23. Bölüm: Kör Olan Birine, Rengi Anlatmak...

136 18 0
                                    

Multi • Ateş

*Artık konuşmuyoruz demek isterdim de,
Biz hiç konuşmuyorduk ki?!*

       Derin'den...

    Eda ile koyu bir sohbetin ardından, bir ders sonra sınıfa girdim. Birlikte bayağı birşey konuşmuştuk. Daha doğrusu, genel olarak o konuştu,  ben dinledim. Kız yorum yap dediğinde bile, kendisi yorum yapıyor. (Kim acaba? Jsjsj)

  "Neredesin sen?!" diyerek yanıma geldi Çağatay. Göz devirdim.

  "Pardon(!) psikopat bir korumam olduğunu unutmuşum!" dedim, alayla. Bu sefer o göz devirdi.

  "Aman ne komik?(!)" dedi, sinirle karışık alaylı sesiyle.

  "Niye, ne oldu ki?" dedim,  merakla.

  "Ateşler geldi. Seni göremeyince de gittiler. Öğlen yine geleceklermiş." dedi. Sebebini bilmesem de, başımı salladım. Sınıfta Mert ve biz hariç kimse yoktu.

  "Çenene? Ne oldu?" dedi, eliyle kafamı kaldırarak. Hemen bir adım geriledim.

  "B-birşey yok." dedim, bakışlarımı kaçırarak. Kaşlarını çattı.

  "Derin, hemen söyle!" dedi Çağatay yanıma gelip. Sınıfa göz gezdirdim. Mert bize bakıyordu. Hemen bakışlarımı Çağatay'a geri çevirdim.

  "Ya birşey yok! Hastayım ya, biryere çarpmışımdır." dedim, gözlerimi kaçırarak. Ama sürekli Mert'le göz göze geliyordum.

  "Derin..." dedi, gözlerini kapatarak. Hemen geri kaçtım.

  "Cidden bir şeyim yok psikopat ruhlu yakışıklı  korumam!" dedim sırama oturarak. Gözlerimin içine baktı.

  "Neyse, yakında çıkar kokusu." dedi ve devam etti. "Ateş çıkarır," dedi göz kırparak. Gözlerimi kocaman açtım ve ona hemen onun çantasını fırlattım.

  "Geri zekâlı, aptal beyinli, eksik!" dedim. Attığım çantayı havada yakaladı.

  "Ne o? Daha demin psikopat ruhlu yakışıklı korumandım(!)" dedi alayla.

  "ÇAĞATAY" dedim sinirle cırlayarak. Ne ara gitti bu ya?(!)
 
  "Cırlama be!" dedi Mert. Ona döndüm.

  "Yonca'nın selamı vardı." dedim alayla. Kaşları çatıldı.

  "Sen... Onu nereden tanıyorsun?!" dedi sinirle. Gözlerimi yapmacıkça kırpıştırdım.

  "Aa, yengemizden(!) neden haberimiz yok? Yonca kalp Mert." dedim alayla. Ayağa kalktı ve yanıma geldi. Sinirlendiği belliydi. Ama alaylı bir ifade takındı.

  "Selamı iyi iletmişe benziyor.(!)" dedi alayla gülerek. Kaşlarımı çattım.

  "Sen..." dedim durarak. Biraz daha eğildi. Bu kadar yakın olmamız...(yavaş yazar hanım!)

  "Orada değildim," dedi biraz daha kısık sesiyle. Yutkundum. Birazdan çekilmezse, hiç iyi şeyler olmayacak! Ne olur git! Aptal çocuk!

Oyun ve Gerçek {Seri Tek Kitaptır} •Wattys 2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin