Ateş'ten...
Karakoldaydık ve bu sefer kendim için değil, başkası için çabalıyordum.
"Ferhat amca!" diye içeriye telaşla Çağatay girdi. Hepimiz ona döndük.
"Çağatay, ne oldu?" dedi Ferhat amca hızla ayağa kalkarak. Buğra ve Kumsal bakışıyorlardı. Gamze'de bilgisayarlardan kurulum hazırlıyor, Yağız'da dışarda Berk'le birlikte; adamlarımızla arama yaptırıyordu.
"Derin... Bulduk! Ulaşabildik!" dedi aceleyle. Handan abla da dahil, herkes ayaklandı.
"Nerede?!" dedi Ferhat amca heyecanla.
"Kenan..." dedi bana kısa bir bakış atarak. Sonra Handan ablaya döndü. Handan abla bir anda koltuğa düşercesine oturdu.
"Kenan kaçırtmış. Ayazlar... Onun adamları." dedi Çağatay. Herkes herşeyi biliyor gibi, rahattı.
"Nerede şimdi?" diye sordum, kendimi daha fazla tutamayarak.
"Video geldi. Yüklenmiştir şimdi. Birlikte izleriz. Gamze gir şuraya." diye Çağatay, Gamze'ye yön gösterdi. Sonra siyah ekranlı bir video açıldı. Hepimiz bilgisayarın başında toplandık ve Gamze videoyu başlattı.
Ekrana ilk babam(!) olacak adam çıktı. Birkaç birşey saçmaladıktan sonra kadraja Derin girdi. Elektroşok cihazına bağlıydı. O an içimde garip bir korku, endişe ve acı hissettim.
Video ilerledikçe sinir kat sayım ve korku kat sayım adeta yarışıyordu. Kimseden ses çıkmıyor, herkes videonun sonuna odaklanmıştı.Derin'e her elektrik verdiklerinde, içimde inanılmaz derecede bir öfke büyüyordu. Handan abla dayanamayarak ağlamaya başladı ve sonunda bayıldı. Kumsal ve Buğra; Handan ablayı alıp çıktılar. Hastaneye götüreceklerdi sanırım. Şu an hiçbir şey duyacak durumda değildim.
Ferhat amcanın gözleri dolmuştu ve sağ gözünden bir damla yaş düştü. Sinirden ne yapacağımı bilemiyordum. Herkes bir anda çıktı odadan. Ayaklarım daha fazla dayanamadığı için koltuğa oturdum. Biri daha... Biri daha benim yüzümden ölmüştü...
Masanın üzerindeki bütün eşyaları büyük bir gürültüyle darma dağın ettim.
Yazar'dan....
Ferhat amir, ekiple birlikte kızının cansız bedeninin olduğu yere gidiyordu. İçinde fırtınalar kopuyordu, ama dik durmak zorunda hissediyordu kendini. Yoksa Handan nasıl dik duracaktı?
Arabalara bindiler, videonun konumunun olduğu yere gidiyorlardı.
Buğra, sakinleştirici verilen kadını kapının önünde bekliyordu. Kumsal çıktı içeriden. Buğra'yı görünce, daha fazla dayanamadı ve ağlayarak boynuna sarıldı. Aslında bu gün, normal olsaydı, İzmir'e yola çıkacak ve Derin'le birlikte son saatlerini geçirecekti. Ama o çoktan son saatlerini geçirmişti bile...
Buğra, kızın beline ellerini koydu ve sakinleşmesi için teselli etti. Ama onun da gözlerinden birer damla yaş düşmüştü. O da Derin'e alışmış ve onu Gamze gibi, kardeşi gibi benimsemişti...Yağız ve Berk, haberi aldıklarında akıllarına ilk gelen kişi Ateş olmuştu. Az çok tahmin edebiliyorlardı, Ateş'in durumunu...
Gamze, şaşkındı. 'Olamaz, rüya' diye geçiriyordu içinden. Ama değildi işte! Herşey gerçekti...
______________________
Ekip, olay yerine gelmişti. Bir ambulans ve özel iki polis ekibi...
İçeriye girdiler ve hareketsiz yatan bedeni aldılar, sağlık ekipleri... Ferhat amir, kızına baktı sonkez... Kanlı ve yanmış vücuduna baktı... Güzel gözleri kapalı ve morarmıştı. Yüzünün büyük bir bölümü kan içindeydi...
Ferhat amir, daha fazla tutamadı kendini ve bir köşeye geçip, sessiz sessiz döktü göz yaşlarını. Biricik kızı, kendisi yüzünden ölmüştü. O okula hiç gitmeseydi, belki de şuan hayatta olacaktı...
____________________Herkes hastaneye gelmişti. Doktorlar acil sedyeyle çıkardılae Derin'i ve ameliyathaneye götürdüler. Herkes şok içinde ve acıyarak bakıyordu. Kumsal, yere çökmüş ve arkadaşı için haykıra haykıra ağlıyordu. Buğra ve Gamze hemşire çağırdılar ve Kumsal'ı sakinleştirmek için iğne yaptı hemşire.
Ateş, bir köşeye oturmuş ve başını ellerinin arasına almış, duruyordu. Yağız ve Berk; Kenan itini aramaya gitmişlerdi. Çağatay ise bir köşede şok içinde duruyordu...
Herkes ağlıyordu... Derin'in ölme düşüncesi herkesi mahvediyordu. O sırada içeriden bir doktor çıktı. Herkes ayaklandı ve doktorun önüne geçti. Doktor, 'üzgünüm' dercesine başını salladı ve...
°*°*°
Mert, olanların şokundaydı. Hissiz Ayaz bile üzülüyordu. Derin'in son hâlini onlar da görmüşlerdi. Mert, hızla ayağa kalktı ve Ayaz'a hücum etti.
"Beni durdurmasaydın böyle olmayacaktı! BİR KIZIN DAHA HAYATI SON BULMAYACAKTI ADİ KÖPEK!" diye bağırarak suratına yumrukları geçirdi. Aralarına Can girdi.
"ASIL SEN ONA KARŞI BİRŞEYLER HİSSETMESEYDİN BÖYLE OLMAZDI! KENAN YAŞATIR MI SANIYORDUN LAN PİÇ?!" diye bağırdı Ayaz. Ardı ardına gelen yumruklardan nasibini alan Can, en son bağırdı.
"Lan bir kesin! Yeter! Siz burada bir birinize girince Derin geri mi gelecek?! Giray'ın da durumu belli!" diye bağırdı Can. Mert, öfkeyle dudağındaki kanı sildi. Ayaz da hırsla Mert'e bakıyordu.
"Hakan'ın haberi yok! Kimse söz etmeyecek! Anladınız mı?!" dedi Can, bağırarak. İkisi de kafasını salladı. Mert, kapıyı çarparak çıktı. Ayaz'da sinirle koltuğa oturdu.
____________________
Sezondan sonraki ilk bölümümüz! Kısa oldu, ama olsun! Bu bölümde de gözyaşım pıt!
Ah be Derinciğim... Seninle buraya kadarmış!
Ateş'te üzülmesin yani! Çok minnoş okuyucularım var, alırız birini ona jsbdjsbd!Bu arada o kadar aldanmayın herşeye, denesizim, bilirsiniz ;)
Spoi mi, EVET!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun ve Gerçek {Seri Tek Kitaptır} •Wattys 2020
Teen Fiction| İLK KİTAP BİTTİ | Derin, babasının mesleği sebebiyle taşındığı bu mahallede, karşılaşacağı birçok şeyden habersizdir. Bu, bazen aşk, bazen arkadaşlıktır... Ama en çok ta, gerçek sevgidir öğrendiği... ~~~ *Oyunlar beraberinde gerçekleri getirdi ve...