37. Bölüm- Her insan... Katilini hatırlar

27.5K 1.7K 379
                                    

"Offf! Ben çok sıkıldıııım. İsyaaaaaaaaan! Help we! Yeter amaaa. Sıcak su istiyoruuum. Pizza istiyoruuum. Yatak istiyoruuum. Kan şekerim düştü. Bu yüzden tatlı da istiyoruuum. Sonr..."

"Beynimi si*tin. Bu yüzden de ağzını burnunu kırmak istiyoruuum" dedi Burak bıkkınlıkla.

"Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı kaçmasın. Demeyin şöyle şeyler!" diye mırıldanan Korkut, haylaz bakışlarını Burak'a çevirdi. Geçen günlerde Zevzek'liğinin hakkını vermiş ve sürekli milletle uğraşmıştı.

Tamı tamına 19 gündür bu lanet mağarada hapis bulunuyorlardı. Gördükleri işkenceler yüzünden bedenleri yara bere içinde kalmış, psikolojileri alt üst olmuştu. Onları asıl yaralayan kendilerine yapılan işkenceler değil, kardeşlerine yapılanlardı. Burak, Emre'nin yaralarını gördükçe küfürler edip kapıyı yumrukluyor ve kendilerini de almalarını sağlıyordu. Bu durum yüzünden diğerleriyle sürekli atışsa da... Onları dinlemeyen genç adam mazoşistlikte sınır tanımıyordu.

"Bunaldım. Şu Serkan'ı artık getirsinler de... Bir havalandırmaya çıkayım!" diye mırıldandı Burak mağaranın tepesindeki açık tavana bakarak.

Hilal şeklindeki ayı izleyen adam gözlerini kapattı. İlk geldikleri gün, Emre çocukluğunda aldığı Panter lakabının hakkını vererek neredeyse düz duvara tırmanıp tepeye çıkmıştı. Oradan bulduğu birkaç büyük taş parçasını aşağıya vererek bir yükselti oluşmasını sağlamıştı. Askerler, bu yükselti sayesinde istedikleri zaman mağaranın tepesine çıkmaya başlamışlardı. Artık bir rutin halini almıştı. Ne zaman biri bunalsa 'havalandırma' adı verdikleri tepeye çıkar, orada kendiyle baş başa kalıp toparlandıktan sonra mağaraya geri inerdi.

Korkut, arkasına yaslanarak derin bir nefes aldı. Kaç dakikadır yaptığı şaklabanlıkların tek sebebi 2 saat önce götürdükleri Serkan'a yapılanları düşünmek istememesiydi. Defalarca kez diğerleri götürülürken 'Onun yerine beni alın!' demek istese de Burak'ın uyaran bakışları karşısında sessiz kalmıştı. Geldikleri ilk gün komutanı onları bu konuda uyarmıştı. En büyük zaaflarının birbirlerine karşı besledikleri sevgi olduğunu anlarlarsa bunu kendilerine karşı kullanacaklarını ve... Bunun sonunun ise hiç iyi bitmeyeceğini söylemişti.

"Serkan abimin gelmesini sadece havalandırmaya çıkmak için istiyorsun yani. Öyle mi abi? Endişelendim demek bu kadar mı zor?"

Burak, gözlerini açmadan sessiz bir şekilde oturmaya devam etti. Korkut başını olumsuzca salladı ve konuşmayı kesti.

Az ilerideki saman yatakta uzanan Emre yerinde doğrularak oturdu.

"Şu tipi ne zaman bitecek Allah aşkına? Bugün neredeyse kar yağmadı fakat... Serkan 23 gün demişti. 4 gün daha mı bekleyeceğiz? Ayrıca şu Ziyar denen adam gelecekti hani. Öyle dememiş miydin?"

Burak gözlerini açmadan omuzlarını silkti. Başı ağrıyan adam öylesine yorgundu ki... Geçtikleri 19 günde sadece 22 saat uyuyabilmişti. Gerçi onda da uyumamış, uyuyakalmıştı! Kabus görmemek için sürekli diken üstünde duran Burak, işkencelerin de oluşturduğu yorgunlukla 3. günde dayanamayıp oturduğu yerde sızmıştı. Serkan'ın omuzlarından silkelemesiyle uyanan adam, şu anda yaslandığı duvara yaslanıp inlemişti. Yıllar sonra ilk defa geçmişteki olayı sanki dün yaşamışcasına canlı bir şekilde görmüştü. Ve bu genç adamı mahvetmişti.

O günden sonra, onun gibi geceleri pek uyumayan Serkan'la aralarında sözsüz bir anlaşma daha yapmışlardı. Birisi uyurken diğeri asla uyumuyor, kabus gördüğünde ise hemen uyandırıyordu.

Burak, gözlerini açarak Emre'ye baktı. Buraya getirildiklerinden beri araları pek de iyi değildi. Emre'nin sorduğu sorulara sessiz kaldığı ve sürekli adamların ona işkence etmesini sağladığı sürece de bu böyle devam edecekti. Farkındaydı!

K.İ.T. I (Cevapsız Sorular) -FİNAL OLDU-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin