16. Bölüm- Asena

54.6K 2.2K 1.6K
                                    

"Nereye gidiyoruz?" diye sordu Hilal, yanındaki Burak'a bakarak.

"Görürsün!"

"BURAK! Bu 5. görürsün demem!"

"Maalesef! Çünkü senin de 5. soruşun! İlkinden sonra neden tekrardan soruyorsan..."

"Merak ediyorum!!"

"İyi! Etmeye devam edebilirsin çünkü söylemeyeceğim!"

"Gıcıksın!"

"En az senin kadar!"

Hilal, kollarını kavuşturdu ve camdan dışarı bakmaya başladı. Saat sabahın 8'i olduğu için trafik yoğundu.

Kahvaltısını yaparken Burak'ın '15 dakikaya aşağıdayım! Hazır ol!' mesajıyla şaşkına dönen genç kız, nereye gittiklerini çok merak ediyordu. Fakat birileri söylememekte oldukça ısrarlıydı. Hilal öfkeli bir nefes aldı. Burak onu delirtiyordu.

"Pışşt!"

Genç kız, yanındaki adamı takmadan camdan dışarıya bakmaya devam etti. Burak ise bu duruma kayıtsız kalamadı ve kıza seslenmeye devam etti.

"Heyy!.. Hilaaal! Yine mi küstün? Ne bu naz? Çocuk musun?.. Eyvah! Buna bile tepki vermediğine göre durum ciddi! Hilaaaal! Ne dememi bekliyorsun bana bakman için?"

"Kelebek" diye fısıldadı Hilal istemsizce.

Arabayı kullanan Burak, duyduğu hitapla aniden frene bastı. Arabanın ani duruşuyla öne doğru giden Hilal "Emniyet kemeri tam da bu durumlar için hayat kurtarıyor sanırım!" diye mırıldandı.

'Kamu spotu: Emniyet kemeri hayat kurtarsa da Burak'ın gazabından kurtarmıyor maalesef!' diyen iç sesine göz deviren Hilal, arabanın kırmızı ışıkta durmasıyla Burak'a döndü.

Adam, endişeli gözlerle kızın iyi olup olmadığını kontrol etti. Yeşil ışık yandığında sessizce arabayı sürmeye devam ederken arada kıza bakıyordu. Adamın onunla konuşmaması ve sadece incelercesine bakması sinirini bozduğunda, Hilal söylendi.

"Bana sorsan iyi olduğumu söylerdim zaten! Gerçi sen kimseye güvenmeyip, bildiğini okuyan..."

"Gerçekten de... Öyle mi düşünüyorsun?" diye soran Burak'ın sesindeki alınganlığı hissetmişti Hilal.

Bedenini hafifçe şoför koltuğunda oturan adama doğru çevirdi.

"Bildiğini okuduğun doğru. İnkar edemezsin!"

Burak yorum yapmadan arabayı sürmeyi devam etti.

"Güvenmediğinden değil..." diye mırıldanan Hilal, adamın bir anlık bakışını görünce devam etti.

"Karşındakinin seni incitmemek için bir sorun yokmuş gibi davranıp, gerçekleri çarpıtacağını düşündüğünden sormayıp kendin kontrol ediyorsun. Çünkü... Sen öyle yapıyorsun. İyiymiş gibi... Her şey yolundaymış gibi..."

Burak, sessiz kaldı. Kısa süre sonra arabayı durdurup yanındaki kıza baktı ve konuşmaya başladı.

"Beni nasıl bu kadar iyi tanıyorsun? Aklım almıyor!"

Hilal, Burak'ın isyan edercesine konuşmasıyla tebessüm etti.

"Sen beni nasıl tanıyorsan ben de seni öyle tanıyorum! Ve... Aklının almaması da doğal. Çünkü bazı şeylerin başrolü akıl değildir."

"Akıl anılara, kalp ise duygulara esirdir" diye mırıldandı Burak.

Hilal duyduğu cümleyle şaşkınca Burak'a döndü.

K.İ.T. I (Cevapsız Sorular) -FİNAL OLDU-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin