38|H-Hadım?

548 62 27
                                    

"AAAAAAH!"

Bu bir kadının çığlığı. Lâkin, o tarz bir çığlık değil, kurtarıcısını  bekleyen narin bir kızın çığlığı gibi...

Bu tamı tamına yeri göğü inleten, ağır sultanın duyacağı cinsten bir çığlıktı. Öyle ki hastane çevresindeki ağaçta duran kuşlar korkuyla uçarak kaçmış, o an sanki kıyameti haber veren bu çiğlik pek çok insanın durmasına sebebiyet olmuştu.

Ve elbette çığlığın geldiği koğuşa hızla hemşire girmişti.

"Ne ol-"

"Çık dışarı!"
Çığlığın sahibi sert bir ifadeyle hepsini içeri giremeden kovdu ve kapıyı kilitledi. Kapının arkasında derince soluklandı.

Kapıya çöktü, güçsüzdü bacakları.

"Olmaz...olamaz..."

Kendi kendine, kafayı yemiş bir deli gibi mırıldanıyordu.

Yatakta yatan bilinçsiz kişiye baktı.

Ses tonu ağlamaklıydı "Torunlarım...torunlarımm..."

Ruhu bedeninden ayrılmış gibiydi.

Elbette, bu kişi Ji Elena'dan başkası değildi.

Yerinden kalktı, umutsuzca adım adım yatağa ilerledi. " Bu gerçek olamaz..."

İri iri yaşlar damladı yeşil gözlerinden. "OLMAZ! OLAMAZ!"

***

"Anne...senin neyin var ?"

Gin garip bir ifadeyle Elena'ya baktı. Elena sanki ruhu alınmış gibi cansızdı. Elbette "Yok bir şey" diyerek geçiştirdi.

Kenarda duran Nanren, buraya geldiğinden beri maruz kaldığı tuhaf bakışlar nedeniyle gözlerini garipçe kaçırdı. Elena'nın bakışları üzerinde delik açacak kadar sıcaktı.

"Çıkın, gidin, beni rahat bırakın..." mırıldandı "Bana bu bir rüya deyin..." ikisi de neden birden garip davranmaya başladığını anlamamıştı.

Ama Nanren'in kafası uyuşmaya başlamıştı, eğer Elena'nın aklındakilerden haberi olsaydı beyin devreleri yanacaktı...

Gin ve Nanren, bir süre rahat bırakırlarsa düzeleceğini düşünerek ayrıldılar.

Lâkin...

O günün akşamı, Hofan ve Rance'de burada olunca işler garipleşmeye başlamıştı.

Bu olumsuz ruh hali, elbette herkesi garip hissetmesine sebep oldu.

Dahası...Elena sanki, daha önceki haline geri dönmüş gibiydi. Yun ölü bir bebek olarak doğduğunda olan ruh haline...

Bu tüm aile üyelerini endişelendirmeye yetmişti. Herkes Yun komada olduğu sebebiyle Elena'nın ruh halinden endişeliydi...

Elena'nın gerçek hislerini anlayan bir kişi bile...yoktu.

Herkes bunun sebebini komaya bağladı.

Elbette, Elena ölü gözlerle yere bakarak mırıldanıyordu. Kim endişlenemezdi ?
Dahası...

Bu gittikçe kötüye gidiyordu.

Elena, o loş gözlerini kaldırarak mırıldanıyordu.

Önce Ji Hofan'a, babasına baktı. Hofan, ürpererek yutkundu. Kim bilir bu kadının aklında...yine ne garip düşünceler dönüyordu?

"Şimdi..." Elena'nın mırıltısı kimse tarafından anlaşılmadı...
"Şimdi Yun böyle...şu yaşlı adam ikisine karşı çıkar mı...daha önce olsa yollarına taş koyardı ama...şimdi..."

Bakışlarını Nanren'e çevirdi ve mızıldanması daha da ağır depresyon hissiyle karışarak devam etti "Yani...bundan En çok karlı çıkan Nanren olurdu-" duraksadı, inançsız bir şekilde bakışlarını Nanren'e dikti.

Nanren yutkundu.

"N-Ne ?" Ne oluyor ?

Sanki beyin devreleri o an kopmuş gibiydi, Elena çıldırdı "Sen! Tabi! Bu işten tek çıkarı sen sağlarsın!" Yerinden kalkarak Nanren'in yakasından tuttu. Çekiştirerek bağırdı "Sen kopardın demi! Pislik! Hayin!"

"Anne!"

"Elena!"

Herkes bir anlık şaşkınlığın ardından Elena'yı tuttular ve zor bela Nanren'i ellerinden kurtardılar.

"Ühü... ühü...torunlarım..."

Ne olduğunu anlamasalar bile o an Elena gerçekten o kadar manyakça gözükmüştü ki gözlerine, bir sakinleştirici yaptırmak şart olmuştu.

Böylece...

O gece oldukça gürültülü geçti.

...

***

Sabah vakti. Güneş ufukta, kuşlar neşeyle cıvıl cıvıl ötüyor, sakin ve huzurlu bir an...

Andı.

Huzurlu bir andı.

Bir çığlık daha kolana kadar!

"Aaaah!"

Pekala, birkaç dakika öncesine dönelim.

[5 dakika önce]

Elena şaşkınca yattığı yataktan tavana bakıyordu. Daha yeni uyanmıştı ve ne olduğunu idrak edemiyordu.

Sonra dün gecenin anıları bir bir aklına doluşunca yerinde taş kesildi ve bir süre hareket etmedi.

"Ne garip rüyaydı..." kabullenemiyordu.

"Haha... uzun zamandır beri böylesine saçma bir rüya görmemiştim" kendini ne kadar rahatlatmaya çalışırsa çalışsın doğrulamadan içi rahat etmeyecekti.

Gergince yatakta hareketsizce yatan çocuğuna baktı. Gözlerini kıstı.

Yataktan kalktı ve sanki büyük bir karar almış gibi önünde durdu.

Bu, büyük bir an!

Çarşafı kenara çekerek üstünü açtı ve pantolonunun üzerinden bomboş gözüken kasıklarına boş boş baktı.

"Ha ha...hağ...hüğğ..."

"Hadım..nasıl Hadım olursun...torunlarım...torunlarım...Nanren seni piç kurusu! Biz bu ilişkiyi kabul etmeyiz diye korktun, onun bir kızla olmasından korktun diye...niye onu hadım ediyorsun!"

"Ahhhh!"

Aklında çeşit çeşit senaryolar döndü ama hiçbiri, onun kız olduğu gerçeğine dair değildi...

-Devam Edecek-

Elena jwbsisbsh
Sjshsusbsusbsu
KAHDUDBS8SBSK

Eternity: Universe of the Dead (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin