28. Bölüm: Alçak ve Onursuz..!

119 19 2
                                    

      Multi • | •  Dilan  (Okuyunca Anlayacaksınız)

*Yine herkesi kendim sandım...*

          Derin'den...

    Sabah uyandığımda, gözlerimi ovuşturdum. Alarmı kapattım ve kalktım. Banyoya girip işimi hallettikten sonra, odama geri döndüm ve okul kıyafetlerimi giyindim. Koyu mor lakosumun üzerine de, siyah kapüşonlu hırkamı giyindim. Saçlarımı, tekli balık sırtı yaptım ve yüzüme nemlendirici sürdüm. Dudaklarıma da balm sürüp, çantama birkaç defter, kitap atıp odamdan çıktım.

   "Uyandın mı, kızım?" dedi annem, mutfaktan seslenerek. Gülümseyerek yanına gittim.

   "Evet, Çağatay geldi mi?" dedim, merdivenin son basamağına gelerek.

   "Buradayım!" dedi, Çağatay mutfaktan el sallayarak. Şaşırmıştım ama gülümsedim.

   "Günaydın!" dedim, çantamı koltuğa bırakıp murfağa giderek.

   "Günaydın." dedi Çağatay,  kahvaltısına devam ederek.

   "Kızım geç sen, ben çayını doldurayım." dedi annem. Kafamı salladım ve masaya oturdum.

🔹

     Okula gelmiştik ve arabadan indim. Çağatay'da benimle birlikte indi. Güvenliğe birkaç bir şey dedikten sonra, anahtarı güvenliğe verip, yanıma geldi. Kolunu omzuma atıp, beni kendine çekti ve birlikte okula girdik.

   "Günaydınız gençler." dedi Matematik hocası. Gülümseyip karşılık verdik. Sınıfa çıktığımızda, içeriye girdik. Sınıfta tek Mert vardı. O da en arkada kapüşonunu çekmiş, müzik dinliyordu.

   "Benim biraz işim çıktı, gelirim şimdi." dedi Çağatay,  telefonuna bakarak. Kafamı salladım ve o sınıftan çıktı. Ağır adımlarla ilerleyip, çantamı yerime koyup,  sırama oturdum.

   "Günaydın," dedi gözlerini açmadan. Ona döndüm. İstifini bozmamıştı.

   "Günaydın." dedim, önüme dönerek. Telefonumun çalmasıyla, çantamdan çıkardım.

     Buğra^^

    Arıyor...

   Yazısını görünce gülümsedim. Telefonu açıp, kulağıma götürdüm.

   "Günaydın amir kızı!" dedi, neşeli bir tonda.

   "Günaydın!" dedim, harfleri uzatarak.

   "Okulda mısın?" dedi diğer taraftan Gamze.

   "Evet," dedim kıkırdayarak. Cidden! Ateş hariç, hepsi telefonda konuşurken hoparlörü açıyordu.

   "Öğlen geliyoruz o zaman!" dedi Gamze, heyecanla.

   "Gelmezseniz kabahat." dedim gülerek.

   "Bırakın da uyuyayım!" diye bağırdı Yağız, diğer taraftan.

   "Ee, bence kapatsak iyi olur. Sonra görüşürüz!" dedi Buğra. "Peki, görüşürüz!" dedim kapatarak. Mert ayağa kalkmış ve cam kenarına geçmişti.

Oyun ve Gerçek {Seri Tek Kitaptır} •Wattys 2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin