Sabaha karşı şiddetli baş ağrısıyla gözlerini açtı Ali. Gece içtiği içkiler acısını çıkarırcasına beynini deliyordu. Yatakta tek olduğunu fark edince saate baktı henüz 5 e geliyordu. Asya'nın bu saatte kalkmasına imkan yoktu. Banyoda olabilir düşüncesiyle bakışlarını o yöne çevirdi ancak boştu. Hızla yataktan kalktı ve bu hareketin yarattığı sarsıntıyla bir küfür savurdu. Üstünün değişmiş olduğunu fark edince ufak bir şaşkınlık yaşadı dün geceyle alakalı hiçbir şey hatırlamıyordu.
Mutfakta olacağını düşünerek alt kata indi ancak orada yoktu. Belki babası gittiği için başka bir odaya geçmiştir diye düşünerek tekrar yukarı çıkıp bütün odalara baktı ancak karşılaştığı her boş odayla içindeki panik dalgası biraz daha yüzeye çıkıp onu sinirlendiriyordu. Salak gibi kaçmış olamazdı değil mi?!
Çıplak ayaklarına aldırmadan evin ön kapısını açtı. Güneş henüz tam anlamıyla doğmamıştı ve bu yüzden görüşü kısıtlanıyordu. Ya evden gittiyse veya daha kötüsü ya onu kaçırdılarsa? Sakin olmaya çalışıp sağa sola bakarak ilerledi.
Evin arka tarafına doğru yürürken gördüğü şeyle adımları durdu. Asya, arka verandada bulunan bahçe salıncağında üzerine örttüğü battaniyeyle uyuyordu. Bu ayazda dışarı çıkıp uyuyacak kadar aptal mıydı sahi ?! Yaptığı bu düşüncesiz harekete biraz daha sinirlenip yatak odalarına çıkarmak için kızı kucağına aldı.
Güneş ışıkları yüzüne vurduğunda istemsiz gözlerini araladı. Bulunduğu odada gezdirdi bakışlarını. Yine bu yatakta ne işi vardı? Adam sakinleşince kalkıp gitmemiş miydi odadan? Daha fazla kapalı odalarda duramayacağını anlayınca arka verandaya çıkıp salıncakta usulca kıvrılmıştı. Hangi ara getirmişti onu bu uğursuz odaya? Sahi o neredeydi ki şimdi? Bir an önce bu odadan çıkmak için üstündeki örtüyü kenara çekti.
İşlerini halledip usulca merdivenlerden indi. Şimdilik görmek istemiyordu Ali'yi. Dünkü sözleri durup durup aklına geliyordu. Ortada ne döndüğünü bilmiyordu ancak bu evlilik ikisinin belki de üçünün sonunu hazırlıyordu yavaş yavaş...
Merdivenlerden inerken bir kez daha istediğinin olmamasıyla yüzü asıldı. Adam takım elbisesini giymiş elinde kahve kupasıyla bilgisayarından maillerini kontrol ediyordu. Merdivenden gelen sesler umurunda değilmiş gibi kafasını kıza hiç çevirmedi. Bu durum aslında Asya'nın hoşuna bile gitti denilebilirdi. Tam mutfağa gireceği sırada Ali'nin sesiyle durdu.
"Hazırlan hadi işlerim var seni bekleyemem tüm gün."
Asya dün görmüştü nasıl işleri olduğunu. Sinirden ellerini iki yanında yumruk olmuşlardı bile.
"Sen çıkabilirsin. Dersim öğlen ben kendim giderim."
Ali belli belirsiz kafasını sallayıp bardağını masaya koydu ve tekrar kızın yüzüne bakmadan evden çıktı. Neydi şimdi bu? Tavır mı yapıyordu bir de? Sanki kendisi unutamadığı bir sevgilisi olduğu halde onunla evlenmişti! Hata ondaydı tabii ne diye yardım ediyorsa keşke dün gece bıraksaydı da yere devrilip kafasını kırsaydı pis adam!
Söylene söylene tekrar yukarı çıktı belki bir umut yeniden uyuyabilirdi. Ancak tabii ki yerli yersiz peşini bırakmayan uykusu lazım olunca yine bir yerlere saklanmıştı. Sinirle üstündeki örtüyü tekmeleyip duşa girdi.
Hava bugün çok fena durmuyordu o yüzden kot pantolon ve açık gri bir kazak giyip saçıyla çok uğraşmadan basit bir topuz yaptı. Sinir adam yüzünden iştahı da kaçmıştı.
Çocuklara mesaj atıp okulun içindeki kafe de onları bekleyeceğini söyledi. Evden çıkarken geldiğinde bahçenin her tarafında olan o adamların olmadığını gördü aslında babası buradayken de yoktu ama olmamasının nedeni babasının bir şeylerden şüphelenmesini engellemekti. Babası gidince o korumaların tekrar yerlerine geleceğini düşünmüştü ama belki de Ali artık bir ordu dolusu adamın güvenliğine ihtiyaç duymuyordu. Omuz silkip büyük demir kapıdan geçti ve bir taksi bulmak için sağa sola bakındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEMANCI (TAMAMLANDI)
Romantik"Siktir" diye inledi kız sonra yaptığı hatayı farkedip gözlerini kısarak adama döndü. "Beni kötü etkiliyorsun." Adam sanki avına yaklaşan bir aslan gibi sessizce kıza doğru yürüdü ve duvarla arasına sıkıştırdı. Eğilerek kulağını hafifçe ısırdı v...