| • Multi-Gamze
~Derin'den~
Uyandığımda, yanımda Kumsal yoktu. Nerede bu kız?
Yataktan kalktım ve odadan çıktım. Merdivenin başından bakınca, mutfakta kahvaltı hazırlayan bir adet Kumsal gördüm.
"Kolay gelsin Kumsal." dedim gülerek. Dil çıkardı.
"Sağ ol tembelim." dedi ve güldük. "Bu kadar gevezelik yeter. Git ekmek al. Çabuk gel, ve telefonunu da al. Kimseyle takılma." dedi bir bir tembih ederek. Komik kız...
"Tamam mother." dedim ve gülerek odama girdim. Dolabımdan beyaz bir pantolon ve kırmızı bir kazak giyindim. Hava soğuktu ve ayrıca kırmızı bana çok yakışıyor. Özellikle de beyazla...
Saçlarımı taradım ve yüzüme krem sürdüm. Rimel ve parlatıcı de sürüp, odadan çıktım. Ah, telefonumu almayı unutmadım tabii ki.
"Çabuk gel. Açım." dedi tembihlercesine. "Tamam Kumsal." dedim bıkkınca ve evden çıktım. Ayakkabılarımın bağcıklarını bağladım ve yürümeye başladım. Sokaktan gideceğim tabii ki de. Koşarım hem.
Sokağa girdim ve koşarak bakkalın önüne geldim. Nefes nefese kalmıştım. Hemen bakkala girdim ve bir tane su alıp içtim.
"Aman kızım, ne bu acele?" dedi Haşim amca. Gülümsedim ve suyun parasını ödedim.
"Sokaktan geldim de, biraz koştum. Nasılsın Haşim amca?" dedim gülümseyerek. "İyiyim kızım. Sağ ol, sen nasılsın?" dedi içten bir gülümseme sunarak.
"İyiyim amca. Ben iki ekmek alayım." dedim e ekmek aldım. O sırada gözüme ilişen cips ile durdum yerimde. Yüksekti raf, ama alabilirim.
Ekmekleri kasaya bıraktım ve rafa doğru yürüdüm. Raf, kasadan uzak bir reyonda.
Ah, neden bu kadar yüksekt-
O sırada birisi arkamdan cipsi aldı ve bana uzattı. Arkamı döndüm ve dönmez olaydım! Dünkü çocukla burun burunayız. Tamam, o benden daha uzun.
Geri çekildi ve ben de utançtan kızaran yüzümü, gülümsemeye yönelttim.
"Teşekkür ederim." dedim. Gülümsedi. Ah, çok tatlı bir çocuk.
"Rica ederim. Ben Can." dedi elini uzatarak. Gülümsedim ve elini sıktım.
"Ben de Derin. Memnun oldum." dedim. O sırada, gözüm diğer reyonunda duran Buğra'ya takıldı. Sinirli gibiydi. Beni görünce gülümsedi ve yanıma geldi.
"N'aber amir kızı?" dedi göz kırparak. Gülümsemeye zorladım kendimi.
"İyim. Sen?" dedim. Güldü. "İyi." dedi sonra ben kasaya gittim ve elimdeki cipsi koydum. Buğra ve Can, birşey konuşup geldiler. Can sinirli gözüküyordu, Buğra ise her zamanki gibi neşeli.
"Buyurun." dedim ve parayı ödeyip, çıktım. Ağır adımlarla ilerlerken, yanıma Buğra geldi.
"Naber kız, çırpı?" dedi. Çırpı mı?
"Çırpı mı? Amir kızına ne oldu?" dedim sinirle gülerek. Çırpı ne ya?
"Amir kızı duruyor. Ama çırpı gibisin. Biraz ye ye. Uzarsın da belki." dedi ve güldü. Sinirle öyle bir baktım ki. Gülmesini kesti.
"Pislik!" dedim sinirle. O sırada eve varmıştık ve Ateş ile tanımadığım biri geldi yanımıza
"Oğlum neredesin sabahtan beri?" dedi tanımadığım genç. "Yav var ya adım çıktı bir kere. En fazla yarım saattir yokumdur. Hem amir kızıylaydım." dedi Buğra bana dönerek. Gözlerimi, beni kesen Ateş'ten ayırıp, -ben ona bakımıyorum, gözüm kaydı-, Buğra'ya döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun ve Gerçek {Seri Tek Kitaptır} •Wattys 2020
Teen Fiction| İLK KİTAP BİTTİ | Derin, babasının mesleği sebebiyle taşındığı bu mahallede, karşılaşacağı birçok şeyden habersizdir. Bu, bazen aşk, bazen arkadaşlıktır... Ama en çok ta, gerçek sevgidir öğrendiği... ~~~ *Oyunlar beraberinde gerçekleri getirdi ve...