Bölüm-38

5.4K 349 92
                                    

Herkese merhaba! Okunma ve oy sayılarında ciddi bir düşüş var 😔 İnşallah eskisi gibi tekrar merakla takip edilmeye başlanır. Sizi seviyorum, bölüm sonunda görüşürüz. ❤️

***************

    Aylarca her bir detayıyla uğraşmama rağmen bizden uzakta yatmasına dayanamadığım için Asil'in beşiğini odasından yatağımızın yanına taşımıştık.

    Tabii bu durum sadece Ali'nin işine gelmiyordu zaman zaman. Çünkü nihayet biten lohusalık döneminden sonra beni gördüğü her yerde ufak dokunuşlarla başlayıp alev alan temasımız minik afacanın ağlamasıyla sekteye uğruyordu. Resmen ikisi arasında anlamsız bir savaş başlamıştı. Oğlu da babasının izinden gidiyor, yanıma biri yaklaşır yaklaşmaz bir düğmeye basılmışçasına ağlamaya başlıyordu.

    Beşiğinin kenarından uzanmış, yarı uykulu gözlerle etrafı izleyen oğlumun pamuk gibi yanaklarını okşarken odanın kapısı sessizce açıldı.

    Arkamı hafifçe döndüğümde ceketini eline almış kapı pervazına yaslanarak bizi gülümseyerek izleyen kocama baktım.  Benim yüzümde de zaten var olan gülümseme iyice büyürken bir elimi ona uzatıp yanımıza çağırdım.

   Sessiz adımlarla yanımıza gelip önce şakağıma ardından da beşiğe eğilip oğlumun cennet kokusunun saklı olduğu boynuna küçük bir öpücük kondurdu.

   "Günün nasıldı?" olası bir seste uyanmaya meraklı minik bedene dikkat ederek olabilecek en kısık seste konuşmaya çalışıyorduk. Eğer olur da sesimizin tonuna dikkat etmeyip beyefendiyi uyandırırsak canımızdan bezdirene kadar intikamını alıyordu çünkü.

   "Sizi özleyerek saçma sapan bir sürü toplantıya girdim. Yani kötüydü. Az önceye kadar." uzanıp dudaklarıma küçük küçük bir sürü öpücük kondurdu.

   Yeterli gelmediği noktada gözleri kapanan oğlumuza bir bakış atıp elimden tuttuğu gibi giyinme odasına çekti ikimizi.

   "Çok özledim seni Asya! Yanımda olup hasret giderememek artık delirtecek beni!"

   Ardından birbirine yapışan dudaklarımız masumluktan uzak bir şekilde bütünleşirken içeriden gelen ağlama sesleriyle Ali de ağlayacakmış gibi dehşetten kocaman olmuş gözlerle bana baktı.

    "Artık iyice emin oldum bilerek yapıyor bu sıpa ya!"

   "Yok artık Ali ya küçücük çocuktan ne istiyorsun?"

   "Ben ondan değil ama o benden çok şey istiyor baksana ya! Dedektör gibi sana bir adım yaklaşınca ötmeye başlıyor hergele!"

Ne ara açıldığını anlamadığım önümü iliklerken homurdanarak koşar adım, biraz daha yanına gitmezsek odayı başımıza yıkmaya and içmiş gibi ağlayan oğlumun yanına gittim.

"Geldim annecim, bak buradayım."

"Al al yemedik anneni!"

Asil susmuş, akmamış yaşların doldurduğu renkli gözleriyle sinirle Ali'ye bakıyordu.

"Görüyorsun bakışı değil mi Asya? Sanki düşman askeriymişim gibi bakıyor bana! Bu kadar benzemesek babası değilim karıştırdılar diyeceğim ama benziyoruz da."

KEMANCI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin