama dedim. Sonra alırız şimdi çok geç oldu."Baekhyun cevabı beğenmemiş olmalı ki omuzlarını silkti ve kuyruğunu sallamaya devam etti.
Chanyeol 5-10 dk sonra evine vardığında hala konuşmayan küçük bedeni arabadan çıkarıp omzuna attı.
Diğer elinede değerli eşyaları doldurduğu torbayı alıp evine girdi."-Sessizce burada bekle yemek yetireceğim."
Chanyeol şirin bedeni kendi odasına bıraktığında söyledi ve kapıyı kilitleyip mutfağa indi.~~~~~~
Chanyeol odadan çıktığında Baekhyun hemen odayı karıştırmaya başladı. Güzel kuyruğunu taramalıydı.
"-H-hıck! Miyaav~"
Sonunda çekmecelerden birinde çirkin kahverengi bir tarak bulduğunda alt dudağını sarkıtıp büyük yatağa oturdu.
Kuyruğunu kucağına alıp taramaya başladı. Ama bu tarak pembe ve güzel değildi.."-H-hıck! Baekhyun'un güzel p-pembe kuyruğu Miyaav~."