49. Bölüm-Sanki Gerçekten Çok Kötü Bir Şey Olmuş ve Sen Hissetmişsin Gibi

32.8K 1.2K 1.2K
                                    

Elindeki dosyaya şüpheli gözlerle bakan Burak, Doğukan'a bakarak "Emin misin?" diye sordu.

"Eminim. Yani... En azından o civarda yaşadığına." diyen Doğukan sıkıntılı bir nefes almıştı.

Kadavra, Asım Başkomiseri takip ederken onu takip eden başka birisinin daha varlığını keşfetmişti. İşin sıkıntı kısmı, adamın izini hiçbir şekilde sürememiş olmasıydı. Adam, sokakları oldukça iyi biliyor olmalıydı ki tüm kameralardan kaçmayı başarmıştı. Başka çaresi kalmayan Doğukan sonunda peşine birini taktırdığında da bunu fark etmiş ve bir daha da ortaklıklarda gözükmemişti. Ellerinde olan tek şey adamın yaşadığı semtti.

"Çok sağ ol yaa(!)."

Burak'ın gözlerini devirerek kurduğu cümle karşısında Doğukan da gözlerini devirmişti. Dışarıdan bakan birisi iki koca adamın göz devirmesine okkalı bir kahkaha atardı.

Liseden beri tanışan ikili, bir araya geldikleri zaman iki ergenden farksız olabiliyordu.

"Sen iyice beni emrin altında çalışan biri belledin. Tepkilere bak!" diye söylendi Doğukan dişlerini gıcırdatarak. Sesinin aksine bakışlarından muziplik akıyordu.

"Emrim altında çalışmıyor musun?" diyen Burak'ın dudaklarında ukala bir gülümseme belirmişti.

Oturduğu koltuğa daha da yayılan Alfa, kollarını kavuşturarak arkadaşından gelecek karşılığı bekledi. Defalarca kez bu diyaloğu yaşasa da bıkmazdı adam. Doğukan'ı sinir etmek en büyük hobilerinden birisiydi çünkü.

"Çalışmıyorum! Ben devlete bağlıyım."

"Ben de o bağlı olduğun devletin hatırı sayılır bir üyesiyim."

Doğu, alayla güldükten sonra başını iki yana salladı.

"Ölsen devletin ruhu bile duymaz. Kendini çok büyük görüyorsun Ukala Herif."

"Hayır! Sen beni çok hafife alıyorsun Kompleksli Herif."

Kadavra, Burak'a acıyarak baktıktan sonra başını iki yana salladı.

"Günlerim senin gibi biri neden benim arkadaşım acaba diye düşünmekle geçiyor biliyor musun?"

"Ahh ne demişler. Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim."

Burak'ın iğneleyici cümlesinden sonra arkasına yaslanan Doğukan, döner sandalyesini adamı görecek şekilde çevirdi.

Karşısındaki adam, her zamanki gibi yüzünün sol tarafını hafif uzattığı saçıyla kapatmıştı. Bu durum Burak'ın derin bir nefes almasına sebep oldu.

Kardeşi daha ne zamana kadar kaçacaktı acaba?

Hâlâ kaçmayı bırakamayan adamın bunu demesi de ayrı trajikomik. Dua et de Doğukan'ın kaçışı seninki kadar uzun olmasın.

Düşünceli gözlerini adamın yüzünde gezdirdi Burak. O saç yığının altında bir yara izi olduğunu biliyordu. Alnından başlayarak kaşını yaran ve yanağının başlangıcına kadar uzanan büyük bir yara... Bakışlarını Doğukan'ın sol parmaklarındaki dikiş izine çevirmemek için olağanüstü bir çaba harcadı genç adam. Doğukan'ın refleksleri, sol gözünün zarar görmesini engelleyen tek şey olmuştu. Gerçi adam bundan dolayı da az daha parmaklarından oluyordu.

K.İ.T. I (Cevapsız Sorular) -FİNAL OLDU-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin