19|Aile ziyareti (4)

200 22 1
                                    

Bu süreç boyunca kısaca soru cevap tarzında, bunca yıl neler yaşandığı hakkında konuşuldu.

Ve iyi bir ortam oluşup sohbet doruk noktasına ulaştığında annesi tekrardan konuyu ellerine aldı.

Gözleri hafifçe Yun'un ve Nanren'in üzerinde dolaştı önce. Ardından giydikleri kıyafetlere doğru kaydı.

Bir kadının sezgisini küçümsememek gerek.

Yavaşça sordu "Siz, ikiniz nasılsınız?"

Eşi afallayarak ona baksa ve yüzünde anlamamış bir ifadeyle dursa bile Nanren anında şaşırmıştı. İrkilip gerilirken Yun yavaşça elini tutup rahatlattı. Başını çevirip Yun'a baktı ve gözleri titreyerek biraz rahatladı.

Şimdiki ufak hareketlerin her detayını gözlerinde gören kadın kesinlikle emindi.

Böyle ince bir atmosferle, ikisi bir arada olmasa sorundu. Ya ileride olacaktı ya da bu konu kesinlikle gündem olacaktı.

Babasının gözlerinde şüpheli bir ışık parıldadı.

" Ben-biz-" tuttuğu soğuk eli sıkarak rahatladı ve tek seferde cesaretle itiraf etti "Birlikteyiz" gözlerini sıkıca yumdu bir çırpıda itiraf ederken. Dahası Yun görünümüne bakarak gözlerini kıstı. Elbette burada olmasalardı kesinlikle bu tatlı görünümüyle uğraşırdı.

Babasının yüzündeki nazik gülümseme bir anda taşlaşmış gibiydi. Heykelden daha heykelsiydi. Naraf derince nefeslendi, annesi bile biliyordum imasıyla nefes vererek başını eğdi.

Buna rağmen, hiç değilse bu itiraf, en azından iyi bir şeydi değil mi ? Hiç haberleri de olmayabilirdi.

Yine de.

Oğullarının bir erkekten hoşlandığı düşüncesi, aşırı geleneksel olmasalar dahi bir süre kolay geçiştirilecek türden değildi.

Böylece bir sonraki an nazik adamın keskin gözleri Yun'un üzerine düşmüştü. Sanki masum birini kandırmış gibi, hafif bir onaylamama ipucusuyla. Yun bir anda suçlu hissetti. Gerçekten. Hafifçe yutkunup bakışlarını kaçırmak istedi ama sonra adamın iç çekişini duydu.

Adam bunun basit bir ilgi olduğunu düşündü. Bakışları oğlunun gözlerine kayana kadar. Parlak sarı gözler hiç olmadığı kadar kararlıydı, öyle ki ona eşiyle evlendiği zamanı hatırlattı. Bu şekilde ağzını açsa bile bir süre konuşamadı ve en sonunda bu bir iç çekişe dönüştü.

Sırtını kanepeye yaslayarak değneğini sıktı ve göz yumdu. "Pekala-"

Başka ne diyebilirdi ?

Bir bakış yeterdi, duygularını söze döküp ayaklar altına almaya hiç gerek yoktu. Onun gördüğü tek şey o parlak ışıltıydı. Ve belki de... dışarıda bu kadar iyi büyümesinin sebebiydi. Bu şekilde karşı çıkmaya dayanamadı adam. Sanki tüm umutlarını parçalayıp atacakmış gibi.

Zorlu bir kabulleniş anında gözlerini daha da parlak gösterdi. Nanren, hiç olmadığı kadar içten gülümsedi.

Diğerleri bu gülümsemeyle afalladı. Özellikle, hiçbir kirlilik içermeyen bu saf gülümseme Yun'un kalbini sallamıştı.

Şeker çalmış bir çocuk gibi gözlerinde sinsi ama yine de hiçbir kötü niyet içermeyen türden bir gülümseme.

"Öyleyse, ne kadar...ilerlediniz-" adam sormadan önce öksürdü ve büyük tereddütlerle tamamladı cümlesini. Aslında sormak istediği bu ilişkide ne kadar ciddi olduklarıdır. Bu gerçekten basit bir heves değil miydi ?

Ama hayır, oğlunun gözlerindeki gizlenemez güven ve bağımlılık, işte onu baştan aşağı suskun kılan bunlardı.

Nanren bir çırpıda kızardı, Yun işe bakışlarını kaçırdı.

"Pek uzun olmadı" sakin bir ses tonuyla yanıtlayan Yun'du. Kendi ailesinin önünde bile dik başlı kesilmişti, öyleyse o zamanki cesareti şimdi nerdeydi ? Yun daha önce hiç bu kadar gerildiğini hissetmedi.

Adam cevabı duyunca gerçekten hızlı oldukları konusunda kaşlarını kırıştırdı hafifçe. Gençlerin bu uçarı zihniyle ne yapacağı konusunda çaresizdi.

Sadece Yun'un samimi ve oğlunun ciddi görünümüyle en azından işlerin bu raddeye gelişini bir noktada anlayabilirdi.

Bu durumda ne yapabilirlerdi ?

Destek olmaktan başka ?

"Aileniz ?" Bir başka düşünce daha da onun sınırını bozmaya yetiyordu. Ji ailesi gibi, dünyada olduğundan daha görkemli bir aile, biricik oğullarını bir erkekle olmayı kabullenebilir miydi ?

Yun bu konuda rahatlatıcı bir gülümseme gösterdi ve "Ailem bir süredir biliyor ve bu konuda itiraz belirtmediler" dedi.

Bunu duyan adam nedensizce rahatlar gibiydi. Belki de bilinçaltında oğlunun sıkıntı çekmesini istemediğindendi.

-Devam Edecek-

Eternity: Universe of the Dead (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin