Multi • Ateş (düştümmm)
Derin'den...
"Alev... Sevdiğim kızdı..." dedi Ateş, ağlayarak. Yutkundum. Neden ağlıyordu? Sevdiği kıza birşey mi olmuştu? Üstelik, benim neden içim sıkıltı, canım acıdı ki? Alev... Demek bu yüzden huzursuz ediyordu bu isim beni... Gözyaşlarına dokundum. Ellerimi tuttu ve şefkâtle baktı bana. Ama sonra bir anda beni çekiştirdi."Ateş! Ne yapıyorsun?!" dedim telaşla, peşinden koşarak. Beni bir sandalyeye oturttu. Ardından önüme geldi. Ama... Bu kişi Ateş değil ki!
Ölüm... Hissettiğim şeydi ölüm... Vücudumdan kan akıyordu. Önümde gülen adamlar vardı. Birisiyse kameraya çekiyordu.
"Buğra!" dedi Ateş aniden. Nerede olduğumuzu bilmiyordum. Ama bir anda kafama vazo yedim. Ateş?! Bunu neden yapmıştı?
Son gördüğüm şey, Ateş'in birisini ÖLDÜRMESİYDİ!
"Ateş?" dedim, kısık çıkan sesimle. Ama beni görmüyor, duymuyordu! "Ateş!" dedim avazım çıktığı kadar bağırarak. Hepsi bana döndü. O sırada bir genç geldi gözümün önüne.
"Onu götüremezsiniz!"
"Giray'ı öldürdüm!" dedi bir diğeri. Ağlamaya başladım. Hayır...
Giray? Kolunu omzuma attı!
"Derin'im?" dedi gülümseyerek. Bir yanda da Çağatay vardı. Bana bakmıyordu. Giray'a döndüm. Ama... Giray neredeydi? Yeşil gözlü, hatırlamadığım ama bana tanıdık gelen bir erkek dudaklarıma yanaştı. Yavaşça bir buse kondurdu ve çekilip alayla gülümsedi. Kafam aniden karşıya çevrildi. Ateş..? Bana hayal kırıklığıyla bakıyordu.
Kafamı hayır anlamında hızla salladım ve peşinden gitmeye çalıştım. Bir anda bir silah sesi duyuldu. Kafamı tekrar çevirdiğimde yerde kanlı yatan Giray'ı görmemle şoka uğradım!
"Giray..." dedim kısık sesimle. "Giraay!" diye çığlık attım. Bir anda uyandığımda, karşımda bana endişeyle bakan Kumsal'ı görmemle derin bir nefes aldım! Oh! Rüyaymış!
"İyi misin?" dedi endişeyle, beni süzerek. Kafamı salladım. "İyiyim... Sadece kötü bir rüyaydı..." dedim nefesimi geri bırakarak.
"Ateş... Birazdan gelir. İstersen giyin," dedi Kumsal. Kaşlarımı çattım. Anlamadığımı anlamış olacak ki, "Doktora ve psikoloğa götürecek. Annemler burada, o yüzden annen ve baban gelemeyecek. Ben de geleceğim ama, merak etme." dedi tebessümle. Kafamı salladım ve yataktan kalktım. Kumsal, anlayıp dışarı çıktı. Ben de banyoya girdim ve işlerimi halledip, geri odama girdim.
Hava bozuktu bugün. Üzerime siyah, bol bir kazak ve altıma da siyah kot pantolon giyindim. Belime, kırmızı ve siyah kareli gömleğimi bağladım. Aynanın karşısına geçip, saçlarımın üst kısmını arkadan toplayıp, alttan açık bıraktım. Gözlerime rimel sürdüm ve yüzüme kapatıcı. Dudaklarıma vişneli balmımı sürüp, ince bir eyeliner çektim. Üzerime kısa, siyah kot ceketimi giyindim ve telefonumu da alıp odamdan çıktım. Yatağımı annem toplar (^^)
"Günaydın tatlım, kahvaltı hazır." dedi annem, büyük bir samimiyetle. Tebessün ettim. "Anne hiç iştahım yok. Orada yesem?" dedim, dudaklarımı büzerek. Göz devirip kafa salladı. Gülümseyip, kocaman öptüm yanağından. Bizimkiler de kahvaltı sofrasındaydılar. "Ben görünmeden gitsem?" dedim, dudak büzerek. Kınayan bakışlarını atınca, el mecbur kabul ettim. Yüzüme yapmacık bir gülümseme yerleştirip, yanlarına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun ve Gerçek {Seri Tek Kitaptır} •Wattys 2020
Teen Fiction| İLK KİTAP BİTTİ | Derin, babasının mesleği sebebiyle taşındığı bu mahallede, karşılaşacağı birçok şeyden habersizdir. Bu, bazen aşk, bazen arkadaşlıktır... Ama en çok ta, gerçek sevgidir öğrendiği... ~~~ *Oyunlar beraberinde gerçekleri getirdi ve...