33. Bölüm- Psikoloğun Birine Tutuldum

26.3K 1.7K 292
                                    

"Biraz sakin olur musunuz Burak Bey?"

"Ben sakinim Gülçin Hanım!"

Bunu derken sesindeki öfke hissedilmeseydi karşısındaki kişi söylediğine inanabilirdi.

"Gülçin Hanım..." diyen Hilal sesinin titrediğini farkedince duraksadı. Derin bir nefes aldıktan sonra devam etti.

"Bir bardak su alabilir miyim acaba?"

"Tabii! Getiriyorum Hilal Hanım. İsterseniz sıcak bir şeyler de verebilirim... Papatya çayı ister misiniz Burak Bey? Sakinleşmenize yardımcı olur."

Duyduğu cümleyle kızın dudaklarında acı bir gülümseme belirdi. Burak'ın sürekli bir öyle bir böyle tavırlarından artık çok yorulmuştu. Yaşanan her şeyi yaşanmamış saymaktan da... Adama yandan bir bakış attıktan sonra mırıldandı.

"Papatya... Burak Bey sevmez papatyayı Gülçin Hanım! Sevse... Hiç düşünmeden kıramazdı. Bir kere yapsa da... Hep yapamazdı. Pişmanım deyip de sürekli her şeyi sil baştan yaşatması... Sanırım Kelebeğin tek günlük ömrü olduğundan oluyor tüm bunlar. Günün biteceğini zannederek özür diliyor. Fakat o gün bitmediğinde... Ezmeye devam ediyor. Papatyaların ve Kelebeklerin ne kadar narin olduğunu unutuyor her zaman. En ufak bir rüzgarda bile çok ağır yaralar alabileceğini... "

Gülçin, söylenenlerden pek bir şey anlamasa da adamın yumruk yaptığı elinden anlaşıldığı üzere mesaj istenilen kişiye ulaşmıştı.

Kadının az ilerideki büfeye gitmesiyle birlikte Hilal, soğuk bir şekilde yanındaki adama döndü.

"Birazdan şu vericileri yerleştir ve gidelim buradan... İstediğin gibi!"

"Hilal..."

Kız, adamı dinlemeden diğer tarafa doğru döndü. Gülçin'in getirdiği suyu alan Hilal, yapacağı şeyi bir kez daha gözden geçirdi.

"Bence saçmalama Asena. Bu hiç de iyi bir fikir değil. Otur oturduğun yerde!

İç sesini takmayan kız içtiği bardağın elinden kayarak(!) yere düşmesiyle sıçradı.

"Ahh! Çok özür dilerim. Kusura bakmayın Gülçin Hanım" diyen kız yere düşen parçaları toplamaya başladı.

"Önemli değil. Bırakın lütfen. Elinizi keseceksi... Hilal Hanım?"

Gülçin, yerdeki kırmızı damlaları gördüğünde telaşla ayağa kalktı.

"Ne yaptın sen?" diyen Burak kızın kesilen elini ellerinin arasına aldı ve kesilen bölgedeki ufak tefek cam parçalarını temizlemeye başladı.

"Bir şeyim yok!" diyen Hilal elini çekmeye çalıştı. Fakat Burak buna izin vermedi.

"Dikişe gerek yok ama yine de derin kesmişsin. Pansuman yapılması gerek" diye telaşla mırıldanan adam, masanın üzerindeki peçetelikten aldığı peçeteyle kanamayı durdurmaya çalışıyordu.

"İlk yardım çantası arka odada. Pansuman için gerekli malzemeler var... Dikişe ihtiyaç olmadığına emin misiniz?"

"Eminim" dedi adam gözlerini kızdan ayırmayarak.

Gülçin'nin arka odaya doğru yönelmesiyle elini sert bir hareketle çeken Hilal mırıldandı.

"Tam sırası. Vericileri yerleştir."

"Anlamadım?" diyen adamın sesi şok doluydu.

"Neyini anlamadın! Kadın gelmeden git şu vericileri yerleştir Burak. Sonra da elimi bahane ederek gideriz buradan. En başından istemiyordun zaten buraya gelmeyi. Böylesine nefret edeceğini düşünemeyen bende hata. Hatamdan dönüyorum işte!.. Görevini bitir ve gidelim Yüzbaşı!"

K.İ.T. I (Cevapsız Sorular) -FİNAL OLDU-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin