32. Bölüm: Kaçak!(?)

140 19 10
                                    

Multi •|• Derin'in giydikleri •

DİKKAT!
Lütfen beddua etmeyin! Tutuyor:(
Biraz gıcıklık yapmış olabilirim,
Ama beddua etmeyin ya, tutuyor Vallaha!

*Asıl dost,
Acı gerçekleri yüzüne vuran düşmandır!*

Derin'den...

Şuan Kumsal'la battaniyenin altında, Aşk-ı Memnu izliyoruz. Saat 20:21. Ve Bihter ölüyor... Sabahtan beri, ilk bölümden beri izliyoruz. İkimiz de göz yaşlarına boğulduk!

Bir anda çalan telefonumla ikimiz de sıçradık. Ama hâlâ ağlıyorduk!

"Sen t-telefonuna bak. Ben de tuvalete gideceğim." dedi Kumsal, dizi durdurup, battaniyenin altından çıkarak. Şuan o kadar komik durumdaydık ki, ama ağlamaktan gülemiyordum. Uzandım ve telefonumu aldım. Giray arıyordu. Açtım.

"Alo," dedim, ağlamaklı sesimle.

"Alo, Derin? Sen., ağlıyor musun?" dedi merakla.

"Y-yok birşey. Ne oldu?" dedim, göz yaşlarımı silerek. Ama ekrana bakınca daha çok ağlıyordum.

"Yarın okulda önemli bir parti varmış. Okulun yıl dönümü. Katılım zorunlu. Ben de, sen o günden beridir gelmeyince arayıp, haber vereyim dedim."

"İyi yapmışsın, sağ ol." dedim, ağlayarak. Elimde peçete, kulağımda telefon, gözüm ölmek üzere olan Bihter de...

"Ne oldu?" dedi merakla.

"Yok birşey canım, sonra ararım." dedim ve ağlamaya başladım.

"Lan! Ağlıyorsun? Hemen söyle, ne oldu?! Neredesin?" dedi merakla. Aklıma Behlül geldi... Ayy!

"Y-yok bir şey." dedim, ağlayarak. Arkadan birkaç ses geldi ve Giray cevap verdi.

"Derin, söyle ne oldu? Neden ağlıyorsun?" dedi Giray. "Ne, ağlıyor mu?" dedi Mert, arkadan. Birlikteler mi? Öyleymiş!

"Giray, kapatmam gerek. Yok birşey, önemli değil. Valla bak. Neyse, kapatıyorum." dedim ve kapattım. Ardından yine aradı, açmadım. Bir daha aradı ve telefonu uçak moduna aldım.

"Hah, geldim." dedi Kumsal, kızaran gözleriyle. İstemsizce güldüm. O da güldü. Ağlarken gülüyorduk!

"Aç aç hadi!" dedim, Kumsal battaniyeye sıkışırken.

"... Beni beni, Bihter'ini!" ağlamam şiddetlendi. Sonra Bihter, kendinş vurdu!! Ayy, Behlül nasıl da ağlıyor! Nihal ne bağırıyorsa?(!)

Telefonumu aldım ve saate baktım. Uçak modundan da çıktım. Aramazdı artık. Ekrana döndüm. Daha çok ağladım. Göz yaşlarım süzülüyordu... (Gözyaşım pıt!)

"Hay ben senin!" dedim, çalan telefonumu elime alarak. Arayan Gamze'ydi.

"Alo," dedim hıçkırıkla ağlayarak.

"Al- Derin? Sen ağlıyor musun?!" dedi Gamze, çığlık atarak.

"Cırlama kız!" dedim, burnumu çekerek.

Oyun ve Gerçek {Seri Tek Kitaptır} •Wattys 2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin