16. Bölüm: Kardeşimsin Lan!

182 21 3
                                    

       Derin'den...

   Gözlerimi açtığımda, bilmediğim bir yerdeydim. Başım feci şekilde ağırıyordu. Gözlerimi tamamen açtığımda, siyah ile dizayn edilmiş bir odadaydım ve bir yatakta! Hemen kalkmak istedim, ama başım buna engel oldu. Âni bir hareket uygukayınca, kala kalmıştım!

  "Uyanmışsın?" dedi içeriye giren Gamze. Şaşkınca ona baktım.

  "Ne işim var burada?" dedim merakla.

  "Dünden sonra buraya geldik. Merak etme, babana Kumsal'da kalacağını söyledik. Kumsal'ın da haberi var." dedi ve açtığı dolaptan bir şeyler çıkardı. Dün olanlar aklıma gelmeye başlamıştı. Ah! Evet! Buğra?! Ve Ateş?! Silah ile birini vuruyordu en son!

  "Başım..." dedim, en son acıyla. Dolaptan bu tarafa döndü.

  "Ağrı kesici ister misin? Dün doktor geldi. Sorun yok, ama ağır bir darbe almışsın. Geçmezse hastaneye gedeceksin." dedi ve dolaptan çıkardığı kargo pantolon ve t-shirt'ü bana verdi.

  "Giyin, sonra da aşağı gel." dedi. Kafamı salladım ve yataktan zor da olsa kalktım. Yatağın üzerindeki kıyafetleri aldım ve banyo sandığım yere girdim. Evet, doğru!

  Altımdaki şortu çıkarıp, pantolonu giyindim. Tam bluzumu çıkaracakken, aynada kendime takıldım. Başım sargıdaydı ve solgundum. Bluzum ise kanlar içindeydi! Aman Allah'ım! Neler olmuştu öyle?!

   Dikkatle bluzu çıkardım ve Gamze'nin verdiği t-shirt'ü giyindim. T-shirt'ü içime koyup,  birazını dışarı çıkardım ve pantolonun paçalarını biraz yukarı çektim. Ah! Zincirli pantolon!

   Elimi ve yüzümü yıkayıp, kıyafetlerimi oradaki bir poşete koydum. Sonra bir köşeye bıraktım ve banyodan çıktım. Odadan da çıkınca, evin iki katlı olduğunu anladım. Ah! Merdivenler! Başım dönüyor!
 
  "İyi misin?" dedi soğuk bir ses. Yanıma döndüğümde yeni uyanmış, saçı başı dağınık bir Ateş gördüm.

  "Sayende..." dedim ve merdivene döndüm. Gözlerini devirdi ve kolumdan tuttu.

  "N'apıyorsun?" dedim, ona dönerek.

  "Merdivenden atacağım,  ölmen işime gelir!" dedi ve gözlerini devirdi.

  "Beklenir senden." dedim ve önüme döndüm. Tam adım atacakken, başımın dönmesiyle az daha düşecektim. Ateş, hızla elini belime koydu. Şaşkınlıkla ona döndüm. Birşey demedi ve bir eli belimde, bir eli kolumda yardım ederek, merdivenden inmeme yardım etti. Yavaş yavaş iniyorduk.

  "Günaydın," dedi Berk ve göz kırptı. Anlamaz bir şekilde ona bakarken, Ateş kötü bakışlarını ona gönderiyordu. O da sustu ve içeriye gitti.

  "Günaydınız," dedi Gamze ve içeriye girdi. Gözlerimle karşılık verdim. Ateş'de beni yavaşça koltuğa oturttu ve yanıma attı kendini. Hayvan! Koltuğu sarstı!

  "Günaydın amir kızı," dedi Buğra ve duygusuzca içeriye girdi. Yeni uyanmış olduğu belliydi.

  "Günaydın," dedim.

  "Ööf! Anladık! Gün aymış!" dedi Gamze bıkkınlıkla. İstemsizce güldüm bu sitemine. Sonra gözlerim Ateş'e kaydı. Gülüşümü mü seyrediyordu o? Bir anda bakışları sertleşti ve önüne döndü.

  "Ateş,  o adam ne olacak?" dedi Berk.

  "Halledeceğim." dedi ifadesizce. Bir an aklıma dün gece geldi. Tüylerim ürperdi. Şu an katille oturuyor olabilirim!

  "Dün gece-" dedim, gözlerimi halıya sabitleyerek. "Tam olarak ne oldu?" dedim karşımdaki Buğra'ya dönerek.

  "Ateş'in kafana vazoyu atmasıyla bayıldın." dedi Berk ve güldü. 'Komik mi' bakışımı atınca, sustu ve önüne döndü.

Oyun ve Gerçek {Seri Tek Kitaptır} •Wattys 2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin