57|1 yıl önce (2)

355 42 16
                                    

Ji hanesi eskisine nazaran daha müreffeh ve göz alıcı olabilir. Ama bu daha iyi olduğu anlamına gelmez.

Kara bulutların kapladığı hane ve cenaze havasının hiç eksik olmadığı bu aile...

Demir düşmanlıklar karşısında güçle karşı dururken gecenin en savunmasız anında Elena ve Rance birbirine omzunu ödünç verir ve çökene kadar acı bir ıstıraba kapılır. Bazen maziler bazense gelecek anılır ve yokluk hiç olmadığı kadar yaralar.

Bir zamanlar ihanet eden akrabaları tarafından ilaç verilen Elena, eskisi gibi hüsnü kuruntu ve umuda kapılamaz.

Ölü doğan çocuk bir defa zaten mucizeyle uyanmıştır ve asla mezarından dirilmeyecektir.

Kaldı ki artık dirilecek bir mezarı bile kalmamıştır. Dünyada savrulmuş ve yıkımla enkazın parçası olmuştur.

Herkesin hayatını kurtarmış ama kendi hayatını kurtaramamıştır.

"Rance, mezarı bile yok çocuğumun..gökler adaletsiz ve kader acımasız..!"
Gömleği sırılsıklam, gözleri ağlamaktan kuru. Rance eşine teselli vermeliydi ama kendini bile toparlayamadı.

Hofan ise sessiz bir salonda tek başına kanepede oturdu ve sarhoş olana kadar içti.

O isyankar torununun kışkırtıcı sorusu hala aklındaydı.
"Çocuğu tek başına mı yaptın o zaman!"

Sert gözleri kırıştı ve hafifçe gülümsedi. Elindeki bardak neredeyse bir saattir haraket etmedi.

"Nasıl olur..." hafif sesi yorgundu.

"Lizz, umarım torunuma orada iyi bakıyorsundur"

Eşine dair hatıraları belirsiz ve anlamsız. Bazen sanki hiç öyle biri yokmuş gibi. Tek bildiği vefat etmiş olması...Ama bundan bile emin değil...

Bardağı sessizce masaya bıraktı ve yorgunlukla gözlerini yumdu.

O asi çocuğu hastanede ilk gördüğünde... evden kaçtığında ve bağları kesmek istediginde, sorgulama karşısında kararlıca sakin duruşunda...

"Ah yaşlanıyorum"

"Belki de benim de yanınıza gelme vaktim gelmiştir artık"

Bir süre sessizlik oldu.

"Seni asi velet! Belli ki önce benim sıram olmalı...benden önce gittin haylaz..." sesi git gide daha boğuk çıktı ve sonunda ağır bir iç çekiş duyuldu.

Nefes almak her zamankinden daha ağır ve zordu.

***

Kedi patisini attı ve ince pençeleriyle eve adım attı.

Pencere açıldı ve şu damlaları içeriye girdi.

Kenarda yanan ve dokunulmamış sigara izmariti yavaşça kül olur. Oda tamamiyle sisle sarılır ve gizemli puslu bir ortam doğurur.

İçeriye giren rüzgar dumanı bir anda dağıttı.

Yatakta yatan genç, siyah perçemi alnına dağılmış, ince yüzü ve keskin çene hatlarını belirli kılmıştır. Geçen sürede hızla kilo vermenin ritmi olarak vücut belli ki öncekinden daha sıska ve narindir.

Yüz ısınmanın ve ateşin ritmiyle sıcacık bir şekilde, yanakları kızarmış ve alından soğuk terler akmaktadır.

[Neyse ki sonunda yargı devre dışı kaldı]

Geçen sürede ruhu derinden işkence gördü. Çılgınlığın eşiğindeydi ve aklını yitirmesine yetecek kadar zihinsel baskı gördü.

Bu kişi açıkça Nanren.

Eternity: Universe of the Dead (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin