40|Ziyaret

465 54 15
                                    

Hofan ve Rance ilerlerken aceleyle geriden iki adam ve ailesi de geliyordu. Rance'nin kardeşleri, Gin'in amcaları.

Hofan umursamayarak döndü.

Hofan ilerledi ve "Nerede?" diye sordu.

"Odasında" doktor heyecanla cevapladı. Odaya doğru ilerlerken doktorların yüreği ağzında çarpıyordu resmen.

Kapı yavaşça açıldı, o an herkesin gözüne yansıdı sahne.

Yatağın üstünde narin ve kırılgan görünümlü, cinsiyetten bağımsız güzellikte biri bulunmaktaydı. Kısa beyaz saçları pencereden gelen güneş ışıklarıyla tel tel gümüş parçası gibi parıldadı, kırılgan görünümünü parlıyordu.

Hemen yanındaysa, jet siyahı saçları metal parçaları gibi keskince parıldayan, beyaz tenli, parlak sarı gözlerinin içerisinde altın parçacıkları barındıran biri oturuyordu.

Birinin yüz hatları nazik ve yumuşak.

Melek gibi.

Diğerininki keskin ve baştan çıkarıcı.

İncubusu andırıyor.

O an herkes nefesini tuttu, gökten bir melek mi düştü ?

Şeytan ve meleğin, yasak aşkı?

Akıllarında bunun canlanmasının sebebi, şeytanın meleği kollarıyla sarmalarken boynuna yasladığı çenesiyle onlara bakmasıydı! Amacı bu olmayabilir ama kesinlikle kışkırtıcı bir görünüm!

Sonunda başını omzuna sessizce tekrar gömdü ve onları görmezden geldi.

Melek tasvirine sahip kişi olan Yun ise sakince sesin yönüne çevirdi bakışlarını. Hiçbir şey göremese de refleksen bunu yapmıştı.

Hofan içeriye adım attı, kılıç kadar keskin mizacı ve buz kadar soğuk bakışları odadaki  adamı hedef almasına ve tehditkar bir biçimde bakmasına sebep olmuştu. Sinirliydi. Torununun bu düşüncesiz hareketiyle kendisine zarar vermesine!

Hofan gözlerini Nanren'e çevirdi, yüreğinde hafif şaşırsa da belli etmedi.

Yatakta duran iki kişi de herkesi görmezden gelerek kendi dünyasında gibiydi.

Saçları yaşlılarınki gibi beyaz değil, gümüş rengi. Melekler kadar kutsal, parlayarak duruyordu orada. Kipriklerine kadar beyaz ve saf nefes taşıyordu.

"Ne kadar masum bir görünüm" görenlerin aklında bırakılan ilk izlenim buydu. Sanki dokunulmaması gereken ve kimseye ait olmaması gereken bir hazine gibiydi. Kirletilmemesi adına herkes hayranca bakabilir ama dokunamazdı!

Ama oradaki herkes, bu masum görünüme aldanmaması gerektiğini biliyordu!

Bu, günümüzde ismi efsaneleşmiş olan kişi, Ji ailesinin genç efendisi!

Yaptıgı işler boyunu aşan, o narin omuzlarında tüm dünyanın yükünü taşıyan kişi!

Megacity'nin kurucusu!

Hayatlarının kurtarıcısı!

Kıyameti sonlandıran, kararlıca hükmü koyan, dahası bir zamanlar yeraltının patronu olan kişi!

O an bir defa daha, önyargılı olmaması gerektiği hatırlatıldı onlara.

"Hmf, iğrenç eşcinseller" Mırıldandı kuzenlerinden biri iğrenerek.

Tüm oda sessizdi, bu nedenle çocugun sesi gayet açık ve net bir şekilde duyuldu.

Yun kollarındaki gencin hafifçe titrediğini hissetti. Onun çocuk iken çok fazla aşağılanmaya maruz kaldığını, şimdiki sözlerin travmayı tetikleyecek bir şey olduğu düşüncesiyle ağzını açtı hafifçe.

Eternity: Universe of the Dead (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin