Bölüm-27

10.6K 531 94
                                    

    Herkese mer ha baa!! Özledim sizi yahuu ❤️ lafı çok fazla uzatmak istemiyorum sadece şunu söyleyeceğim bir takım soruların cevapları öğreneceğiniz bölümlere geçiş yapıyoruz yavaştannn bu bomba patlamadan önceki sonn eğlenceli bölüm olacak!! 😂 Bölüm sonunda görüşürüz sevgilerle ❤️

*****************
Ali'den

    Efeyle zorlukla kalktığımız yataktan sonra şakalaşarak aşağıya iniyorduk. Ara ara beni sinir etse de cüceye kanım daha çok ısınıyordu. Artık onun da Asya'ya duyduğu  hayranlığın yavaşça yerini bana bıraktığını hissediyordum. Merdivenin son basamağında durup omuzlarıma alırken neşeyle kıkırdayıp kahvaltı hazırlayan Asya'ya döndüm.

    "Saniye Hanım yok mu neden sen hazırlıyorsun ki?"

    Başını ocakta yaptığı işten kısa bir an ayırıp gülümseyerek bize döndü.

    "Ben hazırlamak istedim. Hadi siz geçin hazır neredeyse her şey."

    İçeride ki kahvaltı masasına geçip omuzlarımdaki çocuğu sandalyeye oturttum. Kısa bir süre sonra Asya elinde kocaman bir tabak pankekle masaya oturdu. Efe artık bu dünyadan tamamen soyutlanmış yalnızca pankek tabağına bakıyordu. Kafamı iki yana sallayıp gülümseyerek tabağına pankek koymaya başladım. Asya'nın çalan telefonuyla masadan kalkıp konuşmasını bir taraftan izlerken bir taraftan da çikolata ve meyveyle en büyük kuleyi kimin yapacağı konusunda Efeyle yarışıyorduk.

    "Seni de sevmeye başladım ama üzgünüm bana pankek yaptığı için artık onunla evlenmek zorundayım!" dedi mutsuz bir yüzle kafasını iki yana sallayıp bana bakarken.

    Konuşmasını bitirip masaya yaklaşan Asya'ya kısa bir bakış atıp fısıltıyla cevap verdim.

    "Yerinde olsam bu kadar çabuk pipimden vazgeçmezdim cüce. İnan bana ona ilerde çok ihtiyacın olacak. Kaybedeceğin savaş için böyle bir fedakarlığa değmez." Ardından yaptığım çikolatalı sandviçten kocaman bir ısırık alıp dehşetle kocaman açılmış gözlerine bakıp keyifle gülümsedim.

   Masaya oturan Asya'ya bakıp kim arıyor dercesine telefonu gösterdim.

    "Çağrıydı. Aydın Abinin mekanında buluşalım hem biraz çalışırız hem de Efeyi alırım diyor akşam." olur anlamında kafamı sallayıp burnuna kadar çikolataya bulanmış çocuğa baktım.

    Şakaların havada uçuştuğu bol kahkahalı bir kahvaltıdan sonra biz kahve kupalarımızla koltukta oturmuş kendi kendine oynayan Efeyi izliyorduk. En son ne zaman bu kadar keyifli bu kadar huzur dolu vakit geçirdiğimi hatırlamıyordum. Dalgın dalgın huzursuzlukla dolu yaşamımı düşünürken içeriye paytak adımlarla minik köpeğimiz girdi.

    Efe çığlık çığlığa elindeki oyunu bırakırken başta köpekten korkuyor sandım ancak daha sonra bu çığlıkların kendinden geçmiş bir coşkuyla atıldığını anlayıp onları izlemeye başladım.

    "SEN NE KADAR TATLI BİR KUÇU KUÇUSUN ÖYLEE!!"

    Ardından birbirine deli olmuş ikiliyi izlemeye başladık. Efe bıcır bıcır konuşuyor küçük köpek de ne dediğini anlamaya çalışıyormuş gibi dikkatle izleyip kuyruğunu hızla sallıyordu.

    Efe aniden bize dönüp merakla bize soru sormaya başladı.

    "Erkek mi kız mı?

    "Erkek." dedim gülümseyerek. Çocuğun heyecanı bulaşıcıydı resmen.

    "Kaç yaşında peki?"

    "Daha çok küçük maalesef şimdilik bir yaşı yok."

    "Adı ne?!"

KEMANCI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin