09|Yabancılık Hissi

647 77 42
                                    

Sakin adımlarla ilerliyordu. Çevresi yoğun duygular barındıran kimselerle dolup taşıyordu. Her birinin yüz ifadeleri, minik ve jestleri artık ezbere bilircesine söyleyebiliyordu.

Kimisinin yüz ifadesini okuyamıyordu, nedeni botoks yaptırılmış olmasıydı. Yüzüne bıçak vurduran insanların mimikleri ve ifadeleri düzgün çalışmaz, alınları ve yüz çevresi kırışmazdı.

Birkaç dakika geçmişti sadece buraya gelmesinden itibaren. Adım adım, yavaşça bir şekilde Megacity'de dolaşmaya başladı. Diğer yandan en kolay para kazanma yolunu düşünüyordu.

Sonra tezgah kuran insanları fark etti. Neden olmasın ? Kalem ödünç alarak bir kartona yazdı 'Geleceğini bilmek ister misin ?'

Kaderleri bu simule ortama kaydedildi. Elbette seçimleri dahilinde..ama bazı kaçınılmaz gerçekler de mevcuttu. Buna kolayca erişebilirken..birkac cep harçlığı kazanmak sorun olmamalıydı.

Bir köşeye oturdu.

Pek dikkat çektiği söylenemezdi. Okula gitmek için yoldan geçen bazı öğrenciler dışında.

Bilimin çevresine dönen hayatları için, küçümsenmesi oldukça normaldi. Halbuki Ölüler Evreni oldukça gelişmiş bir Quantum bilgisayarında varlığını sürdürüyordu. Ve erişebildiği bu bilgisayarın altyapısı geleceğin 'olasılıklandırmasını' ona sunabiliyordu.

Hatalar mevcuttu.

Ama ihtimalleri bilmek de kötü sayılmazdı.

"Ne söyleyebilirsin ?"

Ona yöneltilen bir soruydu. Yun başını kaldırmadı, pelerinin başlığıyla iyice yüzünü örterek "Istediğin nedir ?" diye soruyla karşılık verdi.

"Miyav~"

Kedi sanki kıkırdıyor gibiydi. Ona mı gülüyordu?

Adamın omzundaki kediyi gördü gözlerini hafifçe kaldırdığında...tanıdık geliyordu.

"Bir açıklama" ayakta duran adam onun seviyesine eğildiğinde Yun o an afallamıştı. Bu tanıdık sesin sahibi, onu kolayca bulmuştu.

Nasıl ?

"Nanren ?"
Gelir gelmez yakalanması... kolay değildi. Hayır...Nanren...onu kolayca bulacak kadar gücü nasıl elde etti ?

Başını kaldırdı. Sokaktaki tüm kameraların yönünün kendine dönük olması...
Yüzünü çevirdi, kaşları hafif çatılarak  " Ne istiyorsun ?" diye sordu tekrar.

Yun biraz geri adım atıp incelediğinde, onun boyunun daha da uzadığını gördü. Yüzü biraz daha olgunlaşmıştı. Kaç yıl geçti?

Yun öldüğü zamanda durdu, Nanren ise zamana ayak uydurarak ondan daha büyük olmuştu.

Geri adım atması Nanren'in kaşlarını çattırdı ve daha büyük bir adım atarak aradaki mesafeyi iyice kısalttı.

"Burada ne yapıyorsun ?" Nanren kaşlarını çatarak kartona baktı. Ellerini uzatarak bileğini tuttu, bu daha önce kendisinin yaptığı eylemdi. Şimdiyse roller değişmiş gibi.

Yun rahatsız olarak elini çekmek istediğinde bileğinden çekildi, dengesini bir an kaybetti ve sendeledi. O yokluğunda daha da mı güçlenmişti? Vücudu daha da toparlanmış ve genişlemişti. Onun genç bedeninden farklı olarak.

Fark azdı ama fark edilirdi.

"Oldukça ters davranıyorsun" Yun rahatsız oldu. Açıklama mı istiyordu ? Pekala, ne sorarsa yanıtlayacaktı.

Ama sormazsa hiçbir şey söylemeyecekti.

[Hey, burası konuşulacak bir mekan değil!]

O an ikisi de küçük kediye baktı, Yun haifçe kaşlarını kaldırdı. Demek bu küçük p*ç tarafından ispiyonlanmıştı.

[İleride bir kafe var~]
Küçük kedi Yun'a göz kırptığında Yun içinde oluşan kötü hissi...

Kafeye vardıktan sonra anlamlandırabilmişti.

"Kumru Kuşları Kafe" sevgililerin doldurduğu ve çiftlerin her an flörtleştiği bir yer.

Nanren :...

Yun :...

"Sistem!"
Aynı anda seslendiklerinde Nanren ve Yun'un bakışları tuhaf bir şekilde keserek gözlerini kaçırdılar. Tuhaf bir ortam.

Ama Nanren bu ortamda durmaya kararlı değildi. Bileğinden tutarak bir başka yere doğru çekiştirdi. Arabasına doğru.

-Kupm-
Kapıyı kapattığında arabanın arka koltuğunda ikisi de sessiz ve yan yana bir biçimde oturuyordu.

"Nyaaa~" kedi üzerine atlayarak başını sürtündürdü, yüzünü göğsüne doğru gömdü. Yun o an özlemi anladığını bir nebze olsun hissediyordu.

Cam gibi parlak ve soluk parmaklarını uzatarak yumuşak tüyleri yavaşça okşadı. Yüzü rahat ve hafif bir tebessüme sahipti, Nanren bu yüz ifadesine sessizce bakmakla yetindi.

Cama çevirdi bakışlarını, suskundu, sorulacak çok soru, anlatılacak çok şey ve ifade edilecek çok duygu vardı ama Nanren kendini ifade edebilmekte hiçbir zaman iyi olmadı.

"Değiştin"
Nanren cama çevirdiği dalgın bakışları ona tekrar odakladığında. Yun kediden kafasını kaldırarak hafif bir ifade ile devam etti.
"Özür dilerim"

Özür dilerim.

Dudaklarını bastırdı. Özür dilerim ? Özür istemiyordu, bir açıklama, bir neden istiyordu. Nanren elinde olmadan baskın bir bakış attığında Yun gerçekten değiştiğini bir defa daha düşündü.

Araba sessiz ve karanlık bir sokakta. Gün ışıkları buraya varmıyordu.

Bulunduğu ortam sadece hafifçe aydınlık ve oldukça boğucu.

Nanren tarz olarak koyu ton kıyafetler giyinmişti, saç kesiminden çene yapısına kadar. Yüzü, ifadesi, benliği ve hatta kişiliği.

Sessiz ama bu suskunluk başka şeyler fısıldıyordu.

Utangaçlık değil, baskı hissi.

O yumuşaklık hissi kaybolmuştu.

Ve Yun buna oldukça yabancı hissetti.

-Devam Edecek-

Eternity: Universe of the Dead (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin