5. Bölüm- N'aptılar Sana?

71.8K 3.4K 2.5K
                                    

📣Yazar'dan;

İlk bölümler 2019 yılında yazıldığı için belli başlı, ufak tefek yazım/noktalama yanlışları mevcuttur. Düzenlendiğinde paragraf yorumu kaybolduğundan düzenlemeyi tercih etmiyorum. Bu ufak hatalarımı görmezden gelmenizi rica eder, keyifli okumalar dilerim 🌼

🦋

Düşünme yetisini kaybeden Hilal titrek bir nefes aldı. Karşısında, bu hayatta canını en çok yakan insan duruyordu. Ela gözlerinin dolduğunu hissedince başını hızla önüne eğdi. Sakinleşmeye çalışırken fark etmeden durum değerlendirmesi yapmaya başlamıştı.

Askeri bir üsteydi. Terörle mücadele ekibine katılmıştı. Karşısında duran adam ise katıldığı ekibin lideri, aynı zamanda yıllar önce onu kurtaran askerdi. Bunlarda bir sorun yoktu. Asıl sorun aylar önce evini soyan hırsızın da aynı kişi olmasıydı. Aylardır aklında onca neden, onca senaryo dönmüştü. Ama hiçbirinde hırsızı bir asker değildi...

Kalp atışlarının kulaklarında attığını hisseden genç kız Sinan Binbaşı'nın söylediklerini hatırladı. Bu ekip üst mertebedeki insanları ,teröristlere fon sağlayanları, yakalamak için kurulmuştu. Babası sandığı adam aslında kaçakçı falan değildi. Vatan hainiydi. Terörist yandaşçısı...

O gün kütüphanede gördüğü Burak zaten onun için oradaydı. Onu kullanarak babasını yakalamak için.

"Askersin..." diye mırıldandı başını kaldırarak. Her daim ona tebessümle bakan yeşil gözler, şu an buz kütlesinden farksızdı. Boş bakan gözler yutkunmasına sebep oldu. Yine de gözlerini, zaafı olan yeşillerden çekemedi. Onu o kadar çok özlemişti ki...

Kütüphane günleri geldi aklına. Günler boyu onlarca anısını paylaştığı adam, yıllar önce birkaç saatini geçirdiği ve ara sıra aklına düşen Alfa mıydı yani?

İlk tanıştıkları ânı hatırlarken elaları istemsizce zümrüt yeşili gözleri bulmuştu. 'Sakin ol, ben askerim.' diyerek hayatına giren kahramanının göz rengini hep merak etmişti genç kız. Zifiri karanlık bodrum ve karanlık orman yüzünden rengini seçemediği gözler işte tam karşısında duruyordu.

Ancak bu gözler ne kütüphanedeki gibi yumuşak bakıyordu, ne de Mardin'deki gibi nazik bir yaklaşımla doluydu.

Burak, ifadesiz gözlerle onu izliyordu. Fakat Hilal karşısındaki adamı tanıyordu. İfadesiz gözlerinin arkasına saklamaya çalıştığı acıyı, ruhunu daraltan özlemi... Görüyordu.

Hilal'in gördükleri doğruydu. Eksiği yok, fazlası vardı hatta. Dışarıdan bunu belli etmese de adam darmadağın olmuştu. Aylardır özlemiyle yanıp kavrulduğu kızı karşısında görmek yetmiyormuş gibi bir de burada, bu üsde, görmek... Titrek bir nefes alan Burak zorlukla yutkundu. Bu dünyadan ve kendisinden uzaklaştırmaya çalıştığı kız, yine bu dünyanın içine düşmüştü.

Hilal'in şok dolu elalarında saklayamadığı sevinç kırıntıları belirirken geçmişe gittiğini hissetti adam. Daha önce de görmüştü bu bakışları.

Olanca ışıltısıyla parlayan bal gözlerde.
Bir daha asla parlayamayacak olan bal gözlerde...

Bal gözlüsü her zamanki gibi duygusuzluk maskesini kırarken, Hilal gözlerindeki ifadeyi görmesin diye bakışlarını kaçırdı Burak.

Zaman kavramını kaybeden genç kız adamla bakışırken yeşil gözlerden anlık geçen acıyla Burak göz temaslarını kesti.

Acaba adı gerçekten de Burak mıydı?

K.İ.T. I (Cevapsız Sorular) -FİNAL OLDU-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin