50|Beklentiler

394 46 19
                                    

Achoyly adına yakışır derecede çeşitlendirilmiş ders seçenek ve içeriklerine sahipti. Dahası amaç bilgi kirliliği değil, rehberlik ve uygun bir ortam sunmaktı. Bu nedenle geleneksel egitimlerde çok fazla değer gören sınavlar burada proje olarak değiştirilmiştir. Sana sunulan ortamı ne kadar iyi kullandığın vs birlikte branşın olan dersten geçebilmek ve mezun olabilmek adına ya makaleler, tezler yazılmalı ya da bir problemin çözümü en azından kağıt üzerinde tamamlanmalıdır. Başka şeyler de olabilir, yeter ki sonuç sana verilen şeylerden işe yarar sonuçlar almaktır.

Bu sanatta olabilir, bir başka şeyde.

Ne olursa olsun özgün olması şarttır.

Bu nedenle dersler kısadır, yerine çok fazla çeşitlilikte etkinlik kulüpleri ağırlık basar. Verilen dersler temel eğitimdir. Kulüplerin performansı ise tahmin edilebileceği gibi notlara yansır.

Zil çaldığında öğretmen toparlanıp gitti. Ve sınıftaki herkesin gözü arka sıradaki gence çevrildi.

Yun gibi asosyalden çok, tam bir sıcakkanlı olan Tuan Li dikkat çekti.

Yun'un dudakları seğirdi. Nedendir dışlandığını çok derinden hissetmişti.

Hafif tebessümle iç çekti. Teneffüsler uzundu, bu nedenle yavaşça okula bir göz gezdirmek adına sınıftan ayrıldı.

Arka bahçe tarafları spor ağırlıklı derslerde kullanılıyordu.

Yan bahçelerse tamamiyle dinlenmek adına gölgeliklerle donatılmıştı.

Bahçedeki bir köşeye oturdu, hafif esintinin tadını çıkardı. Şapkasına dokundu. Sınıfta takmak diğerlerini epey garip hissettirmiş olmalı.

Saç rengi uzun süredir saklanamazdı. Boyatmalı miydi ? Ya da soranlara boyandığını söylemeli?

"Merhaba" yanına iki kişi yaklaştı ve oturdu. Yun da karşılık olarak başını salladı.

"Yeni sınıf arkadaşı, ismin ne ?"
Diğer sınıf arkadaşlarına kıyasla daha sevecen davranmaları Yun'u afallatsa da sakince ağzını açtı.

Ama cevap veremedi.

Yun "..."

Şimdi hatırladı da ismini sağır sultan bile duymuş olmalı.

"Xue" hafifçe konuştu, nötr ve berrak sesi iki kızı da afallattı. Ama farklı biçimlerde. Birisi kızarmış kulaklarını ovarken sesinin güzel olduğunu düşündü, diğeriyse boş bir ifadeyle gökyüzüne baktı.

İfadeleri o kadar zengindi ki Yun gülümsemeden edemedi.

Utanan kız onu tanımıyor olabilir ama diğeri, boş ifadeyle surat astı. Sebebi basitti. Çünkü tanındı.

"Merhaba Limma, görüşmeyeli uzun zaman oldu"

"Ah evet, evet" Limma alışmış bir bıkkınnıkla  mırıldandı. Alışmıştı artık nereye giderse ya kötü karakterin ya da ana karakterin karşısına çıkmasına. Şanstı işte bu, bu da onun boktan şansıydı.

"Xue? Kız ismi gibi değil mi ?"
Yandan birkaç kişinin kışkırtıcı gülümsemeleri duyuldu, yine de Limma bıçak üstünde gibi dikelirken mırıldanırken Yun hareketsiz kaldı. "Böyle gerizekalılar neden hep ben varken kötü karaktere sataşıyor abi kafayı yiycem!"

Yun gülümsedi.

Uyum sağlamayan toplumdan dışlanır. Şuan en uyumsuz olduğundan bahsetmiyorum bile, bu basit kavgalar artık onu sinirlendirmeyecek kadar dertsiz tasasızdı şuan.

Karşılık vermediğini gören gençler "tch, sıkıcı" mırıldanarak gittiler.

Yun arkalarına baktı ve düşündü, kız ismi gibi değildi şahsen kız ismiydi bu. Ama sırf düz göğsü ve sesiyle bile direkt olarak erkek görülmüştü.

Belki de, uzun yıllar süren kılık degiştirmesindendi, artık kendi gerçekliği ve benliği haline gelmişti.

Onlara cinsiyetini söylese bile kim inanırdı? Zaten şahsen başına bela alıp dikkat çekmeye de niyetli değildi. Yani böyle bir düşünceyi baştan kesmişti.

Zil çaldığında Yun hoşçakal dedikten sonra ayrıldı, iki kızdan teki olan Hannah heyecanla Limma'nın elini tuttu ve "Tanıdık olduğunuzu bana söylemedin!" dedi kırgın bir şekilde.

Limma'nın gözleri seğirdi ve isyan etme duyusunu bastırarak, ağır ağır söyledi "Tanıdık değiliz" bastıra bastıra konuştu. Ve Hannah ona hiçbir şey soramadan oradan hızla ayrıldı. Arkadaşını tanıyordu, bir sonraki cümlesi şu soru olacaktı, 'böylesine güzel bir sesin sahibi aşırı yakışıklı olmalı, yüzünü gördün mü Limma? Nasıldı? Ah çok meraklandım!'

Ah Limma, ah!

Böyle bir şansla...

Limma homurdana homurdana ayrıldı.

***

İlk bahar.

Havalar gittikçe ısınacak, böylelikle Yun'un saklanması daha da zor hale gelecek.

Sırada oturdu ve sakince öğretmeni dinledi, gerçekten dersine hazırlıklı gelmiş ve sürekli içerik metaryalini yenilemiş bir hocaydı. Insanların dikkatini nasıl çekeceğini ve ilginç, uygun noktalara nasıl varacağını biliyordu. Böylelikle ders Yun  için bile eğlenceli geçmişti.

Okul kısa sürüyordu ve ilk günü her zamankinden farklı gibi görünse de sakin ve sükunetle geçti.

Eve gittiğinde içerideki sesi duymasıyla duraksadı.

Beyaz kedi tembelce tüylü halıya yayıldı, içeriden güzel kokular burnuna dağıldı.

"Geldin"
Nanren elinde kaşık, üzerinde önlükle gülümsedi.

Kalbe giden yol mideden geçer. Bunu bilmeyen yoktur.

Şimdi de stratejin bu mu Nanren? Hafifçe başını sallayarak odasına hazırlanmak için gitti.

Yemeğin hazırlanıp sunulması uzun sürmedi. Yun yeni Kıyafetlerle sofraya oturdu ve ona sessizce bakan kişiye çevirdi bakışlarını.

Çatalı aldı ve tattı, "Nasıl?" Dediğinde Nanren başını salladı ve ağzındakini bitirdikten sonra yorum yaptı.

"Daha önce yapmadığın bir şey değil, neden soruyorsun?"

Nanren'in iyi olan havası anında sönmüş gibiydi.

[Ah aptal sahip ,nya bu sefer farklı.]

Yun bakışlarını keskin bir şekilde kediye çevirdi.
"Aptal?" Hafifçe tekrar ettiğinde kedinin tüyleri ürperdi ve hızla odak noktasını değiştirdi.
[Nanren bir süredir 5 yıldızlı otellerde  şefin çırağı yani stajyer olarak çalışıyor nya]

Bakışlarını Nanren'e çevirdi ve ilginç bir şekilde kaşlarını kaldırdı. Nanren hafifçe kızaran yüzünü kaşıdı ve bakışlarını kaçırarak "Aslında çok olmadı" dedi.

"Ah"

Basitçe yanıtlarından sonra en azından ortamın yanlış olduğunu hisseden Yun başka bir şeyler söylemesi gerektiğini geç de olsa anlayarak konuştu.

"Öncekinden daha iyi"

Övgü alan Nanren suyuna kavuşmuş balık misali canlandı ve daha iyi bir ruh haliyle yemeğe devan etti. Öyle ki, sanki ağzındaki yemeği kalitesi birkaç kat yükselmiş gibiydi.

Yun gizlenemez neşesini hissederek başını eğdi hafifçe.

Böylesine basit bir şeye çok fazla sevindi. Pekala biraz da olsa anlıyordu, insanlar sosyal varlıklar olarak, beklentilere de sahipti.

Peki onun hayattan beklentisi neydi ?

-Devam Edecek-

Eternity: Universe of the Dead (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin