5|Rahatsızlık ? (≧ヘ≦ )

238 28 2
                                    

"Mmh"

Dudaklarının arasından sızan inilti hafif hırıltılı nefeste kayboldu.

İnce dudaklar birbirine yapıştı, sıvı ince bir çizgi halinde ayrıldı.

Her zaman ölçülü ve uysal görünüşü yırtıp atılmış bir şekilde, daha önce görülmemiş saldırganlık mevcuttu. Altın sarısı gözler arzuyla lekelenene kadar kusursuz ve saftı, sonunda zevk içerisinde derin bir şekilde boğuldu.

Bulanık ve sulu mavi gözler, şiddeti karşısında tepki veremeden zayıf düşmüş beden, her şekilde onu bu günaha daha derinden teşvik ediyordu.

Siyah saçlar beyaza karıştı, mavi gözlerse parlak sarıyı yansıttı.

***

"Ha!"

Hızla yataktan kalktı. Hafif solukları sessiz ortamda netti. Bakışları afallamıştı ve bir iki saniyeye kadar kim olduğunu bile söyleyemezdi.

Her şey yavaşca netleştiğinde soluk yüz bir anda gün doğumu kadar kızıla boyanmıştı. Siyah tel tel saçların arasına gizlenmiş gözleri titredi ve nefesi sakinleşene kadar durumu sindirdi.

Ah.

Yine bir başka bir rüya.

Onu en başta bu bataklığa sürükleyen ve en başından bu sorunu başlatan o saçma durum.

Eline yüzünü gömdü ve bir süre kendi sessizliğini dinledi.

Nasıl...nasıl bu kadar sapkın olabilirdi ?

Bakışları yavaşça yana kaydı ve ellerini yüzünden yavaşça indirdi.

Şüphesiz her rüyasında gözüken o zarif yüz, uykusunda ayrı bir yumuşaklık ve zarafete sahipti. Elini uzatmadan edemedi, titreyen parmakları hafifçe tenine değdi.

Ateşe buz basılır gibiydi.

Vücudu kavurucu derecede sıcaktı, diri diri yandığını hissetti. Onun aksine Yun her zaman düşük bir vücut ısısına sahip olmuştu.

Şimdi ise, bu ateşini söndürecek tek ferahlık, bir anda çıplak gözle görülebilecek netlikte o gözlere bazı belirsiz duygular tırmandı. Sadece değen parmak uçları biraz daha yaklaşmıştı ve elini tamamiyle yüzüne değdirmişti. Bir anda avuç içinden tüm vücuduna yayılan bir ürperti hissederek omurganınsan bedenine istemsiz bir titreme yayıldı.

Bilmiyordu...

Onun etkisinin üzerinde bu kadar büyük olduğunu.

Derince soluklandı ve hızla elimi geri çekti.

Siyah karga tüyünü andıran yoğunlukta kirpikler gözleri örterek parlak rengi bir nebze karartmış gibiydi.

Ve gözdeki sarı üzerindeki yoğun yeşil sis o siyah kirpikler yansıyarak eterik bir görüntü oluşturmuştu.

Nefes vermeden edemedi.

Bir süre hareketsizce oturmasına rağmen zihni ters orantılı bir şekilde hiperaktifti.

Onu tutmak istedi, ona sarılmak ve bu vahayı, içindeki onun bu susuzluğu için kullanmak. Kontrol edilemez bir şekilde susamıştı ve vücudu birkaç kat daha sıcaktı.

"Ah.."
İç çekişi bile belirsiz ve boğuktu. Vücudunun ve zihninin arzusuyla lekeliydi.

Dudaklarını yalarken dilinin bu kuruluğa yapıştığını hissetti ve rüyadaki tadı hatırlarken gözlerinin birkaç derece kararmasına mani olamadı. Bir anda netlik solarak puslandı ve yüzündeki şüpheli kızarıklık biraz daha yayıldı.

Yavaş ve sıcak nefes vererek rahatsız vücudunu büktü, pamuk veya ipek kadar yumuşak, boğazdan gelen tüy kadar hafif ve titrek sesle inleyerek mırıldandı.
"Rahatsızım..."
Kalp kaşıyan kısık bir sesti.

Tüm oda sakinleştirici ve tanıdık bir kokuyla doluydu ama bu onu kışkırtıyordu. Onun kokusu. Bu kokuda boğulmak üzere olduğundan şüpheliydi.

Nefesini kesiyordu.

Ağırca yutkundu ama bu onu rahatlatmak yerine daha da rahatsız hissettirmişti.

Bilmiyorum gerçek rüyadaki kadar tatlı mıydı...

Nefesi hemen birkaç kat daha ağırlaşmıştı ve vücudu hareket ettirilmeyecek kadar hantaldı.

-Devam Edecek-

Eternity: Universe of the Dead (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin