Eternity: Universe of the Dead (2)

15|İşi bitti

Yun karşısındaki kişiye suskunca baktı ve bu yanlış anlaşılmayı nasıl gidereceğini düşündü.

Aslında karşısındaki kişi Nanren olmasa hiç umrunda değildi.

Biraz sinirliydi, ama daha fazla ağlayacak gibi hissetti.

Yun ile bir ilişkileri yok. Öyleyse kızmaya ne hakkı var ? Doğru, sadece o zaman ailesi önünde yüzünü kurtarmak için onu seçtiği açıktı!

Gözleri tavşan gibi daha da kızardı.

Yani tüm hassasiyet sadece bir kardeş ilgisi ? Nanren mağdur hissetti.

Yun işe kendini daha da pislik hissetti. Aldatırken yakalanan bir kocanın dramını oynuyordu şuan tam anlamıyla. Şimdi sadece küçük karısını ikna etmeli, yoksa evden gerçekten kovulabilirdi.

Sonra uyuyabilecek sıcak bir yatağı ve yanında yatacak tatlı bir eşi olmayacaktı.
"Nanren-" yaklaşmak istedi ama Nanren geri adım attığında içine kötü bir his doğdu.

"Hadi, ben...sana yük oldum bu gece taşınacağım"

Kahretsin-!

***

"Beni Mei çağırdı"

Yun kendisinin suçlu olmadığını söylemek istedi sadece ve hepsini Mei'nin üstüne attı.

"Oh"
Nanren sadece başını salladı.

Yun onu suskun görünce daha da krize girdi.

"Ben..." eli ayağı birbirine dolaştı ve aklı yüksek hızda çalışsa bile sadece konuşamıyordu. Nanren onun telaşını hissederek yükselmek üzere olan dudaklarının köşesini bastırdı ve başını eğerek gözlerindeki gülümsemeyi saçlarının altında sakladı.

"Anlıyorum" sesi daha yumuşak ve kısıktı, Yun sadece bir telaşla ileri atılıp kolunu tutabildi.

Daha önce ne kadar sakindi, şimdi ise ne kadar telaşlı.

Gerçekten, ona bu güveni ne vermişti ! Kaldı ki Nanren daha önce ikisinden zaten şüpheliydi ve aileleri onunla nişan ayarlamak bilr istemişti. İkisinin kız olduğu düşüncesi, hangi kafayla Mei ile kaplıcaya gidebilir!

Sadece kemiklerini gevşetmek istemişti, hiç derin düşünmedi!!

"Nanren, sadece senden hoşlanıyorum" bu ilk itirafıydı belki ama şuan karısını kandıran pisliğin o aptalca laflarına indirgenmişti sözleri. "Bana yüz kalp versen bile ondan hoşlanmayacağım-!" Elini yemin eder gibi kaldırdı ve sözünü yari yolda değiştirdi "Başka kimseden hoşlanmayacağım-!"

"Ah"

Nanren tekrar sadece fısıldadı. Bu sefer başını bile sallamadı! Yun ciddi bir krizle gönlü hopladı, solgun yüzünün görünümü derinden sarı parlak gözlere yansıyordu.

Nanren sadece kendini tutmayıp şeker kapmış bir çocuk gibi sevi mek istese de, yıllarca aktörlük yapmıştı. Kolayca depresif hissi kemiklerden sızıyordu.

Başta gerçekten kötüydü. Ama sonra Yun'un ondan daha telaşlı olduğu gerçeği bir anda onu titretti. Onun gibi umursamaz biri bu raddede, Nanren bu sefer gerçekten gönlündeki tahtta yerini sağlamlaştırdığını hissetti.

Gözleri anında yeşil uğursuz bir solgun mürekkeple lekelenmiş gibiydi. Soğuk suda yayılır gibi yavaş ama derinden yayılıyordu.

No2, ona bu haberi veren kişiydi ve dişlerinin kaşındığını nefretle hissetti. Aralarını bozmak istiyordu ha ? Bunu ona pişman etmesin diye dua etmeliydi. Çünkü gerçekten damarına basılmıştı.

Şimdi sadece önündeki kişiyi temizlemeliydi. Nanren, Yun'un herhangi bir düşüncesi olmadığını bilse bile,bu onun gerçekten sinirlenip korktuğu gerçeğini değiştirmiyordu. Biraz daha ikna edilmeliydi, hmph!

***

"Aileni görmeye gidelim!" Sadece ciddiyetle edilen birkaç kelime anında onu afallatıp suratını domates gibi olgun bir kırmızıya boyadı.

Kiprikleri titredi, sonunda Yun onca dil döktükten sonra eylemle samimiyetini itiraf etmek istedi. Bu şekilde kanıtlayacaktı!

Aileyi görmeye gitmek ne demekti ? Ciddi bir ilişkinin son safhaları, neredeyse evliliğe atılan ilk adım! Bu tanışma safhası, bu ciddiyet kısmı! Nanren bile bu kadar beklemiyordu. İlişkinin onaylanması birkaç günü bulamadan bu dereceye ulaşmıştı?!

Parlak gözlerini kaldırdı, balık tutmuş kedi kadar parlaktı. Yun kandırıldığını hissederek ani ruh değişimi karşısında afalladı, ardından sadece çaresizce ismini mırıldanabiliridi.

İşi cidden bitti.

Gözleri şeytan bir cariye tarafından büyülenen ve doğruyu yanlışı ayırt edemeyen bir imparator gibi. Çaresizdi.

-Devam Edecek-

Bundan sonra bir ara olup toplu bölüm atabilirim, o ihtimal var yani.