8. Bölüm- Korumam Gereken Bir İmajım Var!

52K 2.8K 801
                                    

"Hazırlan! Seni eve ben bırakacağım!"

Burak'ın söylediği cümleyi duyan Hilal şaşkınca ona baktı.

"Öyle bakmaya devam edecek misin? Merkezde işim var. Giderken bırakayım hadi!"

"İşi varmış" diye kendi kendine söylenen Hilal, gözlerini devirdikten sonra koltukta duran çantasını aldı.

Kapıya doğru yürürken içeriye Onur girdi. Yorgun görünen adam gelir gelmez kimseye bakmadan koltuğa uzandı. Bir koluyla gözlerini kapatarak uyku modunu aldı. Ekiptekiler onu görünce hemen yanına gitti.

Burak, koltuğun koluna oturarak konuşmaya başladı.

"Uyuyacaksan odana git! Ama önce operasyon hakkın..."

Onur sıkıntıyla doğrulup Burak'a baktı.

"Bir şey olduğu yok abi! Aynı tas aynı hamam. Adamların arasına sızdım ama liderleri bana şu an için güvenmiyor. Gerçi... Kimseye güvenmiyor. Baştakiler işkillenmesin diye sessizce halletmeye çalışıyoruz fakat en fazla 1 ay daha sabredebilirim. O şerefsiz burnumun dibindeyken yakalamamak çok koyuyor be abi. Ayrıca bu şerefsiz asıl aracı bile değil. Üsttekiler hakkında bir bilgisi olduğundan şüphelensem... Saniyesinde yakalayıp öttürcem de. Adam boş kutu. Anlayacağın başa ulaşmak sandığımızdan daha zor olacak. Bir de biz mi sorgulasak? Şu Kadi..."

Onur, aniden konuşmayı kesti. Ortam gerilmiş herkes sessizleşmişti. Burak, Hilal'e baktı ve ayağa kalktı.

"Hadi gidelim"

"Neden?"

"Ne neden? Yatıya kalmayı mı düşünü..."

"Yapma Burak! Siz beni aptal mı zannediyorsunuz? Sinan Binbaşı en başında devlet için çalışacağımı söylediğinde 'Kadir Alacalı'nın kızı olduğunu biliyoruz. Babanın işleriyle alakan yok. O yüzden problem de yok' zırvalıklarını sıraladı. O zamanlar bu olay aklıma yatmasa da... Mantıklı bir açıklaması yoktu! Ben de kabullendim. Seni burada görünce... Anladım! Beni işe alırken o adamla kan bağım olmadığını biliyormuş. Bu yüzden sıkıntı etmemiş(ler). Bunu annem ve anneannemden başka bilen tek kişi de o adam. Annemlerden öğrenemeyeceğine göre... O adam söylemiş olmalı. Söylemesi için de yaşıyor olması... Şamanlık yapıp ölülerle görüşüyorsanız orası başka tabi."

"Madem anladın... Neden sormadın?" dedi Binbaşı, Hilal'in yanına gelerek.

"Gerek var mı? O adam benim için öldü. Nefes alıyor olması bunu değiştirmez. Sadece... Boşanma dilekçesi imzalatın ve bir avukatla gönderip annemden boşanmasını sağlayın. Gaiplik müessesine göre ölüm tehlikesi içinde kaybolmalarda ancak 1 yıl sonra boşanılabiliyor! Annemin bu süreyi beklemesini istemiyorum. Ölmeden önce boşanma kararı almış bir adam ve boşanmak isteyen bir kadın... Sanırım anlaşmalı boşanmaya girer. Girmese bile... Dostlarınız olduğunu farkındayım. Ne yapın edin annemi o adamdan boşayın!"

Binbaşı olur anlamında kafasını salladıktan sonra sıkıntıyla konuşmaya başladı.

"Resmî nikah tamam da... İmam nikahı ne olacak? Bunun için yüzleşmeleri gerek. O zaman da annen olayları öğrenir. Anladığım kadarıyla bunu istemiyorsun. Nasıl..?"

"O adam... Soygun'u öğrendikten sonra ilk iş... Annemi boşamış zaten!" diye mırıldandı Hilal. Bu gerçeği dün arkadaşından öğrenmiş ve oldukça sarsılmıştı. Aslı, kendi annesi Sıla ve Hilal'in annesini konuşurken duymuştu. Hilal olayları anlatınca ikisi arasında farkedilen fakat söze dökülmeyen mesele olmuştu Kadir Alacalı. Aslı, sadece bu gerçeği söylemiş ve sonrasında da o adamın adını ağzına almamıştı.

K.İ.T. I (Cevapsız Sorular) -FİNAL OLDU-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin